Ruhu mu ateş yoksa o gözleri mi alevden
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu
Pervane olan kendini gizler mi alevden
Sen istedin ondan bu gönlüm zorla tutuştu
Gün senden ışık alsa da bir renge bürünse
Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse
Her şey silinip kaybolurken nazarında
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...-Atsız
◇
Karanlık, sadece mor neon ışıkların aydınlattığı bir atmosfer vardı Jungkook'un odasında.
Jimin büyük çalışma masasının ucuna kalçasını yaslamış bir vaziyette donmuş gibi duruyor ve Jungkook'a alt dudağını ısırarak bakıyordu.
Jimin altındaki erotik kıyafetiyle son derece baştan çıkarıcıydı.(Bunun arkasında bir de tüylü beyaz bir kuyruk olduğunu hayal edin)
□
Jungkook dudaklarını yalayıp sol yanağını ısırmıştı.
Konuşmasına gerek yoktu, zaten vücut dili bas bas bağırıyordu. Bu mor ışıkların altına güzel anlar bırakacaktı.Onun altında ise transparan bir baksır vardı.
Jungkook Jimin'i baştan aşağı bakışlarıyla yedikten sonra ona doğru yavaş adımlar attı.
Jungkook Jimine yaklaştıkça Jimin onun belirginleşen adonis kaslarına bakmıştı. Onu yemek istiyordu, tam da şu an.Teninin üzerindeki her dövmeye dokunmuştu Jimin, tam karşısında mum gibi eriyip gidiyordu. Eli eline değmeden, teni tenine değmeden de hissedebiliyordu onu. Bu bile onu sertleştirebilirdi. Ve bu çok heyecan vericiydi.
Jimin ise sanki romandan çıkmış gibiydi, melek gibi gözüküyordu. Ama içi o kadar tehlikeliydi ki. Hoş, onların istediği de bu tehlikenin ta kendisiydi.
Jimin için bu adam bir hazineydi, ilk defa isteklerini dile getirmeden yerine getiren bir adam bulmuştu. Bunu garipsemeyen ve oldukça geç boşalabilen bir adam.
Jungkook Jiminin dayandığı masanın iki yanına ellerini koyup boy farklarından yararlanarak yukarıdan Jimin'e bakmıştı.
"Çok güzel olmuşsun." dedi Jungkook.
"Teşekkürler bay Jeon." dedi Jimin ise hafif bir gülümsemeyle.
"Bu güzel takıma yazık olacak. Onları parçalamak için can atıyorum" dedi otoriter sesini hissettirerek.
Jimin ise parmak uçlarında yükseldi ve Jungkook'un kulağına gelip "Sadece iç çamaşırımı mı parçalayacaksın?" dedi kısık sesle.
Ve ekledi "Sana biat ediyorum."
Jungkook duyduğu şeylerden sonra Jimin'in boynunu elleriyle tuttuğu gidi arkasındaki masaya yatırmıştı.
Şimdi sadece dizleri sarkıyordu masadan.
"Hep benim odamda, benim masamda kitaplarımın yerine bedeninin nasıl duracağını düşündüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOİRA ~JIKOOK~
FanfictionJungkook simsiyah saçlarına geceyi, Jimin ise sapsarı saçlarına gündüzü sığdırmıştı. Onların bedenleri değil, ruhları sevişiyordu. Ve her simsiyah geceyi tamamlayan sapsarı bir gündüz vardı.Tıpkı ikisinin birbirini tamamladığı gibi. 📍BDSM 📍SMUT 📍...