XV. Küçük Tebessümler

2K 134 95
                                    

“Hadi şu son kaşığı da iç bitti neredeyse.”

Kurtarılmasının ardından iki gün geçmişti. İki gündür Kyungsoo ve Minseok yaptıkları özel karışımlı çorbayı bıkmadan içirmeye çalışıyorlardı.

“Gerçekten doydum artık midem almıyor.”

İlgi çekici gözlere sahip olan hizmetçi beta cevap verdi.

“Ama bu sizin tamamen toparlanabilmeniz için çok önemli. Herkes bir an önce eski sağlığınıza kavuşmanızı istiyor.”

“Minseok lütfen resmi bir şekilde konuşma benimle, daha kaç kere diyeceğim?”

Sarı saçlı betaya küçük bir tebessüm sundu.

“Peki sen nasıl istersen.”

Açıkçası şimdiye kadar hiç böyle yoğun bir ilgi ile karşılaşmamıştı. Bu durum hafiften utanmasına sebep oldu. Böyle şeylere alışkın değildi çünkü şimdiye kadar odağında sadece büyükbabası ve Kyungsoo vardı. Aslında şu anki durumu, herkesin kendisi için endişelenmesi normaldi. Çünkü baş alfanın eşiydi. Ve karnında o baş alfanın çocuğunu taşıyordu.

Dün Chanyeol'un annesi ve babası tüm gün buradalardı. Her ne kadar iyi olduğunu söylese de bugün de istirahat etmesini söylemişlerdi. Sonuç ise Chanyeol'un odasındaki yataktaydı ve Kyungsoo ile Minseok yanından hiç ayrılmıyordu.

Chanyeol? Aklına iki gün önceki hâli doldu taştı. Ve onu düşünmeden edemedi. Babasından duyduğu kadarıyla bugün kaçırılma işiyle uzaktan yakından bağlantısı olan herkesi bulmaya çalışıyordu. Ona yanlış yapanları asla affetmeyen bir yapıya sahip olduğunu en iyi şekilde görmüştü. Hem de gözleri ile canlı canlı tanık olarak...

Akşam olduktan sonra iki gündür yanında kalan dostunu da Chanyeol'un ailesinin evinde çalışan sıcakkanlı betayı da tüm ısrarlara rağmen yolladı. Onların kendisi için yorulmalarını daha fazla istemiyordu. Hem artık ayağa kalkıp bütün işlerini kendisi yapacak durumdaydı.

Mutfağa indi ve dolaptaki sürahiden bir bardak su doldurup içti. Salona geçip televizyonu açtı ama açtığına pişman oldu çünkü reklamda gördüğü şeftaliler yüzünden içi ürperdi, farklı hissetmeye başladı.

Evde şeftali olmadığını bildiği halde bir umut mutfağa tekrar gidip dolabı açtı, yoktu lakin şu an yemek istiyordu. Daha önce hiç bu kadar bir şeyi açlıkla istediğini hatırlamıyordu, gözlerinin birdenbire dolduğunu hissetti.

Alfanın dış kapının açılma sesinden geldini anlamıştı, mutfaktan çıkıp salona doğru yol aldı. Kapıyı kapatıp salona doğru yönelen büyük beden onu ayakta görünce şaşkınlığını gizleyemedi.

“Niye ayağa kalktın ki, birkaç gün daha dinlenmeliydin.”

Onun aslında kendisini değil de bebeği önemsediğini biliyordu.

“Senin gözlerin niye dolu dolu? Ağladın mı yoksa?”

Telaşlı gözlerle kendisine bakan alfa elini yüzüne koydu ve başını iyice kaldırıp kendisine bakmasını sağladı.

“Bir şeyim yok sadece-”

“Sadece ne? Yoksa birisi rahatsız mı etti seni? Jongdae evi izlemek için birkaç kişi görevlendirm-”

“Hayır ben iyiyim sadece canım anlamadığım bir şekilde şeftali istiyor ama evde şeftali yok.”

“Tanrım, bu muydu yani ben de bir şey sanmıştım.”

Gri saçlı alfa ne olduğunu anlamadan yanındaki küçük beden birden elleriyle yüzünü kapatıp ağlamaya başlamıştı.

“Hey ben kötü bir şey demedim niye ağlıyorsun şimdi de?”

Ateş-i Hecr »« ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin