XXII. Yılbaşı Akşamı "Özel"

2.1K 120 95
                                    

Karın lapa lapa yağdığı bir güne uyanmıştı. Chanyeol ile ateşli bir gece geçirmelerinin üzerinden üç hafta geçmişti. Akşam yılbaşıydı ve akşamki misafirleri için çoktan hazırlık yapmaya başlamıştı. Ama hesaba katmadığı bir şey vardı.
Byul...

Çilekli turta yapmak için çilek almıştı lakin yarısını yeni yeni yürümeye başlayan bebeği yemişti.

Sepeti yere koyduğu için çilekleri alıp alıp kaçıyordu.

“Seni hırsız seni.”

Kendisini gördüğünde yaptığı suçu bildiği için çaldığı çilekle hızla emekleyerek kaçmaya başladı. Onun bu hareketine gülmeden edemedi.

“İşte yakaladım seni.”

Bir yandan yakalandığı için diğer yandan da annesinin kucağına alıp kendisini gıdıkladığı için gülüyordu. Elleri, yüzü, ağzı, kıyafeti, her yeri çilek olmuştu ama kızamadı.

Çok tatlı görünüyordu. Sarı - mavi karışımı gözleri güldüğü zaman tıpkı kendi gözleri gibi küçülüp hilâl şeklini alıyordu. Byul'un doğduğu ilk zamanı hatırladı. Chanyeol'un, Byul'un tamamen kendisine benzediği için dudak büzmüş bir şekilde yakınması gözlerinin önüne geldi ve hafif bir tebessüm etti. Doğruydu sarı saçlarıyla, dudak ve burun şekliyle tamamen kendisine benziyordu.

Ama bildiği bir şey vardı ki Byul'un büyüdüğünde babasından daha da güçlü bir alfa olacağı gerçeğiydi. Emindi. Byul alfaydı. Şimdiden feromonları bu kadar iyi hissedebilmesi, kırmızı ay betası ve gümüş alfası birleşiminden dünyaya gelen bir çocuk olması türünün çok önemli olduğunu gözler önüne seriyordu.

Kucağındaki küçükten gelen kıkırtlara daha fazla dayanamadı, önce yanaklarını sonra da boynunu öpmeye başladı. Bebeğinin boynundan huylandığını çok iyi biliyordu artan kıkırtı sesleri de bu durumu onaylıyordu.

“Üst dişin de mi çıkmış senin hım?”

Bebeğinin yeni yeni çıkan dişlerine baktı. Kendisi gibi dişleri de çok tatlıydı.

“Hadi gidip bebeğimle banyo yapalım ha? Sonra da akşam için kıyafetlerini giyelim, noel baba şapkanı da takalım.”

Boynuna sıkı sıkı sarılan küçük ellerden birini alıp ısırdı, gerçekten bu küçük bedenin tatlılığına dayanamıyordu. Tanrı daha bebekken ondan ailesini almıştı lakin şimdi ona bu aileyi hediye etmişti. Bunun için Tanrı'ya her zaman şükrediyordu.

Bebeğiyle oldukça eğlenceli bir banyodan, ardından da hazırlamış olduğu yemek ve tatlılardan sonra aşağı inmişlerdi. Byul kırmızı renkli, kardan adamı kazağı ve noel baba şapkası ile oldukça șirin görünüyordu.

“Hm benim Byul'um nereye kaybolmuş bakalım?”

Sürekli dün gece üçünün birlikte süsledikleri yılbaşı ağacının arkasına saklanıyordu. Ve kafasını iki de bir çıkarıp kendisine baktıktan sonra tekrar gizliyordu. Birkaç dakika sonra kapı çaldı ve Byul'un "baba baba" diye yılbaşı ağacının arkasından çıkıp emekleyerek kapıya yönelmesiyle bebeğini kucağına alıp kapıyı açtı.

“Bebeklerim beni mi karşılıyormuş.” diyip önce Byul'un yanağına sonra da kendi dudağına öpücük konduran alfayı gülümseyerek karşıladı. Büyük beden Byul'u kucağından aldığında kendisi de kapıyı kapattı.

“Çok güzel görünüyorsunuz ikiniz de.”

Yılbaşı olmasına rağmen bir lider olduğu için sürü merkezine gitmişti. Halkını daima önemseyen, sürüsünün sorunlarını dinleyen ve sorunlara çözüm bulmaya çalışan bir liderdi.

Ateş-i Hecr »« ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin