Camın dibine oturmuş yağmuru izliyordum.Camda oluşan buğuyu elimin tersiyle silip bu hoş görüntüyü netleştirdim.Büyük damlalar düşmüyordu fakat sık sık yağdığı ve dışarıya şemsiyesiz çıkan birini rahatlıkla sırılsıklam edeceği anlaşıyordu.Dışarıya dalmış etrafı izlerken hafif üşüdüğümü fark ettim.Gözlerimi üzerimde gezdirdim,ince bir kazak onun üstünde kolları uzamış fermuarı bozuk bir kapüşon vardı.Uzanıp kalorifere parmaklarımı sürttüm en az parmak uçlarım kadar soğuktu.Ayaklanıp eski ama temiz ve düzenli dolabımdan bir pike çıkarttım.Belki biraz kahvem kalmıştır umuduyla odamdan çıkıp mutfağa ilerledim.Tezgahın üzerindeki ilk dolabı açıp kavanozlara göz gezdirdim.Evet evet en az iki fincan çıkacak kadar kahvem vardı!Mutluluğum kısa sürdü nereye kadar böyle devam edecektim yetimhaneden çıktıktan sonra uzun süre yurtlarda kalmış bir şekilde başımın çaresine bakmıştım.Fakat artık okulum bitmiş kendi başıma eve çıkmıştım.Türlü işlerde çalışıp kiramı çıkartıyordum.Türlü işler dediğime bakmayın kasiyerlik,garsonluk basit çok beceri ve bilgi gerektirmeyen işler.En son bir restoranda bulaşıkçı olarak işe girmiştim.Lüks bir yerdi çok yoruluyor bulaşıkla beraber yerleri paspaslıyor özel müşteriler için olan odalarıda temizliyordum fakat parası iyiydi ne buyururlarsa en iyisini yapmaya işimi elimde tutmaya tüm gayretimi sarfediyordum.Bu iş sayesinde neredeyse 1 yıl kadar çalışıp geçimimi çok rahatta olmasa kıt kanaat idare etmiştim.Taki patronumun işimi iyi yapmamdan ve ne derlerse sorgulamadan yerine getirmemden aldığı cesaretle özel müşterilerilerle odalarına çıkmamı gönüllerini hoş tutup ihtiyaçlarını gidermemi isteyene kadar.O anı hatırladıkça bile sinir damarlarımda dolaşıyor parmak uçlarım karıncalaşıyor.Bu benim sabrımın son noktası olmuştu.Çok iyi para kazanacağımı hayatımı istediğim gibi yaşayabileceğimi söyleyip bu iğrenç teklifte bulunduğunda şiddetle reddedip işi hemen bırakmıştım.O günden beride düzenli bir işim olmamıştı.Fakat artık geçinmekte çok zorlanıyordum kış mevsimininde etkisi çok büyüktü.Elektirik,su,doğalgaz faturaları kira derken para iyice suyunu çekmiş dişimden tırnağımdan arttırıp biriktirdiğim paramında tamamı bitmişti.Elektirik ve su faturasını çok idareli kullanmamdan dolayı bir şekilde ödüyor kirayı durmadan erteliyor doğalgaz faturasına ise gücüm yetmiyordu.Buz gibi evimde çoğu zaman kahvaltı etsem akşam yemeği yemez akşam yemeğimi yesem bir sonraki gün kahvaltı etmez kendimce tasarruf etmeye çalışıyordum.Kiracım iyi bir kadındı nazikçe ve haklı olarak parasını ister çok az bir süre daha beklemesini rica ettiğimdede bunun son olduğunu söyleyip giderdi.Fakat artık ev sahibimde bu durumdan sıkılmış evi boşaltmamı söylemişti.Nazik ve kibar olmayı önemsemiyor onu salak yerine koyduğumu düşünüyordu.Son kez yalvar yakar iki hafta daha süre istemiştim.İş bulacığım dememe inanmadığı için ankaradaki akrabalarımın para yollayacağına dair pembe bir yalan söyleyip zorda olsa onu ikna etmiştim.Düşüncelerimden beni koparan kaynayan su olmuştu.Fincana suyu doldurup yetecek kadarda kahve ekledim.Üşüyen ellerimi fincana sarıp odama geri döndüm.Kahvemi küçük küçük yudumlarken bir yandanda ne iş yapacağımı düşünüyordum.Aklıma Selim'in önerdiği barmenlik fikriyle heyecanlanıp kahvemden büyükçe bir yudum almış yanan dilimin acısıyla hafifçe inlemiştim.Düşününce ürkütücü bir iş gibi gelsede bunu deneyimlemeden bilemezdim.Telefonumu alıp hızla kırık ekranda Selim'in numarasını çevirdim.Bir kaç çalmadan sonra Selim'in gürültü içerisinden gelen gür sesi kulaklarımı doldurdu.
"Defne!Sen yaşıyormusun kızım?"
Bu söylemiyle uzun süredir konuşmadığımızı fark ettim.Onun düzenli bir işi vardı arayamıyor ziyaret edemiyordu.Bende ne zamandır aramamıştım.
"Şükür hala nefes alıyoruz."
Dedim takılarak.Erkeksi kıkırtısı bulunduğu gürültülü ortamdan zar zor kulağıma ulaşsada anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
12 saat
RomantizmÇaresiz bir kızın hayatına giren mucizeler ve bir anda hayatının değişmesi... Zaman zaman 18+ sahneler olabilir rahatsız olanlar okumasın