Babaannem çantasını karıştırdı bir telefon çıkartınca kaşlarım istemsiz olarak çatıldı. Babaannem telefonu Onur'a uzatırken dikkatli gözlerle onları izliyordum. Onur telefona bir şeyler yazarak bana uzattı, tereddütle telefonu aldım.
''Babaannenle konuşunca durumu numaranı istedim ama telefonunu almışlar galiba bu yüzden babaannenden yeni bir telefon ve hat almasını istedim sadece benim, annemin ve babaannenin numarası kayıtlı, telefonu iyi sakla yarın bize lazım olacak'' dedi Onur, Allah'ım resmen beni kaçıracak olan adamla karşılıklı oturup beni nasıl kaçıracağını konuşuyorduk hem de daha tanışalı yarım saat bile olmamıştı. Ne yapıyordum ben aklımı kaçırmama çok az kaldı kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim, telefonu çantamın iç gözüne koydum. Nefes alamıyordum düştüğüm bu durum beni öldürüyordu.
''Selma teyze balkon nerede, biraz çıkabilir miyim.'' diyerek ona döndüm. Babaannemin üzerindeki gözleri bana dönerken
'' Tabii canım yan taraftaki mutfaktan balkona çıkabilirsin.'' diyerek, gülümsedi.
''Çıkmasan mı kuzum o balkon caddeye bakıyor ne olur olmaz belki bir tanıdık görür.'' diyen babaannemin sesindeki endişe beni üzmüştü, korkuyordu.
''Tamam babaannem çıkmam'' diyerek, gülümsedim.
''Canım o zaman koridorun en sonunda ki odaya git. O odada ufak bir balkon var, misafir odasının balkonu küçük ama caddeye bakmıyor.'' Diyen Selma teyzeye minnetle gülümsedim camdan bile olsa derince bir nefes çekmeye ihtiyacım vardı.
Kafamı sallayarak ayaklandım. Oda'nın kapısını açıp içeri girdim hemen çaprazımda olan balkona yöneldim kapısını açarken çoktan kendimi küçük alana bırakmış ve derin bir nefes çekmiştim insanların haklarını savunmak , onları korumak için hukuk okumuştum ben ama daha kendimi bile koruyamıyordum bunun yükü omuzlarıma biraz daha binerken gözlerimi kapattım ufak bir mide bulantısı midemi ele geçirirken beynim uyuşmuştu artık yaşadıklarım mideme vuruyordu. Yanımda ki haraketlilikle gözlerimi araladım, onur elindeki iki sandalyeyi yere koyarken bana baktı.
''Geldim ama istersen gidebilirim yalnız kalmak daha iyi gelecekse.'' dedi , kafamı iki yana salladım.
''Lütfen, oturabilirsin, bu arada sandalye için de teşekkür ederim'' diyerek gülümsedim otururken bende oturdum.
''Rica ederim, iyi gözükmüyorsun ayakta durmaman daha iyi olur senin için'' diyerek bana baktı.
''İyiyim, sadece yorgunum ama iyiyim.'' diyerek gülümsedim. Yalan iyi değilim hem de hiç iyi değildim, dile getiremiyorum belki ama bakıldığında zaten fazlaca belli oluyordu ve Onur da fark etmişti.
''Yorgunluğun geçecek Asel, zor olacak biliyorum ama hiç tanımadığın biri olarak söylüyorum bunları sana, eğer ki o babaya rağmen okuyabildiysen, o babaya rağmen halen iyiyim diyebiliyorsan. Yorgunluğun da geçecek yaşadıklarını biliyorum Ayşe teyzeden( Asel'in babaannesinin ismi Ayşe) hayat hikayenin birazını dinledim hepsini anlatmadı isterse Asel'im anlatır, dahası onun özelidir dedi ama anlattıklarından bile ne kadar güçlü biri olduğunu anladım.'' dedi, hayatta böyle düşünceli erkeklerin kaldığını bilmek içime biraz umut kırıntısı serpmişti. saçlarımı kulaklarımın arasına yerleştirdim.
''Teşekkür ederim, Onur inan bana hiç kolay değil düşünüyorum da o kadar saçma geliyor ki içinde olduğum durum, daha demin içeride oturmuş beni düğünden nasıl kaçıracağını konuştuk yani bu içinde olduğum durum o kadar garip ki ve tanımadığım insanları da benimle birlikte bir yola sürüklüyorum. Nereye çıktığını bilmediğim bir yol sonun aydınlık olduğundan emin olmadığım bir yol inan sana ne diyeceğimi, nasıl teşekkür edeceğimi biliyorum.'' dedim, kafamı iki yana sallarken derin bir nefes verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Armağan
Teen FictionBen Asel (...) Annem her zaman 'hayallerimi sen yaşayacaksın benim yapamadıklarımı sen yapacaksın benim olamadığım kadar güçlü olacaksın benim eğdiğim gibi o boynunu eğmeyecek daima dik tutacaksın hata da etsen benim hatamdır dersimi aldım diyip da...