"Sakin ol artık bir ya.'' dedi, genç kadın.
Kimdi bilmiyorum isminin Merve olduğunu biliyordum ve her ne yaptıysa Onuru çileden çıkardığı çok belliydi. Yüzü kıpkırmızı şekilde salonda bir sağa bir sola volta atıyordu. Ben kızın karşısında ki tekli koltukta oturuyordum oda iki kişilik koltukta oturuyordu. Çok güzel bir kadındı.
''Sen beni çıldırtacaksın, yeter artık! Ya biran önce kendine gelirsin Merve ya da doğru yurt dışına.'' dedi, bağırmamıştı ama sesi bir şeyleri delip geçmeye yetmiş hatta artmıştı.
''Bence asıl sana yeter farkında mısın 16 yaşında ki küçük Merve değilim ben artık, hem sen önce bana güvenmeyi mi öğrensen abi ? Alkol almadım diyorum kendime dikkat de ediyorum, 22 yaşındayım ben zorlamasan mı artık?'' dedi, kardeşiydi ve ben beynimde bin türlü senaryo yazmıştım, yargısız infazda yine başı çekiyorum her zamanki gibi.
''İstersen 50 yaşında ol Merve kendi canını hiçe saydığın her an benim için küçük bir çocuktan farkın yok.'' dedi, bu sefer sesi yükselmişti, yürümeyi bırakmış ve hafifçe Merve'ye dönerek işaret parmağıyla onu işaret ediyordu.
''Abi anlasana şunu artık ya İÇMEDİM DİYORUM İÇMEDİM ALKOL YOKTU CANSU GİTMEK İSTEDİ ONUNLA GİTTİK İŞTE'' diyerek ayağa kalktı.
''Bitti zaten o Cansu meselesi de. Kapandı. Aklını başına almamış daha 15 yaşında olduğunu zanneden çocukla ne bok işim varsa benim, tutturdunuz annemle Cansu Cansu diye benim başıma da sardınız bende aptal gibi sizi dinledim ama artık yeter. Ne sen ne de ben bundan sonra Cansuyla görüşmeyeceğiz, duydun mu beni?!''
dedi, biraz daha Merve'ye yaklaştı çok geriliyordum gitmek için bir kaç kere yeltenmiştim ama Onur kalmamı istemişti o yüzden şimdi bunun için yeltenmiyordum.
''Cansu benim arkadaşım abi.'' dedi Merve sesi bu sefer kısık çıkmıştı.
''Yapma Merve yeter artık 16 yaşında ki arkadaşları olmayan küçük kız değilsin görmen gereken gerçekleri gör artık o kız gerçekten senin arkadaşın olsaydı senin durumunu bile bile seni alıp o bara götürmezdi senin içmemen değil sorun, sorun senin öyle bir ortama girmemen gerek vücudun çok hassas Merve daha tam iyileşemedin bile ya iyice iyileş ben bu gözlerimle göreyim emin olayım ben götüreceğim seni nereye gitmek istersen. Söz veriyorum, biliyorum gezmek istiyorsun arkadaşlarınla ama biraz sabırlı olman gerek lütfen.''
Onur sözlerini bitirdiğinde yan taraftaki tekli koltuğa oturdu, tabiri caizesi kendini koltuğa attı. Merve bir şey dememeyi tercih etmiş olacak ki salondan çıktı. Acaba hastalığı neydi? Abisini bu hale sokan sinir miydi yoksa kaybetme korkusu muydu?
''İyi misin?'' dedim, sesim oldukça sakin çıkmıştı.
''Değilim, değilim o kızın nasıl biri olduğunu biliyordum o kızı kendi hayatıma almak yerine Merve'nin hayatından çıkarmam gerekiyordu tam bir aptal gibi davrandım. Bazen ne bok yediğimi ben anlamıyorum, kendimi anlamıyorum.'' dedi, fazla kızgındı.
Kime kızgındı bu kadar?
''Nasıl biriydi o kız.'' dedim Konuşmaya ihtiyacı var gibi duruyordu ve ben konuşmak istiyordum.
''Hareketleri saçmaydı, yeni yetme bir çocuktan farksızdı bunu hep ailesine bağladım ama değilmiş yeni yeni bunu anlıyorum babasından sevgi görmeyen bir kız daha tanıdım ben ve Cansuyla alakası bile yok'' dedi, bana baktı bakışları canımı yaktı ben miydim babasından sevgi görmeyen o kız? benden mi bahsediyordu? Peki bunu duyunca canımın yanması gerekmez miydi? Belki canım yanmadı ama bakışları işledi içime, evet bir şeyleri yaktı ama yaktığı şey canım değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Armağan
Teen FictionBen Asel (...) Annem her zaman 'hayallerimi sen yaşayacaksın benim yapamadıklarımı sen yapacaksın benim olamadığım kadar güçlü olacaksın benim eğdiğim gibi o boynunu eğmeyecek daima dik tutacaksın hata da etsen benim hatamdır dersimi aldım diyip da...