5

2.2K 190 52
                                    




"Tamamen yalnızlıktı,binlerce kilometre uzaktan dikkatini çekmeye çalışmak,
Ve biliyorsun beni her zaman en kötü ihtimaller üzerine çok düşünürüm.
Evet ikimiz de biliyoruz, aramızda bir okyanus var."
James Blunt-Cold

"James Blunt-Cold

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

**

"Bir gün ona onu ne kadar çok sevdiğimi söylemek, dolunayı hesaplamak zorunda olmadan etrafında bulunmak ve elini tutmak istiyorum."
-R. J.Lupin

-

Kütüphane büyük oranda boşalmışken,Clementine ve Remus kitaplara gömülü bir şekilde kütüphanedeki beşinci saatlerini geçiriyorlardı.
Clementine  kollarını yukarı doğru uzattı, kasılmış kaslarını gevşetmeye çalışıyordu. "Bugünlük bu kadar yeter sanki,ne dersin?"

Remus başını parşömenlerden kaldırdı. "Olur." Dedi düz bir tonda. Kalbi, düz sesinin tersine ritmi bozulmuş gibi atıyordu ve bunun sebebi karşısında oturan dünyanın en güzel kızıydı. Clementine Elmer,dağılmış saçları ve uykulu haliyle bile güzel görünüyordu.
Clementine asasını çıkardıktan sonra küçük bir bilek hareketiyle masadaki eşyalarını topladı. Clementine Elmer,sadece güzel değil aynı zamanda yetenekliydi de.

"Yarın, aynı saatte tekrar burada buluşalım mı?" Dedi Clementine. "Tam anlamıyla bitirmemiz için bir kaç kez daha buluşup çalışmamız gerekiyor."

Kitaplarını koltuk altına yerleştiren Remus onu onayladı. Clementine istediği sürece bütün vaktini ona ayırabilirdi.

"Bu sefer mektupları daha erken açacağım." Remus'un alaylı cümlesine karşılık Clementine de güldü. "Bu sefer mektup göndermeyeceğim. Benden nefret etmediğine emin olduğuma göre gelip kendim söyleyebilirim." Clementine sandalyesini ittikten sonra kütüphanenin ortak koridoruna doğru yöneldiğinde Remus onun geçebilmesi için geri çekildi fakat o geçmedi. Remus'un tam önünde durdu, elini kaldırdı ve parmaklarıyla Remus'un saçlarına dokundu. Remus John Lupin orada ölebilirdi. Midesindeki kelebeklerden dolayı nefes almayı unutmuştu. Clementine, Remus'un saçlarının üstünden aldığı siyah tüylere baktı.
"Köpek tüyüne benziyor."
"Köpek mi?İmkansız. Tozdur."

Clementine ellerini çırparak tozların yere dökülmesinin sağladı. "Peki o zaman." Remus ucuz yırtmıştı. Clementine'ye de söylediği gibi onlar köpek tüyü değildi, onlar onun karanlık tarafının bir parçasıydı. Başka tüy olması ihtimaline karşı saçlarını karıştırdıktan sonra ilerlemeye başladı fakat yine Clementine tarafından durduruldu.
Sarı uzun saçlarını geriye attı, gergin görünüyordu. "Remus." Dedi. "Bu haftasonu benimle Hogsmeade'e gelmek ister misin?"

Kendi dönemlerinin en zekilerinden biri olan Remus, bir cümleyi anlamakta zorluk çekiyordu.
"Ben, sen, Hogsmeade-"
"Evet benimle gelmek ister misin?"

İstememek gibi bir şansı yoktu ama istemiyormuş gibi görüneceğini bile bile o soruyu sordu. "Neden?"
Clementine bir süre duraksadı. " Ee, oradaki kitapçılarda ödevimiz hakkında daha iyi bilgi bulabiliriz diye düşündüm."

Yanlış alarm. Heyecanlanmasın gerektirecek bir şey yoktu. Clementine ona sadece ödev partner'i olarak bakıyordu. Bu Remus'un canını yaksa da en doğrusunun bu olduğunu da içten içe biliyordu.

"Olur gelirim."
Remus John Lupin 17 yaşında bir büyücüydü. Yaşıtlarına göre olan üstün büyü yeteneklerine rağmen hislerini bastıramıyordu. James, Lily'e aşık olduğunda aşkın nasıl bir şey olduğunu ondan dinlemişti. O zamanlar aşk dünyanın en saçma şeyi gibi geliyordu ve sonra Clementine'ye aşık oldu.
Sürekli kızın yanında olmak istiyor, ne derse evet demek istiyordu. Bir kurt adama göre fazla rahat davranıyordu kendini toparlamalıydı. Üçüncü kez kütüphaneden çıkmaya çalıştığında bir daha asla toparlanamamasına sebep olacak o sözleri işitti.
"Yalan söyledim. Seni davet ederken tek düşündüğüm seni daha yakından tanımaktı."

**

clementine -remus lupin x çapulcular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin