8

1.9K 135 88
                                    

"Bunu nasıl kelimelere dökebilirim?
Tek başına ruhuma zaten çok fazlayken.
Seni sevdim, sevdim ve seni kaybettim."
Fleurie- Hurts Like Hell

"Fleurie- Hurts Like Hell

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Joshua Jude Harris...
Birden bire ortaya çıktığı yetmemiş gibi bir de Clementine'e sarılmıştı. O da yetmemiş gibi 'Sevgilim, arkadaşlarını benimle tanıştırmayacak mısın?' Demişti.

Lily,James,Sirius ve Peter şaşkındı. Bu ihtimali tahmin etmemişlerdi. Remus ise zaten çoktan donmuştu.

Clementine, ona arkadaşlarını tanıştırmak yerine "Ne yapıyorsun burada?"Demişti.

Yoksa Joshua,lanet olası Jude,tekrar lanet olası Harris sadece hayal aleminde yaşıyor ve sevgili olduklarını mı zannediyordu? Çünkü Clementine, Joshua'yı gördüğünden hiç memnun değilmiş gibiydi.

"Hadi ama Tiny. Seni görebilmemin tek yolunun buraya gelmem olduğunu biliyorsun."

Joshua,Durmstrang'daydı bu yüzden tatiller ya da izinli günler dışında Clementine'i göremiyordu.

Clementine hızlıca Remus'un yanından sıyrılarak Joshua'nın koluna girdi. " Okula dönme vaktimiz gelmeden onunla biraz vakit geçireyim. Sonra görüşürüz, iyi eğlenceler."

Joshua'yı sürükleyerek uzaklaşmalarını sağladı.

"Neydi bu şimdi?" Dedi Sirius. "Sevgililer mi yani?"

James, Lily'e döndü. "Senin haberin var mıydı?"

"Hayır, bilmiyordum."

Clementine, Joshua hakkında hiçbir söylememişti. Hatta Lily, Clementine'in Remus'dan hoşlandığına nerdeyse emindi. Remus ise başından beri kalbinin kırılacağını biliyordu.

"Size dedim." Dedi. " Uzaktan her şey yolunda hep böyle uzağında kalmalıyım dedim. Ama siz onunla konuşmam gerektiğini savundunuz. Ve şimdi de bir sevgilisi olduğunu öğrendik."

Kalbi paramparçaydı.

"Sevgilisi olmayabilir." Dedi Peter. "Onu gördüğüne mutlu değildi. Belki de ortada başka bir olay vardır?"

"Öyle olsaydı ona sevgilim diye seslenmesine karşı çıkardı gerçi." Diye de ekledi.

Sirius elini Remus'un omuzuna koydu. "Haydi Rems. Birazcık neşelen, böyle kendini üzme."

"James'in boynuzlarını keseceğim ve sonrada onları-" Sirius, Remus'un ağzını kapattı. "Beni çok sevdiğini biliyorum evet evet."

Birbirleriyle konula konuşa ilerlerlerken James'in birden bire duraklamasıyla zincirleme birbirlerine çarptılar."

"James!" Dedi Lily. " Ne yapıyorsun?"

James başıyla ileriyi işaret etti. "Sanırım sorumuzun cevabını artık biliyoruz."

Clementine ve Joshua sarılıyorlardı. Remus ilk bakışında fark ermedi ama Clementine, Joshua'nın pelerinini takıyordu. Büyük Britanya bu zamanlarda oldukça soğuktu.

"Ben gidiyorum." Dedi Remus. " Daha fazla dayanamayacağım."

****

"Bugün gelmemin asıl sebebi ne biliyor musun Tiny?"

Clementine ve Joshua bir çıkmaz sokağın orada konuluyorlardı. Joshua sırtını duvara yaslamışken, Clementine ellerini göğsüne bağlamış dönüp duruyordu.

Joshua kendi sorusunu cevapladı. " Artık Rozetim var."
Clementine yerinde dönmeyi kesti. "Nasıl yani?"

"Artık tam anlamıyla ekibin bir üyesiyim."

Joshua'nın düşünceleri genellikle çoğunluğun iyiliği üzerineydi. Bu yüzden yıllardır ekibe katılmak için çaba gösteriyordu. Artık rozetini almıştı.

"Yani artık?" Diye sordu Clementine.

"Artık, o toplumumuzu bozan yaratıkları sihir bakanlığına teslim etme yetkim var." Joshua gururla güldü. "Bütün büyücülük dünyasını onlardan temizleyeceğim."

Çünkü Joshua Jude Harris Avcıydı.

clementine -remus lupin x çapulcular Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin