I don't want to die![BL] [Tamamlandı]

1.Bölüm (Düzenlendi)

Merhabalar. Yine ben! Benden bıktınız biliyorum ama hayalgücümü tutamıyorum. 😅Umarım bu kitabı da seversiniz.

İyi okumalar

Tanıtım

Chang gan, ismi gibi cesur ve özgürdü. Zehir incisini kullanarak, kötü tanrının soyunu almış, cennete karşı koyacak gücü elde etmişti. Bütün evrene tepeden baktı! Fakat Gökler kötülüğe daha fazla izin vermedi!

Chang gan, gücünün ve zenginliğin doruğunda gökten gelen bir yıldırım ile öldü!
.
.
.
Kai liang, yazdığı "Göklere karşı" kitabına üzgünce baktı. Hiç popüler olmamış ve binlerce web kitapları arasında kaybolup gitmişti. Final bölümünü yayınladıktan sonra 5 kutu hap yuttu ve öldü!
.
.
.
.
.
1.Bölüm

Kai liang, hiç popüler olmamış ve binlerce kitap arasında kaybolmuş kendi kitabına baktı üzgün bir şekilde.

Kai liang, deneyimsiz bir yazar ve profesyonel bir okuyucuydu.  Yaklaşık 400 bölüm yazmıştı. Fakat binlerce kitabın içinde kendi kitabı "Göklere karşı" yok olup gitmişti. Bu oldukça üzücü bir durumdu.

Kai liang, bu yıl 29 yaşındaydı. 5 sene boyunca kitabına özenle çalışmış ve büyük umutlarla yazmıştı. Fakat kimse okumamıştı.

Neden?!

Bunun cevabı çok açıktı. Birinci sebep ; Kahraman çok fazla acı çekmişti. İkinci sebep ; Harem üyeleri yoktu! Üçüncü sebep; Kahraman baştan sona kötüydü. Dördüncü sebep ; Bölümler aşırı uzun ve gereksiz ayrıntılar vardı.

İşte bu dört sebep yüzünden kimse kitabını okumamıştı.

Kai liang, hızlı bir final bölümü yazıp yayınladı. Bu hayatta kimsesi yoktu. Okumak ve çalışmak istememişti. Sürekli evde kalmış ve kitap okumuş, yazmıştı. Bu hayattan çok sıkılmıştı. Daha fazla yaşamak istemiyordu. Hayattan pek de beklentisi kalmamıştı.

Kai liang, bilgisayarın karşısından kalktı ve banyoya gitti. Kaldığı iki odalı evin içinde bir banyo bir de mutfakla birleşik bir oda vardı.

Kai liang, banyonun duvarına asılmış dolabı açtı içinden 5 kutu ilaç aldı. Daha sonra banyodan çıktı ve mutfaktan bir bardak su aldı.

Elindeki ilaç kutularına ve suya baktıktan sonra hapları tek tek yuttu. Bunu yapmak istiyordu. Hayattan hiçbir beklentisi yoktu. Yaşamak için bir sebebi olmadığı için bunu yapmak zor değildi. Belki acınası olabilirdi fakat başka bir seçenek de aklına gelmiyordu.

Kai liang, ilk ilaç kutusunu bitirdiğinde diğerlerini de kafasına dikti ve en sonunda hepsini bitirdi.

Kai liang, karnının ağrıdığını hissetti. Bir süre sonra başı döndü. Midesi bulanmaya başlamıştı. Kusmak istiyordu. Kusarsa yaşamaya devam edebilirdi. Fakat bunu hiç istemedi. İlaçları zorla tuttu midesinde. Kendisini kastı. Bir süre sonra kalbi dayanamadı ve yere acıyla çöktü. Gözleri yavaş yavaş kararıyordu.

Kai liang, intihar ederek ölmüştü!
.
.
.
.
Kai liang, ne kadar süre geçtiği bilinmez, kapattığı gözlerini açtı.

Kai liang, sırtının ağrıdığını hissediyordu. Sanki birisi sırtına bıçak sokmuştu. Uzandığı rahat yatakta sırtının ağrıması nedeniyle düzgünce hareket edemedi.

Kai liang, gözlerini bir kaç kez kırpıştırdıktan sonra etrafına bir süre baktı. Beyaz bir odada, beyaz bir yataktaydı. Duvarlarda desen yoktu. Odada pek eşya da yoktu. Burası neresiydi?!

Kai liang, hastahane de olduğunu düşündü. Birisi kendisini bulmuş ve götürmüş olmalıydı. Fakat kim?! Biraz düşündükten sonra ev sahibinin yaptığını düşündü. Sonuçta uzun bir süredir kirasını ödememişti. Sadece kitaptan kazandığı para ile ödemeyi planlamıştı. Fakat bu hiç olmamıştı.