20.Bölüm

1K 140 46
                                    

Önceki bölüm

Chang gan'ın gözleri şaşkınlıkla büyümüştü. Kai liang'ın bakir olmasını beklemiyordu. Fakat içinde gerçekten çok mutlu olmuştu. Kalbi zaten ona aitti ve bedeni de ona ait olmalıydı.

-Ben,sana öğretirim liang-ge!
.
.
.
.
.
.
.
.
Kai liang, biraz utanmış hissetti. Yanakları kızarmıştı.Gözlerini kaçırdığı sırada Sa dan'ın nefret ve iğrenme dolu yüzünü gördü ve tüm hevesi kaçtı.

Kai liang, eliyle Chang gan'ı itti ve konuştu.

-Gan'er, burada yapmak istemiyorum. Özellikle o pis şeytanın bizi izlemesini de istemiyorum.

Chang gan, kai liang'ın onu itmesini sevmemişti fakat haklıydı. Bir kere bataklığın içindeydiler ve Sa dan, kendilerini izliyordu.

Chang gan, derin bir nefes aldıktan sonra Sa dan'ın karşısına geçti ve garip bir şekilde baktıktan sonra konuştu.

-Kötü oyunlarınla beni kandırdın! Gerçek halin nerede?! Seni liang-ge'nin yüzü ile görmek istemiyorum.

Sa dan, acı çekmesine rağmen alayla güldü ve konuştu.

-Seni oyuna mı getirdim?! Velet, sen sadece aptal bir kurbandın!! Şu Aingeal olmasaydı kesinlikle avcuma düşmüş durumdaydın!! Sen, hayatın boyunca sakat bir piç olacaksın!! Asla istediğin şeyleri elde edemeyeceksin!!

Chang gan, Sa dan'ın nefret dolu sözleri yüzünden saldırmaya çalıştı. Fakat, elleri yine içinden geçmişti. Merakla saplanmış 4 mızrağa baktı ve tam dokunacağı sırada kai liang, panikle bağırdı.

-Sakın dokunma!!!

Chang gan'ın elleri durdu ve merakla kai liang'a baktı.

Kai liang, bir iç çekti ve mızrağa dokunduktan sonra hızla çekti. Hemen ardından bir kez daha sapladı.

Sa dan, yoğun bir acıyla çığlık attı.

-AGHHH!!! SENİ PİÇ KURUSU!!

Kai liang, hafifçe gülümsedi ve konuştu.

-Gan'er, bu mızrağa sadece ben dokunabilirim. Bu, göklerin kanun gücü ile yapıldı. Göklerin izin vermediği kimse dokunamaz. Dokunursa şu pis şeytan gibi acı çeker.

Chang gan, anladığını belirtti ve ilgiyle mızrağa baktı. Fakat dokunmadı.

Kai liang, Chang gan'a hoş bir gülümseme ile baktıktan sonra konuştu.

-Hadi kitabı alalım. Gerçek kitabı!!

Chang gan, kai liang'ın bahsettiği kitabın yerde kana bulanmış kitap olmadığını anlamıştı. O sahteydi.

Kai liang, Chang gan'ın elini tuttu ve onu sunağa kadar götürdükten sonra konuştu.

-Gan'er, dediklerimi yap. Sunağa bir kaç damla kan damlat ve sözleri tekrar et.

Chang gan, Kai liang'ın dediği gibi yaptığında sunak bir anda ikiye ayrıldı ve ortasında bir kitap belirdi. Bu kitap gerçek olandı!!

Chang gan, merakla kitabı aldı ve inceledi. Gerçekten de sahte kitap ile aynı görünüyordu. Hemen içini açtı ve okumaya başladı.

-Ben Seth!! Bir varisim olmasını istediğim için güçlerimi miras alacak birini bulmak amacıyla bu kitabı yazdım.

-Varisim, ben yenildim!! Kardeşim tarafından alt edildim. Babam, beni değil kardeşimi seçti!!

-Bu kitabı, arzumu gerçekleştirmek için yazdım. Benim tek arzum en güçlü olmak!! Bu kitap, kendi derim üzerine kanımla yazıldı.

-Varisim, güçlü olmak için, herkesi yen!! Her yendiğin kişi veya canavardan enerji kazanacaksın! Bu kitabı aldıysan Sa dan'a dikkat et! Ona hiç güvenmedim. Benim Yazdıklarımı okuyabilir ve büyük ihtimal kitabı değiştirip seni kandırdı. Fakat bilmiyordu ki, bu kitap her zaman senin olacaktı.

I don't want to die![BL] [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin