3.Bölüm

1.2K 156 98
                                    

Medya Kai liang.

Önceki bölüm

Kai liang, düşündüğü sırada odanın kapalı kapısı açıldı. Elinde başka bir tepsi ile Chang Gan geri gelmişti.
.
.
.
.
.
.
.
.
Kai liang, gelen kişiyi gördüğüne şaşırmadı. Sonuçta onun odasındaydı.Elindeki tepsiye ifadesizce baktı.Hayatta kalmak için Çok fazla çırpınmıştı ama sonunda yine Zehirli çorbayı içmek zorunda kalıyordu.

Chang Gan, Elindeki tepsiyi kai liang'a verdikten sonra konuştu.

-Çorbayı iç!

Kai liang, üzgünce Chang Gan'a baktı ve konuştu.

-Gan'er beni direk öldürebilirsin. Neden zehirliyorsun?!

Chang Gan, "zehir"  kelimesini duyduğunda şaşırdı. Daha sonra alaycı bir gülümseme ile konuştu.

-Liang ge, merak etme. Bu çorbaya zehir atmadım! Rahatla ve iç!

Kai liang, şüpheyle baktı. Demek gerçekten de haklıydı. Önceki çorba zehirliydi. Biraz düşündükten sonra konuştu.

-Neden sana inanayım?! Beni öldürmeye çalıştın.Artık Sana güvenmek benim için imkansız.

Chang Gan, yüzüne yarım bir gülümseme yerleştirdi ve çorbadan bir kaşık alıp içtikten sonra konuştu.

-Bak, ben içtim. Zehir felan yok! Artık şu çorbayı iç yoksa ben zorla içireceğim!

Kai liang, Chang Gan'ın sonlara doğru soğuk bir şekilde konuşması ile ürperdi. Bu durumdan kurtulursa bir daha çorba felan görmek istemiyordu. Kaçışı yoktu. Bir sonra ki sefer de yoktu.

Kai liang, titreyen elleri ile kaşığı aldı ve biraz çorbadan alıp içti. Tadı.... 

Mükemmel!..

Kai liang, şaşkınlıkla gözlerini açtı. Bu çorba gerçekten de güzeldi. Tat tomurcukları bile mutluluktan ağlıyordu. İstemsizce gözünden bir yaş düştü. Zehir yoktu... Yaşayacaktı! En azından mükemmel bir çorbayı tatmadan ölmemişti. Hızla ikinci ve üçüncü kaşığı da aldı. Zaten çok açtı ve kısa süre içinde çorbanın bir damlası bile kalmadı.

Chang Gan, parlak gözlerle kai liang'ın çorbayı bitirmesini izledi. Bu halini daha önce hiç görmemişti. Ona göre kai liang, kibirli, saf bir aptaldı. Asla zarifliğinden ödün vermezdi. Kaba kelimeler kullanmaz ve kaba biri gibi de davranmazdı.  Olabildiğinde "İyi"biriydi. Kullanılması ve manipüle edilmesi kolaydı. Fakat bu önünde ki kai liang tamamen başka biri gibiydi. Belki de öyleydi?! Şüphelendi.

-Tamamen farklı biri gibisin. Sen daha önce asla bu şekilde davranmazdın. Küfür de etmezdin!

Kai liang, sorgulandığını anlamıştı. Boş vermiş bir şekilde kafasını yana çevirdi ve konuştu.

-Sana iyi görünmek istemiştim. Fakat artık bunun bir önemi yok. Beni beslediğine göre öldürmeyeceksin. Benimle ne yapmak istiyorsun?!

Chang Gan, kai liang'a şaşkınlıkla baktıktan sonra bir anda kahkaha atmaya başladı.

-Hahahahahha... Sen.. Gerçekten de hahahahahah... Beni seviyorsun!

Chang Gan, bir süre güldükten sonra çok gülmekten akan yaşlarını sildi ve büyük bir gülümseme ile konuştu.

-Çok ilginçsin. Şimdi ilgimi çektin!

Chang Gan, kai liang'ın yanına yaklaştı ve çenesini bir parmağı ile destekleyip kaldırdı. Daha sonra yüzüne yaklaştı ve kulağına nefesini üfleyip fısıldadı.

I don't want to die![BL] [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin