19.Bölüm

991 142 55
                                    

Medya da Sa dan var.Benziyorlar ama Sa dan daha ürkütücü. Resmin hemen yanına bir şarkı ekledim.Lütfen dinlemeden geçmeyin.😘

Önceki bölüm

Kai liang, iğrenmesinin üstesinden geldi. Chang gan , sayesinde iğrenç şeylere biraz alışmıştı.

Kai liang, derin bir nefes verdikten sonra bataklığa doğru ilerlemeye başladı.
.
.
.
.
.
.
.
Kai liang, tam bataklığın kenarında durdu ve bağırdı.

-Chang gan!! Beni duyuyor musun?!

-Chang gan!!!

Kai liang , içeri girmeden önce seslenmeye karar vermişti. Bu sayede gerçek Kai liang olduğunu belli edecekti. Kendisini, Sa dan sanmasından korkuyordu.

Kai liang, bir süre bekledi. Hiçbir ses gelmedi ya da hareketlilik olmadı.

Kai liang, derin bir nefes aldı ve nefesini tutup bataklığa doğru atladı.

Bataklığın yapışkan ve iğrenç kokusu neredeyse dayanılmazdı. Yine de kai liang, kendisini bıraktı ve bataklığın aşağı çekmesini izin verdi.

Kai liang, burada yüzemeyeceğini biliyordu. Enerjisini de sebepsiz yere harcamak istemiyordu.

Bataklık, sanki kai liang'ı aşağı çektiği için sevinmiş gibiydi. Bir av daha derinliklerine çekiliyordu.

Kai liang, bir kaç saat sonra bataklığın dibinde bir bariyerin olduğunu gördü ve bekledi. Kısa bir süre sonra bariyerden geçti ve kendisini bir odada buldu.

Kai liang, yerde yatan ne olduğunu belirsiz canavara baktı. Çok garip görünüyordu. Sanki bütün canavarların bir karışımı gibiydi. İğrenç bir koku, bu yaratıktan yayılıyordu. En az bataklık kadar pis korkuyordu.

Kai liang , bu canavarın Chang gan olduğunu biliyordu. İçi acıdı. Gözlerinden akan yaşlara engel olamıyordu. Kalbi kırılmıştı.

Kai liang , yolda çok düşünmüştü . O, Chang gan'a aşıktı!! Her zaman bunun saçmalık olduğunu kendisine inandırmaya çalışmıştı. Fakat artık anlıyordu. Bu haldeyken bile onu sevebiliyordu.

Aşk!!

Cennet ile cinnet arasında hiçbir farkı yoktu!!

Kai liang, bayılmış halde ki Chang gan'ın yanına gitti ve biraz inceledi. O şeyin nerede olduğunu bilmiyordu. Belki yine yaratık avlamaya gitmişti.

Kai liang, Kendisine engel olamadı ve yaratığın balçık gibi yapışkan ve siyah derisini sevmeye başladı. Eline yapışan derileri umursamadı. Onu düzeltecekti!!

Kai liang, bir kaç saat boyunca bekledi ve Chang gan'ı sevmeye devam etti. İçinden sessiz çığlıklar atıyordu. Onu, bu halde görmek...Cehennemden beterdi!!

Chang gan, yavaşça uyanmaya başladı. Biraz hareketlendi ve sonunda uyandı.Gözlerini açtığında karşısında Kai liang'ı görünce Sa dan sandı ve hızla 4 pençesi ile saldırmaya çalıştı.

Kai liang, hızla saldırıyı atlattı ve panikle bağırdı.

-Gan'er!! Benim!! Kai liang!!!

Chang gan, bir an duraksadıktan sonra daha öfkeli saldırdı ve konuştu.

-Seni şerefsiz! Buna kanacağımı mı sandın?!

Kai liang, saldırıları atlatmakta zorlanıyordu. Zihni hızla çalıştığı sırada aklına gelen ilk şeyi söyledi.

-Seni seviyorum!! Chang gan!!! Beni dinle!! Ben, seni her halinle seviyorum!!

Chang gan, kısa bir an duraksadı ve şüpheyle sordu.

I don't want to die![BL] [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin