Arkadaşlar, bu hayal et biraz kısa olacak. İsterseniz kattığım müzikle beraber okuyabilirsiniz bu bölümü. Tek bir şey söyleyecem konu hakkında- Hydranın Bucky'i ilk tuttukları ve ilk beynini sildikleri zamanlarda yer alıyor bu hayal et, bu yüzden henüz tamamen Kış Askeri değil. İçinde hâlâ biraz Bucky var :')
☁︎
Bilim adamlarından uzaklaşmayı başardıktan sonra Bucky, uzaktan ağlayan çocukların sesiyle kendini terk edilmiş bir koridorda buldu.
"Hey!" Arkasından gelen kısık bir ses duyunca hemen döndü Bucky. Koyu kahvenin renginde parlak, yuvarlak şekilinde olan gözlerle karşılandı. Karanlıkta kocaman ay damlaları gibi görünüyorlardı. Saçları bir kız çocuğu için çok kısaydı, sanki tıraşlanmış gibi görünüyordu ama biraz uzamıştı. Bucky'yi bir kız olduğuna ikna eden tek şey, boğuk sesi değil, kocaman gözleriydi.
Kız o kadar zayıftı ki sadece deri ve kemiklerden yapılmış gibiydi. Yıpranmış hastane elbisesinin hemen üzerinde oturan sivri köprücük kemiği bu gerçeği kanıtladı. Cildi zaten mide bulandırıcı bir derecede renksizdi. "Sen Kış Askeri olamısın." Kızı incelerken Bucky'nin protez kolunu tutmuş olmalıydı, çünkü soğuk metal parmaklarıyla oynuyordu.
Buckynın metal bir kolu olduğuna rağmen kızın bu kadar sakin olması şaşırtıcıydı Bucky'e, oysa ne zaman kendisi koluna baksa hemen başını çeviriyor. Hala kabullenemiyor Bucky olanlara. Adam bütün zaman konuşmayınca kız devam etti. "Konuşamıyorsun galiba? Oradaki çocukların bazılarıda öyle, biliyor musun?" diye arkasındaki ağlayan çocuklarının geldiği sese doğru baş parmağını uzattı.
"Senin ismin ne?" diye sordu Bucky buruşmuş kaşlarla. Kız hızlıca bileğindeki mürekkeple yazılmış bir şeye baktı.
"İsmim (Y/n)." diye gülümsedi.
"O kolundaki ne?"
"Sen gerçek ismini söylemedin bana ama." diye geçiştirdi konuyu (Y/n).
"İsmim...." İsmi ve kim olduğu bazen gelip gidiyordu. "Bucky." dedi sonunda aklına gelince. "Kolundaki ne?" diye tekrarladı sonra.
"Kısa süreli hafıza kaybım varmış. Diğer çocuklar öyle diyor bana. O yüzden en sevdiğim ismi yazdım unutmayım diye."
"Anladım." diye cevapladı Bucky sadece. "Peki anne baban nerde?" dedi aralarındaki kısa süren sessizlikten sonra. Kız yine bileğine baktı.
"Ölmüşler."
Bunu duyunca Bucky yutkundu. "Peki burda ne kadar zaman kaldığını biliyor musun?"
"Hatırlayabildiğimden beri." diye cevapladı kız. Bucky, kızın kısa süreli hafıza kaybı nedeniyle bu cevabın faydasız olduğunu biliyordu. Tüm hayatı boyunca burada olduğunu varsaydı. Bucky kızın bu lanet olası binada doğmuş olabileceğini düşünmekten korkuyordu.
"Senin ismini de yazabilir mıyım koluma? Böylece hiç unutmam." diye gülümseyerek sessizliği kesti (Y/n) ama Bucky hâlâ bu kızın yaşadığı tüm olasılıkları düşünüyordu. Ama sanki gözleri boştu, düşüncelerine kapılınca Bucky dışardakilerine böyle gözüküyordu. "Barney?" Kız endişelenmeye başlamıştı.
"İsmim Bucky, ufaklık. Barney değil." diye yumuşak ve sessiz bir kahkaha attı Bucky. Çoktan gülmemişti. "Peki tamam yazabilirsin."
"Tamam, burda bekle olur mu? Kalem alıp geliyorum." diye heyecanla döndü kız geri çocukların ağlayıp bağırdığı tarafa doğru. Bucky gülümseyerek başını salladı, ama kız arkasını dönünce gördüğü şeyden dolayı gülümsemesi hemen düştü.
Başının arkası tamamen birleşen metal parçalarla yapılıydı.
☁︎
yazardan- şimdi sorunumuz şu ki, buna ikinci bir bölüm yapmamın gerekip gerekmediğine dahil karar veremiyorum. yapmazsam hikaye Bucky'nin kızı beklediğini ama bir daha görmemesiyle bitecek. eğer yaparsam, elbette kızı tekrar görecek. lütfen yorumlarda ne yapmamı istediğinizi bana bildirin. çünkü bu konu pat diye aklıma geldi ve hemen yazıp atıyım dedim, ama şu an bunu yazarken 2. bölüm için aklıma bişeyler geliyor.... ama bilmiyorum arkadaş. yani çabuk bitirdim ama tek bölümlük bir hayal et olsa iyi bir yerde bitirmiş olurdum- yani buckynın o küçük kızı bir daha görmemesiyle.
ufff bilemiyorum ya yardım edin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marvel ile Hayal Et
Fanfictionhayal gücünüzün derinliklerine benimle atlamaya hazır mısınız? Tüm marvel erkekleri hakkında. Arada sırada bazı marvel karakteri oynayan oyuncular hakkında olabilir. iyi okumalar💞. başlangıç tarihi~ 14 mayıs