araba kovalamacası •wade wilson/deadpool•

2.1K 86 38
                                    

"Lan deli misin sen?! Aklını mı kaybettin, ha?!" diye bağırdın telaşla taksiye koşup arka koltuğa atladığından sonra taksinin aynasından giren Wade'e.

Nedense yerine yerleşmek baya sürüyordu. "Senin için evet," dedi Wade nefes nefese. Herhangi biri Wade'ı çok romantik birisi diye düşünürdü, ama herhangi birisi Wade'ı gerçekten tanımıyor ve bunun içinde o insan çok şanslı birisi.

"Kes sesini şu an zamanı değil! Haydi bassana gaza, Dopinder! Gelecekler peşimizden şimdi!" diye bağırdın Dopindera. Dopinder Wade'e bir hayalet görmüş gibi bakıyordu ama sen ona bağırınca korkuyla sıçradı.

"T-tabi efendim," diye cevapladı ve gaza bastı ama seni memnun edecek kadar değil.

Konuyu şimdilik bıraktın. Wade'ın sana sersem sersem baktığını hissedince ona döndün. "Ayrıca, önüme neden çıkıyorsun?! Ben o adamları gayet iyi idare ediyordum!" dedin Wade'ın iki koluda ortadan kesilmiş haline. Dopinder zaten görünce kusacak oldu.

"Adamın kılıçı vardi sende silahsızdın! Ne yapsaydım? Bıraksamıydım sende benim halime gel ama hiç düzelme diye?!" dedi ellerini havaya doğru atmaya çalışarak ama şu an elleri yerine sadece kanlı kesilmiş kemik olduğu için baya korkunç bir hareketti. "Benim güçlerim olduğu için ben yapabilirim."

"E sen neden katanalarını kullanmadın?!" dedin ona şüpheci bakışla bakarak. Katanaları her zaman yanındadır.

"Çünkü seni o durumda görünce hemen çıktım ve arabada unutmuş oldum, pardon bi daha olmaz!" diye cevapladı. Hm bana hiç öyle kaba cevaplar vermiyordu. Gerçekten endişelendi galiba.

"Senin aklını ben s*kiyim. Kendinide arabada unutsaydın barı," dedin ellerini göğsüne katlayarak arkanı koltuğa yasladın. Wade'le öyle samimi düşüncelerin olmasını sevmiyordun ve onlardan kurtulmak için gıcık bir şey derdin ona ve o da romantik bir şeye döndürürdü. Ama bu sefer değil.

"Kendimi unutsaydım seni kim kurtaracaktı?" diye sordu Wade sana dönerek. Sende çok bilmişsin Wade efendi.

"Ben kendimi kurtarırdım! Öyle prenses gibi bir kahramanım olmasına gerek duymuyorum! Lütfen benim listemden uzak durabilir misin?! O adamlar benimdi, o iş benimdi, sende gelip mahvettin her şeyi yaptığın gibi," diye hırsla bağırdın senin için endişe eden adama. Bu biraz serti ama hak etti. Sende ayni Wade gibi parayla adam öldüriyordun ama kendi sebeplerin vardı. Zaten bu yüzden Wade'ı tanıyordun. O barda tanıştınız.

"Lütfen birbirimizle sakın ve arkadaşça bir şekilde konuşabılır miyiz?" diye tavsiye etti kısık bir sesle Dopinder gözlerini yoldan ayırmadan.

"Sen karışma, Dopinder!" diye Wade'le ayni zamanda dönüp Dopinder'a bağırdınız. İkiniz o kadar birbirinize benziyorsunuz ki. Ama Wade daha çok çocukça davranıyor, sen daha olgun ve direkt birisisin. Zaten senden neden hoşlandığını Einstein anlamaya çalışsa bile bulmaz cevabını.

"Bi kere ben kahraman değilim, mon amour, ve sende bunu biliyorsun. Hem benim senin hayatında olmamamı istemiyor musun, (y/n)? O karanlık hayatının tek rengi benim, bu yüzden senin için doğru insan da benim," diye döndü sana Wade.

"İstemiyorum arkadaş! Çık git hayatımdan, ikimiz içinde en iyisi bu. Ben bu 'karanlık hayattan' memnunum. Senin bahsettiğin renkten hiç istemiyorum hayatımda ve bu sonuç ancak seni üzer," diye cevapladın bir kaşını ona çatarak.

"O zaman seni hayal kırıklığına uğratmalığım çünkü hayatından çıkmayacam ve benim rengimin değerini sonradan anlayacaksın. Neden biliyor musun? Çünkü o karanlık dünyan bir kara deliğe dönüşecek ve o seni içine çekerken sen benim gibi birisinin elini tutmak isteyeceksin. Onun seni çekip çıkarmasını isteyeceksin. Ve o gün gelene kadar seni bekleyecem," dedi Wade ve geri önüne döndü. İki dakkaya şiir mi yazdı bu ya?

Marvel ile Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin