yakaladım seni •brett dalton•

1.2K 39 21
                                    

(arkadaşlar bu hayal et'de brett'ın eşi falan yok. brett karısını seninle aldatmıyor yani, gönlünüz rahat olsun😄)

Brett Dalton'un kostüm tasarımcısının yardımcısıydın. Yardımcı olduğun için kimse varlığını pek saymadılar, yoksa en çok çalışan sendin. Ordan oraya koşuşturuyordun, patronun acımasızdı, senin yaptığın işleri kendininmiş gibi konuşup gösteriyordu. Ama sen çok takmadın. İşini seviyordun ve Brett Dalton'a olan hayranlığın her gün sete gelmenin sebebi olabilirdi. Agents of Shield en sevdiğin Marvel dizisiydi, sadece bir iki sezonu olsa bile, ve yardımcı olsan da hayal ettiğin işi yapıyordun.

Şu an çekime bir ara vermiştiler ve sende set arkası bişeyler atıştırıyordun ki o hayran olduğun sesi duydun. Karavanların arasından geçerek seslerin geldiği tarafa yöneldin. Sonunda set arkası işçileri toplanmış halde buldun.

"Ne oluyor burda, Jenny?" diye sordun kankandan. Kendisi makyaj sanatçısıdır, ama senin gibi o da yardımcı sadece.

Bir şey demeden sadece herkesin baktığı tarafı gösterdi. Baktığında Ming-na Wen ve Brett Dalton'nın bir şeyler dediklerini gördün ama biraz uzak olduğunuz için tam olarak ne dediklerini anlayamıyordun. Kameraman çekiyordu onları ama onlarda kendi kıyafetlerinde oldukları için kafan karışmıştı. Bir de onların yanındaki karavanın üzerinde duran adam kafanı dahada çok karıştırdı. Ne oluyor burda ya?

"Ne çekiyorlar?" diye sordun arkadaşından.

"İzlesen anlarsın," diye cevaplayınca dikkatını onlara verdin yine. Brett bişey dedi ve yana çekildi. Daha önce fark ettiğin karavanın üzerinde duran adam su döktü Brett'ın üstüne. Brett şaşkınlıkla yüzünü sildi. Galiba Ming-na Wen'a dökmesi için anlaşmıştılar. Brett'ın üzerine döktükten hemen sonra Ming-na Wen'a döktüler. Herkes gülmeye başladı sende dayanamayıp kahkaha attın.

Brett gülerek ıslak tişörtünü açtı. Bi anda gülmen kesildi ve ayni zamanda da nefesin kesilmişti. Gözlerin Brett'ın kaslarını süzdü.

"Kızım ne oldu iyi misin?" diye sordu Jenny.

Nasıl cevap vereceğini şaşırmıştın. "İ-iyim," diye sonunda geveledin. Sonra aklına bir fikir geldi ve dönüp gittin. Jenny de şaşkın şaşkın kaldı orda.

Sonunda Brett'ın karavanına vardın. İçeri girdin ve gardırobundan tişörtlerin arasından birini seçmeye çalıştın. Sonuçta adam sırılsıklam olmuş. Onun kostüm tasarımcısı olduğum için de doğal olarak ben götürecem adama yeni bi tişört. Yani kostüm tasarımcısının yardımcısı. Ama yinede ben seçiyorum Brett'ın dizide giyeceklerini. Patronum olacak kadın hiç bişey yapmıyor. Brett tişörtsüz gezmesin şimdi, o kadar kadının gözleri olur üstünde, nazar değer. Ah zavallım, o kadar yakışıklı olmak hiç kolay bir şey değil sonuçta.

"Ha bu olur," diye sonunda bir tişört seçip kapıya yöneldin. Kapıyı açacaktın ki tam o anda kapı açıldı. "A pardon," diye çekildin yana Brett tişörtsüz ve ıslak hallinde sana yaklaşınca.

"Ne yapıyorsun burda?" diye sordu arkasından kapıyı kapatarak. Kaşlarını biraz büzmüştü ve küçük bir gülümseme vardı yüzünde.

Kaslarına bakakaldın ki karavanın kapısı yine açıldı. "Kız, her yerde arıyordum seni," diye Jenny girdi karavana. "Aaa, siz şey... ben aa... sizi bölmeyim," diye sana gözünü kırparak kapıyı kapatıp çıktı. "Şey... bu senin için," diye hemen dönüp adama uzattın tişörtü.

"Teşekkür ederim. İsminiz-" diye tam ismini soracaktı ki 'hı hı' diye hemen çıktın karavandan.

Ondan sonra Brett'den kaçmaya başladın. Ne zaman onunla göz göze geldiğinde hemen kaçış yolunu bulmaya çalışırdın. Bu yöntem şimdilik işe yarıyordu.

"Kızım neden adamdan kaçıyorsun ki? Sonuçta adam bir tanrı gibi yakışıklı, maşallah. Yani senin bahsettiklerine göre Brett senden hoşlanmış ki ismini sorucaktı," dedi Jenny bir gün set arkası beraber çekirdek çıtlarken.

"Senin yüzünden!" diye kollunla biraz ittin yanında oturan kankanı.

"Neden öyle diyorsun ki şimdi?"

"Adamın önünde beni rezil ettin ya."

"Yok ya, bence sen sadece korkundan kafanda bahaneler yaratıyorsun."

"Ya yok öyle bişey."

"Öyle mi diyorsun?" diye sordu sana bir kaşını kaldırarak.

"Hı hı," diye çekirdek çıtladın.

"(Y/N), Brett geliyor!" diye bir anda dalına tutundu.

"Ne, nerden geliyor?!" diye bağırdın yine kaçış yolu arayarak.

"Kızım, sakın. Şaka yapıyorum. Ama anladın mı ne demek istediğimi?" diye gülerek kollunu tuttu.

"Ufff gıcık."

Ondan sonra bir kaç gün geçmişti ve her gün tabi ki de çekime devam. Baya yoğun geçiyordu aslında ve yorulmuştun. Hayla Brett'den kaçıyordun ama karavanına giysilerini götürmen gerekiyordu.

"Sen götürsen?" diye sordun Jennyden.

"Kostüm yardımcısı sensin," diye sırıtı sana.

Yavaş adımlarla gittin Brett'ın karavanına. Planına göre hemen girip, giysiyi bırakıp, hemen geri çıkıp kaçacaktın ki Brett seni görmesin. Kısaca şöyle diyelim- planın boşa gitti.

İçerde Brett seni bekliyordu ve tam geri dönüp kapıyı açacaktın ki gelip elini başının yanına yaslanarak kapıyı kapatmış oldu. O kadar yakındınız ki nefes nefeseydiniz.

"Yakaladım seni," dedi kısık bir ses tonuyla.

☁︎︎

yazardan- sizce bu hayal et için ikinci bölüm yapıyım mi? bir soru daha: daha çok böyle set arkası hayal et'ler yazayım mi? yorumlarda aklınızdakileri söyleyin arkadaşlar❤️

Marvel ile Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin