Marvel ile Hayal Et

layık olmak- loki (2. bölüm)

Loki odandan ayrıldığında, Eydis tüm zaman kapının önünde duruyormuş gibi hemen içeri girdi. Sessizce o gün için parfümlerini seçerken prensi görmek için sana seçtiği elbiseni çıkardı. Küvetten çıkmana yardım edince de bir kelime bile konuşmadı. Bu haraketler hiç Eydis'in yapacağı haraketler değildi, sarayda kaldığın sürece asla bu kadar sessiz olmamıştı. Demek ki duymuş her şeyi. Kesin bir diyeceği var da, söylememeye tercih ediyor. Neyse, konuşmaması daha iyi. Sessizlik olunca, düşünmek daha kolay geliyor.

Eydis saçının yarısını başının tepesine bir taç şeklinde ördüğünde, ikiniz de Thor'la buluşmak için odadan ayrıldınız. Eydis ve bir kaç hizmetçi kızlarla lüks altın çeşmeye vardığınızda, Thor'u aradın ama tek gördüğün etrafta koşan hizmetkarlar, ortalarda dolaşan güzel giysili kadınlar, ve kraliyet muhafızlarıydı.

Kraliyet muhafızları her zaman altın miğferler ve ağır zırhlar giyerlerdi, yanlarında da uzun mızraklar tutardılar. Bir zamanlar kraliyet muhafız olarak yanlarında durup sevgili evin dediğin Asgard'ı korumak için neler yapardın, o ağır zırhları ve altın miğferleri gururla giyerdin. Ama ne yazık ki Odin, bir kadının asla savaşçı olmaması gerektiğine ikna eden Loki sayesinde bu fikri reddettmişti. O zaman Thor seni kendi savaşçılarından biri yapmaya karar verdi. Sif aynı şeylerin hepsinden geçtiği için bir numaralı destekçin oldu. Ama bu evlilik yüzünden Sif'ın şimdi aynı hissedeceğinden pek emin değildin, en son konuştuğunuzda çok kızgın ve kırgındı sana doğru.

Kraliyet muhafızları buradaysa, Thor nerede o zaman? diye kendi kendine düşündün. Tam o anda gardiyanlardan biri sana yaklaştı. "Yüce kral taht odasında bulunmanızı istiyor Leydi (Y/n)," diye miğferinden gürleyen sesini duydun.

"Peki," diye başını eğdiğinde o ve birkaç diğer gardiyan taht odasına doğru yol aldılar ve sen peşlerinden takip etin. Asgard'da, hizmetçilerin her zaman hizmet ettiklerinin arkasından yürüyordular ama bu kuralı hiç aldırmadın, böylece Eydis her zaman yanında yürürdü. Bu yüzden, onun sana yetişen hızlı adımlarını duyduğunda, şaşırmadın.

"Kral Odin'in senden istediği şey ne acaba? Düğünden önce ikinizin birbirinizle konuşmanın yasak olmasına rağmen Thor prensimizle buluşmaya çalıştığını öğrendi de bu yüzden mi sana taht odasına gitmeni emretti acaba? İkinize de bir çeşit ceza vermek için mi?" Sessizliği uzun sürmedi demek.

"Uff bilmiyorum, Eydis, zaten kafamda dönen en azı bir milyon düşünce var, o sayıya sende artma lütfen."

"Tamam tamam, sustum. Geldik zaten."

Muhafızlar kocaman kapıları açmak için kenara çekildiler. Muazzam taht odasına girerken başını kibarca eğdin. İçeri girdiğinde arkandaki hizmetçiler Eydis'le geride kaldı ve muhafızlarla birlikte durdular. Tahta yaklaştıkça, Sif, Volstagg, Hogun ve Fandral'ın tahta doğru diz çöktüğünü fark ettin. Odin hiçbir zaman dördünü onun için diz çöktürmemişti, öyleyse neden şimdi diz çöküyorlardı? Şimdi öğrenirim, diye düşündün kendi kendine.

"Kralım," diye karşıladın, elbiseni tutarak nazikçe eğildin. Odin'e olan saygından dolayı, onun gözlerine bakmak için başını kaldırmadın, ama tanıdık bir ses seni geri karşıladığı anda, hemen başını kaldırdın ve bir çift yeşil gözün sana baktığını gördün. "Sen..." ne diyeceğini bilmiyordun, onu görmeye beklemiyordun sonuçta. "Sen tahta yaklaşmayı nasıl cüret edersin?!" Çok kızmıştın. Loki tahtı hak etmek için gerekenlere sahip değildi ve üzerine oturarak bile tahta saygısızlık ediyordu. "Bırak tahta yaklaşmayı, ona sahipmişsin gibi nasıl üzerinde oturursun!"

Alay yapıyormuş gibi kahkahayla, "Çünkü, hayatım, bu tahtın şu anda sahibi ben olduğum için olabilir mi?" dedi. Kızgındın ve onu parçalamak istiyordun, ama en önemlisi kafan karışmıştı. Cevaplara ihtiyacın vardı ve en mantıklı olan şeyi yaparak, şimdi ayakta durup senin tepkini incelemeye çalışan kötü adamdan cevapları çekip almaya çalışırken kendini sakin tuttun. Loki ile büyüdükten sonra onu çok iyi tanıyordun, ve tüm bunları söylemesinin tek sebebinin senden bir tepki almak olduğunu anladın.