Ateş Sevgilim

Okulmu? Sıkıcı

Merhaba arkadaşlar yazmayalı uzun zaman oldu ama umarım yeni bölümü beğenirsiniz:)
"Bak bişey diyen olursa söyle haa"
"Tamam ya"
Okula gidiyordum ya. Sabahın köründe kalkıp insanların hayatlarını harcadığı yere.
Ama Eddy bu kadar korumacı olmasa iyiydi.
"Otobüsü kaçırıcağız çabuk ol!"
Ahh, gitmek istemiyordum ama sanırım zorundaydım, yeşil beyaz otobüse bindim. Hava soğuk olduğu için pencereler kapalıydı. Üstüme tek kıyafetim olan siyah pantolonumu ve ceketimi giymiştim.

Oturmuş giderken otobüs tıkış tıkıştı. Sanki insanlar bilerek bu günü seçmiş gibiydi.

Okula vardığımızda biraz yürüdük ve koca siyah bir kapıdan içeri girdik. Güzel bir binaydı.
Ama hala neden olduğunu anlamamıştım. Yani okulun.
"Hadi lan böyle durma gel sınıfa gidelim"
"Tamam"
Artık sınıfıda biliyordum cahil değilim yani saçmalamayın.
Eddy elimden tutup beni okulun içine soktu.
Saçmalamayın size son kere söyliyeceğim Eddy ile ben sevgili falan değiliz yada birbirimizi sevmiyoruz.
"Oo Eddy. Sevgili yapmışsın"
Tabi ben hemen atmaca gibi atıldım
"Saçmalama be ne sevgilisi o beni cehennemden kurtardı"
"Kat, tamam ben hallederim"
Eddy elimi bırakıp bunu söyleyenin yüzüne bir tane yapıştırdı. O anı görmeliydiniz. Çok güzeldi.
"Hey, burada neler oluyor? Johnson. Demek yine geldin."
Eddy başını önüne eğdi. Karşımızda yaklaşık 1.75 boyunda 40-45 yaşlarında saçları kahverengi ve uzun olan bir kadın duruyordu. Bu neydi böyle be! Niye Eddy' e kızıyordu?
"Hey, Edd. Bu kim?"
"Müdür gerizekalı kes sesini"
Sustum ve ince ve ürkütücü sesi olan kadının arkasından Eddy ile birlikte ilerledim.
"Sen dışarda bekle"
Bende kapının ardında beklemeye başladım. Önümden bi çocuk koştu. Saçları gözünün önüne geliyordu yüzünü görememiştim, gerçi kız mı yoksa erkek mi olduğunuda anlamamıştım çünkü lanet olası uzun ve güzel saçları vardı.

***

Yaklaşık 30 dakika sonra müdür ofisinin kapısı aralanmıştı.
Ve ilk önce ayağı sonrasında Eddy dışarı çıkmıştı. Boynunu eğmişti ve biraz üzgün görünüyordu ya da sadece öyleymiş gibi görünüyordu.
"İlk derse 10 dakika geç kaldık ama iznimiz var yine de çabuk ol"
Elimden tuttu ve benide arkasından sürükleyerek koşmaya başladı. Nasıl bir şey olduğunu merak ediyordum bu hayatın.
Yani ateş olmadan, güç olmadan, bi kral olmadan değişik ve doğrusu saçma geliyordu. Bütün duygularım karışmıştı hayatım film gibi geçip gidiyordu gözümün önünden.

Geç kalmıştık, aslında ilk gün olduğu kızmamışlardı ya da benim ilk günüm olduğu için.
Herkesin gözü benim üzerimdeydi, sanki bana katilmişim gibi bakıyorlardı. Çok sinir bozucuydu.
Eddy ile boş gördüğümüz ilk yere oturduk sıranın üstü soğuktu kimsenin bi süre oturmadığı belliydi
Şu saçma sapan tanışma olayları olmuştu, güzel olan kızlar kendilerini tanıştırma konusunda o kadar meraklıydılar ki. Bütün gözlerin onlar üstünde olduğu belliydi, yaklaşık 18 kişilik bir sınıftı. 7 kız 11 erkek. Ve inanamazsınız müdürenin ofisinin önündeyken koşup geçen çocuk şuan kendini bana tanıtıyordu. Bu o olmalıydı, lanet olası uzun ve güzel saçları. Erkekmiş demek.
Kızıl saçları beyaz teni çilleri ve mavi gözüyle bana bakıyordu.
-"Benim adım Benjamin Rogers, köken olarak Kanadalıyım.
Aslında o kadar yakışıklı değildi sadece dediğim gibi saçı vardı. Yinede bi garip olmuştum onunla konuşmak istiyordum. Yüzüne 5-7 saniye kadar baktım sonra yerine oturdu yan sırada oturuyordu.

Zil çalmıştı, ve ben bu kızların ne halt olduğunu sormak zorundaydım, Eddy'nin söylediğine göre 'popüler' ve 'zengin' kızlarmış bunlar. Of ne kadar saçma.
Birkaç dakika sonra Benjamin yanıma geldi ve konuşmaya başladık çok kafa dengi biriydi, sevmiştim gerçekten.
Konuşmamız bitince biz konuşurken bizi izleyen kızlardan bir tanesi yanıma gelip konuşmaya başladı. Nane kokan nefesi ve kırmızı olan dudağı hiç durmuyordu.
Bana onunla ilgili bir sürü şey anlattı işte herkes onu seviyormuş ta çok burnu havalardaymış ta.
Ben yinede onu kafa dengi biri olarak görüyordum yani ne bileyim iyi birine benziyordu ama kızın söyledikleri aklıma takılmadı değildi. Kızın söyleyiş tarzı sanki içime yavaş yavaş büyüyen kara bir örümcek bırakmıştı.