Gözümü açtığımda nerede olduğum konusunda hiç bir fikrim yoktu. Gözümü dünyada açtığımdan bile emin değildim. Hala bulanık görüyordum. Eddy'i görmüştüm. -gerçi Eddy'mi değil mi emin değildim-
"Eddy?"
"Benim Kat, ölmeyeceksin merak etme."
Gülümsedim. Gözüm biraz daha açılmıştı, eskisi kadar bulanık görmüyordum Eddy kıyafetinden bir parça koparmış ve buza sıcak nefesiyle üfleyip kıyafetiyle hızlıca ovalıyordu. İşe yarıyor olmalı ki buz erimişti. Kendimi biraz sıktım. Ve ısım artmaya başlamıştı. Gücüm geri gelmişti. Buz erimeye başlamıştı. Yüzümdeki beyaz renk kayboluyordu ve eski rengi kırmızı oluyordu. Eddy bana sarıldı.
"İyisin, ölmedin. Buna izin vermeyeceğim."
"Biliyorum. Korkmama gerek falan yok."
Biliyorum, biliyorum fazla sevgili falan gibi duruyoruz ama değiliz. Just Friends:). Eddy'e karşı duygularım farklı olmayacak. Olamayacak.
"Şimdi buradan kaçmanın bir yolunu bulmalıyız.."
Bana dik dik bakıyordu. Anlamıştım Etrafa ısı yayıp buzu eritmemi istiyordu. Ama Buz Kralının bunu düşünemeyecek kadar aptal olmadığını biliyordum.
Duvarlara baktım, inceledim bu şey buz değildi.
"Bu buz değil!"
"Eritemez misin?"
"Sanmıyorum"
Boynumda birşey hissettim. Arkama döndüm reflekslerim, ah hazır değildim.
Buz Kralının sağ eli -kuyruğu-elindeki zinciri benim boynuma dolamıştı.
"Ah, Katy. Elindeki eldiveni bana ver."
Elimdeki eldivene baktım eldiveni çıkarsam zinciri eritebilirdim. Ve hızlı bir hareket ile eldiveni çıkartıp dar ve eskitilmiş siyah renkli jeanimin cebine koydum. Elimi zincire götürdüm eritmek için-tabi bu olaylar 5 saniyeden az sürdü-.
"Sakın, senin sonun olur o zinciri eritmek."
Buz Kralı elindeki şok cihazını gösterdi-hani siz insanların polislerin kullandığından-.
Korkmuştum, sesimi çıkaramadım. Ve elimi geri çektim. İçimi korku kaplamıştı. Ölümün verdiği korku. Normalde-normal filmlerde falan-baba gelir ve kızını kurtarır. Sanırım bu yüzden babalara kahramanım deniliyor. Ama burada öyle olmayacak babam kaçtığımı anladıysa, beni kraliyet ailesinden reddetmiştir. Size kraliyette yaşamının zor olduğunu söylemiştim en küçük hatanızda dünya başınıza yıkılır.
"Ağh, seni küçük pislik"
Kafamı çevirdiğimde Eddy bir buz parçasıyla Buz Kralını kesmeye çalışıyordu.
"Gerizekalı, gel ve bana yardım et! Bırak o zinciri"
Buz Kralının sağ kolu zincirimi bırakınca zinciri erittim ve yardım için Eddy'nin yanına gittim.
"Hadi başlayalım"
Bizi fazla hafife alıyorlardı. Oysaki karşılarında bir 'Ateş Prensesi' duruyordu.
Onlara ateş topu fırlatmaya başladım. Çok klasik biliyorum ama ateş toplarını çok seviyorum. Bence Eddy'de bende 17 yaşındaki kişilere göre oldukça güçlüydük. Eddy yapılıydı ve ben, ben..
Bende sadece bendim.
"Duvarlar omikten yapılmış. Arkasına cam döşenmiş."
Omik özel bir taştan yapılmıştı,bildiğim kadarıyla arasında kıvılcım falan varmış bu yüzden bizim için çok önemli bir madde. Camla birleşince bir etkisi oluyordu ama hatırlamıyorum.
Ama ıslanınca eridiğini biliyorum.
Bu yüzden Buz Kralının bana buz atmasına izin verdim. Buz gelince onu tek elimde havaya kaldırıp biraz eritip su yapmaya çalışırken diğer elimlede savaşmaya çalışıyordum. Ah kahretsin, bu çok zor!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Sevgilim
RandomBir ateş kız ve normal insanın maceraları içinde kaybolacaksınız