ARKADAŞLAR SELAM BEN GELDİİMM
Nasılsınız hepiniz iyi misiniz?
ben şahsen nasılım bilmiyorum ya kafamı asla yazmaya veremiyorum bu aralar, bozuldum galiba... bu bölümü de zor yazdım, beğenirsiniz umarım. iyi okumalar dilerim sizi seviyorum çok<33
-
"Taehyung!" diye bağırdım ellerimi karnıma koyarken. "Gel hemen, hadi!"
Sesim evde yankılanmış, ardından birkaç saniye sonra Taehyung'un sesini duymuştum. Ben bağırınca fazla hızlı hareket etmiş olmalıydı ki birkaç patırtıdan sonra belirmişti kapının önünde. Nefes nefese kalmıştı hemen. "Jeongguk?" dedi heyecanla. "Ne oldu güzelim?"
"Hemen yanıma gelmelisin!" dedim neşeli sesimle, bir yandan tepiniyor olmam onu da heyecanlandırmış gibi görünüyordu. Hızından ödün vermeden yanıma geldi ve koltuğa oturdu. Benden tarafta duran ellerini bileklerinden tutarak belirginleşmeye başlayan karnıma götürdüm. "Bak!" dedim kıkırdamadan hemen önce. "Bebeğimiz tekme atıyor, Teyung!"
"Ha?" dedi sessizce, ardından parmakları karnımı okşadı hafif bir şekilde. "Aşkım, o tekme atmıyor."
Anında dudaklarım büzüldü ve gözlerim doldu.
Ne demek bebeğim tekme atmıyor?
"Baksana!" diye direttim, "Tekme atıyor işte!"
Güldüğünü duydum Taehyung'un, ardından derin bir nefes alıp verdi. "Bak, güzelim." dedi işaret parmağını karnımın üzerinde gezdirmeye devam ederken. "O daha dört aylık, tekme atamaz."
"Sen ne diye konuşuyorsun ki?" dedim ellerini karnımdan çekerken. Anında duygusal bir ruh haline bürünmüştüm ve dolu gözlerim varlığını sürdürüyordu. "Bebek senin içinde sanki, benim karnımda duruyor o. Farkında mısın?"
"Özür dilerim, bebeğim." dedi, ardından başını göğsüme yasladı usulca. "Özür dilerim, ben kimim ki konuşuyorum."
"Beni sevmiyorsun." diye mırıldandım sessizce, ardından geri çekilerek başının boşlukta kalmasına sebep oldum. Dudaklarımı büzdüm biraz daha, o sırada Taehyung beni izlemekle meşguldü. "Taehyung, sen beni sevmiyorsun!"
Taehyung tekrardan başını göğsüme yasladı. "Nereden çıkarıyorsun sen böyle şeyleri?" dediğinde ellerim saçlarını bulmuş, okşamıştım siyah tutamları. "Taehyung, sevmiyorsun işte!"
"Her şeyi kabul edebilirim ama bunu asla." dedi kollarını belime sararken. Kafasını kaldırıp çenemi öpmüş, ardından beni kucağına çekmişti yavaşça. "Bebeğim, ben seni her şeyden çok seviyorum. Öyle deme bir daha. Hem, ben sana hissettiremiyor muyum?"
Geri çekilip gözlerime baktığında dudaklarımı büzmüş, gözlerimi kırpıştırarak bakmıştım ona çünkü benim gibi dudakları büzülü bir şekilde duruyordu. "Of, salak adam!" dedim kollarımı kafasına sararken. "Salaksın sen!"
Kucağına yerleşerek yanağına ufak bir öpücük bırakmış, tekrar yerime geçerken Daniel'ın sesini duymuştum. "Baba!" diye bağırdı odaya girerken. "Bana aldığın figürü bulamıyorum!"
"Benim elime geçmişti o geçenlerde." dedi Taehyung, bir yandan da sırıtıyordu. "Ben onu attım galiba, Dani."
"Yalan söylüyor." diye girdim araya, aslında yalan söyleyip söylemediğini bilmiyordum ama attığını sanmıyordum çünkü fazlaca pahalı bir oyuncaktı bahsi geçen oyuncak. Atacak kadar salak değildi, üstelik Daniel'ın ortalığı ayağa kaldıracağını biliyor olmalıydı. "Nereden biliyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two married man | taekook✓
Fanfiction*married couple, fluff* |taekook's baby🍭🍼🍡| Kim' family "Kim Taehyung ve Kim Jeongguk'un güzeller güzeli bebekleri Kim Daniel." bottom!gguk top!tae -mia☆