üç : Küvet sorunları

10.3K 933 766
                                    

"Taehyung." diye mırıldandım zorlukla. Sesim çokça çatallı çıkmıştı ve bu nedensizce kötü hissetmeme neden oldu. Gözlerim dolmuş, kollarımın arasında hıçkıra hıçkıra ağlayan bebeğime bakıyordum çaresizce. Onun hastalığı beni fazlaca üzüyordu çünkü ona bakamıyor gibi hissetmeme engel olamıyordum.

Arkamda birkaç ses duyulmuş, ardından Taehyung yere eğilmişti. Banyoda yerde oturuyorduk ve Taehyung bana doğru eğilmiş, kucağımdaki bebeğimize bakıyordu. Daniel ona yedirdiğimiz tüm mamayı çıkarmıştı, etrafı temizledikten sonra onu kucağıma almış, bir daha da kalkmamıştık oradan. "Oğlum benim." dedi Taehyung kemikli ellerini Daniel'ın karnına koyarken. "Ne oldu sana böyle?"

"Ona bakamıyor muyuz?" dedim bakışlarımı Daniel'dan çekerken. Derin bir nefes almış, bebeğimin karnında duran elini omzuma koymuştu. "Böyle şeyler düşünme. Babasısın sen onun."

Omzumu birkaç kez patpatladıktan sonra kucağımdaki bebeği almış, Daniel anında başını babasının omzuna yaslayarak gözlerini kapatmıştı. "Git ve uyu, Jeongguk." dedi ayağa kalkarken. Arkalarından ben de ayağa kalkmış, Daniel'ın aşağı doğru sarkıttığı elini tutup öpmüştüm. "Uyumayacağım, uykum yok."

"Dinlen o zaman, oğlumla ben ilgilenirim." diye mırıldanıp banyodan çıkarken Daniel Taehyung'un omzunun üstünden bana bakmış, hafifçe gülümsemişti sadece. Normalde gerçekten çok neşeli bir bebekti ama atlatmaya çalıştığı grip onu çok yormuştu. Evde eskisi gibi kahkahaları yankılanmıyor, hatta sesi bile çıkmıyordu ve bu gerçekten suçluluk hissiyatımı öylesine körüklüyordu ki, ellerim titremişti bir an. Daniel çok büyük bir sorumluluktu, peki ya ben bunu yapabiliyor muydum?

Minik bebeğimi hasta etmiştim işte.

Taehyung gittikten sonra mutfağa geçmiş, masaya oturmuştum. Kafamı dağıtmak istiyordum ama bunu nasıl yapacağıma dair çok da fikrim yoktu. Birkaç dakika öyle boş boş duvara bakındıktan sonra evde sesler yankılanmaya başladı. Bebeğim ve kocamın kahkaha sesleri.

Onları duyunca neşelenmiş, oturduğum yerden kalkarak kurabiyelerim için gerekli malzemeleri çıkarmaya başlamıştım. Kurabiye yapmayı çok severdim ve Jimin her seferinde kurabiyelerime aşık olduğunu söylerdi.

Büyük bir kasenin içine gereken tüm malzemeleri koymuş, elimdeki çırpıcıyla karıştırmaya başlamıştım. Hepsi karışıp hamura yakın bir görüntü oluştururken çırpıcıyı bir kenara koymuş, tezgahta duran undan eklemiştim biraz. Tam hamuru elimle karıştırmaya başlayacaktım ki mutfağa kahkahalar atarak giren Daniel tüm dikkatimin ona çevrilmesine neden oldu. Koşarak yanıma gelmiş, kendini bacaklarımın üstüne bırakmıştı. Diz kapağımın biraz daha altına sarıldığında ben de onun gibi kapıya çevirmiştim bakışlarım. Gördüğüm şeyle gülmemek için kendimi sıkarken Taehyung emekleyerek yanımıza doğru geliyordu. "Şimdi oraya gelip Daniel'ı yiyeceğim." dedi gülerek. Onun gülmesiyle ben de sesli bir kahkaha atmış, ellerimin temiz olmasını fırsat bilerek bacaklarımın arasında dolanıp kahkahalar atan oğlumu kucağıma almıştım. Daniel anında omuzlarıma tutunup tepinmeye başlamış, o sırada Taehyung da ayağa kalkmıştı. Kucağımdaki minik beden işaret parmağıyla kapıyı gösterdiğinde ne istediğinİ anlamıştım.

Pekala, biraz oyun oynadıktan sonra da kurabiyelerimi yapabilirdim.

Taehyung iyice yakınımıza geldiğinde Daniel'a bakıp gülümsemiş, ardından koşarak mutfaktan çıkmıştım. Daniel kahkahalar atmaya devam ederken Taehyung'un gülüşü kulaklarımı doldurmuş, ben de gülmeye başlamıştım. Şimdi saklanmamız gerekiyordu.

Koşar adımlarla uzun koridorun sonundaki yatak odasına girmiş, yatağın yanındaki küçük boşluğa oturmuştum. Pekala, uzun bir boyum vardı ve ne kadar gizlenmeye çalışırsam çalışayım saçlarım gözüküyordu. Zaten saklanmamdaki amaç Taehyung'un bizi bulmaması değil, Daniel'ı biraz mutlu etmekti.

Two married man | taekook✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin