"Baekhyun oppa! Hala uyuyor musun cidden!" Kapıyı açıp elini beline attı.
"Ningning arkandan atlı mı koşturuyor? İçeri gelin hadi." Ningning elindeki tuvalet kağıdı paketini banyoya bıraktı, ayağına dolanan Mongryong ile koşturup oynamaya başladı. "Oppa, bana Mongmong'u birkaç günlüğüne almama izin versen mi? Aşık olduk birbirimize~" Kızıl saçlarını köpeğin başına koydu, herkes kahkaha attı.
"Oynaşmayı sonraya bırak yemeğe geçin." Junmyeon ve Joohyun yine yan yana oturmuş konuşuyordu, ayrı dünyada ayrı zamanda gibilerdi sanki.
"Annen nasıl oldu Joo?" Sudan bir yudum alıp gülümsedi. "Biraz daha iyi, bugün hastaneden taburcu olacak, yayın sonrası gidip alacağım." Junmyeon elini yavaşça omzuna koydu. "Gelmem senin için sorun olur mu? Uzun zamandır annenle görüşemedim." "Tabii, annem de sevinecektir buna." Ningning ikisinin arasına girip tatlı bir sesle konuştu.
"Tekrardan barışsanız ve beni evlatlık alsanız olmaz mı? Sizin gibi bir çift yeryüzüne bir daha asla gel- Baekhyun oppa! Neden bana zalimce davranıyorsun yeter ama! Ben aşıklar kavuşsun diye uğraşıyorum sen yoluma taş koyuyorsun, kırıldım... Bu yüzden yemek yiyeceğim!"
...
"Öğle haberlerini izlediniz, iyi günler iyi haftasonları dileriz." Birden nefesi kesilen Joohyun ayağa kalkarken sendeleyip düştü. Junmyeon önüne çöküp bileğine baktı, mosmordu. "Ben ilgileneceğim, endişelenmeyin."
Ortak dinlenme odasına geldiklerinde Joohyun'u koltuğa oturtup diz çöktü. "Neden bana söylemedin?" Joohyun kırmızı dudaklarını büzüp bakışlarını çevirdi."Neyi?" Junmyeon başını yukarı kaldırıp nefes aldı, salak ayağına yatıyor.... "Anksiyeten devam ediyor, hatta ilerlemiş. İlaçlarını almayı bırakmışsın."
"Çünkü ihtiyacım yok, tamam mı? İlaçlar beni iyileştirir sanıyorsunuz, tek akıllı siz misiniz? Herkes götünden atmayı seviyor... 'Joohyun Junmyeon ile ayrıldıktan sonra kabak çiçeği gibi açıldı.' 'Aman Tanrım şuna bak Junmyeon Sunbae'nin ona olan sevgisini nasıl da unutmuş.' 'O kaltak Sunbae'yi hiç hak etmedi zaten.' ya da 'Kim bilir kaç kişiyle sürttü de Junmyeon Sunbae ayrılmak istedi.' Bunları duyarken ilaç almak bir işe yaramıyor anlayın artık!" Siyah topuklularını çıkarıp yalınayak dolabına yürüdü. Terliklerini giydi.
"Kimse beni anlamıyor, babalarımız her işe burnunu sokmasaydı ikimiz de zarar görmeyecektik. Ancak yerinde durmayan aptal kardeşin Oh Sehun herşeyi bombok etmeye bayılıyor!" Kumaş ceketini çıkarıp askıya astı. İlaçlarını çöpe attı, çantasını alıp Junmyeon'un önünde durdu.
"İhityacım olan tek şey sensin, ilacım,nefesim.. herşeyim sensin Junmyeon. Ama babam ve baban, bir de kardeşin olduğu sürece birlikte olmamıza imkân yok." Junmyeon kolunu sıkıca tutarak ayağa kalktı. Haklıydı, sonuna kadar.. hatta en başından beri haklıydı.
"Seni koruyacağım Bae Joohyun, söz veriyorum... Gerekirse dünyayı bile karşıma alırım, yeter ki ağlama ve hastalanma." Kırmızı dudaklarla parlak dudaklarını birleştirdi. Dile kolay beş yıldır bu anı bekliyordu. Beş yıl sonra, yeniden, birlikte olmak için bir adım atıyorlardı. Ama hesaba katmadıkları çok şey vardı...
Aşığım, yanıyorum, yanıyorum, yanıyorum ve yine yanıyorum...
Woosan ve MinSung gelecek hazır olun caniçlerim duyurayım dedim~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amusement Park 🎠ChanBaek🎠 ✔
Fanfictionİddia sonucu birlikte lunaparka gidip eş olmak zorunda kalan kanalın gözde ikilisi Spiker Byun Baekhyun ve Spor Haberleri Sunucusu Park Chanyeol bindikleri atlı karıncada aralarındaki duvarı yakarlar. ➡22/5/21 🔚 2/10/21