Joohyun arabayı durdurup indi. "Beklesene! Nereye gidiyorsun birşey demeden?"
"Ne demem gerekiyor?" Junmyeon ellerini cebinden çıkarıp siyahlı kadının ellerini tuttu. " 'Seni seviyorum, iyi geceler, rüyanda beni gör sevgilim.' gibi şeyler. Ya da 'Kahve içmeye gelmek ister misin?' " Joohyun karnına yumruk atıp başını yukarı kaldırdı. "Kazık kadar adamsın, aklı başında yetişkin biri gibi davransan ölür müsün Junmyeon?"
"Sadece senin yanında böyle olduğumu unuttun mu Irene~" Joohyun saatine bakıp Junmyeon'un elini tuttu tekrardan. "Yürü aptal adam, yemek yiyelim."
...
"Babanla konuşacağım Irene, artık engel olamayacaklarını anlamaları gerek." Şişeyi açıp sojuyu dikti. "Hiçbir şey umrumda değil, sadece seninle evlenmek ve buralardan defolup gitmek istiyorum anlıyor musun beni?"
Joohyun karton bardağı doldurup şişeyi yanındaki kutuya koydu. "Bir yandan da haklılar Suho, baban ve annen torun istiyor. Tek çocuklarısın sonuçta, en doğal hakları." Junmyeon kravatını gevşetip bankın üstüne koydu. "Çocuk sahibi olmamız için senin doğurman mı gerek? Bu konuda konuşmadık mı Irene!? Böyle olmayı sen seçmedin anlıyor musun!?"
Boş bardağı elinde sıkan Joohyun'a yaklaştı, sarıldı. "Ben.. özür dilerim. Yalnızca sen zorluk çekmiyorsun ki, tüm gün arkadaşlarımın doğum anılarını dinliyorum. Yetmezmiş gibi annem ve babam evime gelip beni HeeJin ile evlendirmek gibi pembe hayallere dalıyorlar. Onları dinlerken hem haber hazırlıyorum, hem çalışıyorum, hem de seni düşünüyorum... İnan bana bende senin kadar zorlanıyorum."
Gömleğine düşen ıslaklıkla çenesini başına yasladı, saçlarını okşadı. "Kim ne derse desin, her zaman yanında kalacağım. Yaşlanana kadar başının etini yiyeceğim, hatta yapışacağım!"
Joohyun ayrılıp adamın yüzüne baktı, gözleri dolmuştu. Elini gözlerine götürüp kapattı, bir süre bekledi. Suho yanında ağlamayı sevmezdi, böyle daha iyi ağlardı. "Böyle ağlayabiliyorsun, güzelce ağla Kim Suho."
Yarım saat boyunca sessizce hiç kıpırdamadan ağladı. En sonunda Joohyun elini gözlerden çekip hafifçe titreyen elleri tuttu. "Kim Suho, istediğin kadar yapış. Hatta yakamdan düşmesen de olur ama.. beni yalnız bırakma. Benden uzak dursan da olur, ona da razıyım ama sakın gözümün önünden gitme, her ne kadar sinirlerimi bozsan da ya da ergen gibi davranıp bencil olsan da bunlarla bana yaşama gücü veriyorsun. Bu yüzden..."
Elini bırakıp önünde diz çöktü Joohyun, cebindeki küçük kutuyu çıkardı. "Sonsuza kadar başımın etini şişirmeni ve beni sinir krizine sokmanı istiyorum.. yapabilir misin?"
Ay çok şükür burası tamam sıra Chanbaekte~
Şimdi yolda sıcak sıcak iki bölüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amusement Park 🎠ChanBaek🎠 ✔
Fanfictionİddia sonucu birlikte lunaparka gidip eş olmak zorunda kalan kanalın gözde ikilisi Spiker Byun Baekhyun ve Spor Haberleri Sunucusu Park Chanyeol bindikleri atlı karıncada aralarındaki duvarı yakarlar. ➡22/5/21 🔚 2/10/21