Baekhyun gözlerini sıkıca kapalı tutuyordu, biliyordu herşeyi ancak bu kadar hızlı olacağını düşünmemişti.
"Baekhyun-ah, neden bana bakmıyorsun?" Nefesi şiddetlenirken ellerinin arasındaki ince parmakları sıkıyordu.
"Ya! Acıyor sıkma! Byun Baekhyun, sıkma acıyor!" Gözlerini açıp ellerini çekti, Chanyeol'ün elleri kızarmıştı.
"Be..ben özür dilerim, sadece birdenbire- Ulan sen kimsin de beni öpersin!? İlk öpücüğüm gitti! Aşağıya indiğimizde sen ölü olacaksın Park Chanyeol, buraya gel!" Büyük fanusun içinde yavaş adımlarla kaçıyordu Chanyeol, kalbi patlayacak gibiydi mutluluktan.
Chanyeol en sonunda Baekhyun'u köşeye sıkıştırıp arkasından beline sarılmış, ellerini tutuyordu. "Biraz olsun şu güzel manzaraya bakamaz mısın? Bu kadar çok mu korkuyorsun yüksekten?" Baekhyun başını yana çevirdiğinde Chanyeol sıcak elini gözlerine götürdü, kapadı. "Kendini hazır hissettiğin zaman açacağım, anlaştık mı?" Başını yavaşça salladı, kalbinin sakinleşmek için zamana ihtiyacı vardı.
"Bakacağım, açabilirsin." Soğuk elleriyle belindeki elleri tuttu, büyülenmişti. Tatlı ve parlak ışıklara bakıyordu Baekhyun. Kalbi yavaşlarken elleri sıkıca tutmaya devam etti, camdaki yansımadan yüzünü görebiliyordu Chanyeol.
"Vay canına.. demek yükseğe çıkınca herşey gözüküyor. Sihir gibi ışıklar~" Ellerini cama koyup çocuk gibi ışıklara dokunmaya çalıştı.
Kapı açıldığında geri adımladı Baekhyun. "Gitmeyelim, bir kez daha binelim. Biraz daha bakmak istiyorum!"
"Söz veriyorum bir kez daha geliriz, şimdi gitmemiz gerek." Chanyeol'ün elini tutarak kabinden indiler. Herkes gişenin önünde ikisini bekliyordu. Ningning koşarak ikisinin arasına girdi. "Siz ikiniz. El ele. Dönme dolapta. Oppa sen yüksekten korkarsın- Şuraya bakın, Baekhyun oppa şarkı söylemelisin hemde hemen!"
Chanyeol hariç herkes ısrar ederek sahneye çıkardı. Baekhyun orkestraya şarkıyı söyledi, ancak olumsuz bir tepki aldı. Telefonunu kabine bağlayıp mikrofonu eline aldı, şarkıya başladı.
Herkes hayranlıkla sahnenin önüne gelirken Chanyeol gözlerini bir an olsun yüzünden ayırmadı, gülümsemesi eşsizdi. Yüzü, gözleri, yanakları, kokusu.. kısacası herşeyiyle eşsiz bir insandı Baekhyun. On yıl boyunca hiç bıkmadan, usanmadan güzelce büyümesini izlemişti.
Stajyer olarak göreve başladığında hırçındı ve sürekli kaçardı. Birkaç kez asansörde denk geldikten sonra Baekhyun kaçmamaya ve zamanında gelmeye başladı.
Alkış seslerini duyduğunda zor da olsa ayak uydurmaya çalıştı. Ningning sessizce koluna girip Baekhyun'a bakarak konuştu.
"Byun Baekhyun gitmek üzere oppa.. peşindeki onu almadan acele etmelisin. Benden söylemesi."
Nigningi yazarken sağ taraftaki insancığım ruh haline sahibim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amusement Park 🎠ChanBaek🎠 ✔
Fanfictionİddia sonucu birlikte lunaparka gidip eş olmak zorunda kalan kanalın gözde ikilisi Spiker Byun Baekhyun ve Spor Haberleri Sunucusu Park Chanyeol bindikleri atlı karıncada aralarındaki duvarı yakarlar. ➡22/5/21 🔚 2/10/21