IX

784 79 2.1K
                                    

"hayatımda birçok şeyler daha beni korkutabilir, başıma türlü felâketler gelebilirdi. fakat en müthişi, onu kaybetmek ihtimali ve bunun korkusu artık yoktu."

-Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü.

🍀

Kapımın önünde çıkan kargaşada adalet terazisinin farklı kefelerinde bulunan iki adamdan birinin silahından çıkan kurşun vücuduma saplanıp kaldığında tarafların bir önemi kalmayacaktı.

"Nessy!" Beni korumak için belinden çıkardığı silahtan ayrılan kurşun öyle büyük bir hızla delmişti ki omzumu, sesimi çıkaramamıştım. "Siktir!"

Vurulmak filmlerde gördüklerimden çok farklıydı. Mesela filmlerde vurulan kişi bir anda yere yığılıyordu ya da etraf bir anda kan gölüne dönüyordu ama öyle olmamıştı.

Vücudum anlık bir acıyla geriye doğru savrulduğunda, Harry silahını kenara bırakmış ve düşmemem için ellerini belime sarmıştı bile. Sırtım onun göğsüne yaslanmış haldeyken derin bir nefes aldım.

Acı ertelediğim ama asla kaçamadığım bir alarm gibi tüm hücrelerime yayıldı ve ben tüm sokakta duyulacak bir çığlık atmadan hemen önce Harry'nin eli dudaklarıma kapandı.

"Vesna," dediğini duydum ama kulaklarım uğulduyordu ve gördüğüm her şeyin bir yanılsamadan ibaret olduğuna inanmak üzere olduğum için ona hiçbir cevap veremedim. "Bayılma, sakın bayılma.."

Başımı salladım. Bayılamazdım. Başımı eğip omzuma baktım. Kan hızlanarak vücudumdan ayrılıyor ve üstüme geçirdiğim krem rengi kazağı kırmızıya boyuyordu.

Alec, yaşanan şeylerin gerçek olduğunu idrak eder etmez bana uzandı. Harry kollarını biraz bile gevşetmedi ve beni sıkı sıkı tutmaya devam etti. Sebebi beni bırakırsa yakalanacak oluşu değildi, beni bırakmak istemiyordu.

"Hastaneye gitmemiz gerek." Biri vurulduğunda mantıklı olan bu olurdu. Eğer vurulan kişi sıradan biri olsaydı. "Hemen. Seni en yakın hastaneye götürmemiz gerek."

Harry, hastane lafını duyduğunda kollarını gevşetti. Beni bırakacağını anlayınca, elimi belime sardığı ellerinin üstüne koydum. Alec'in bana uzattığı eli havada kaldı.

"Hastane olmaz." Başımı sağa sola salladım. Bu durumda olduğuma inanamıyordum ama acı çok büyük ve katlanılmaz olduğu için gerçek olduğunu geçen her saniye hatırlatıyordu. "Alec, hastane olmaz."

"Saçmalıyorsun şu an. Ne demek hastane olmaz? Nessy sen vuruldun ve kan kaybediyorsun ayrıca aranan bir suçlunun kollarının arasındasın. Aklımı kaçıracağım.. Tüm bunlar şaka mı?"

Hayatım boyunca düşünsem bu kadar trajikomik bir olayın başrolü olacağım aklıma gelmezdi. Ben görünce bile tüylerimi ürperten silahla kendimi vurmuştum ve en büyük derdim bu değildi. En büyük derdim, kollarının arasında olduğum adamdı.

"Tetiği ben çektim." Tane tane konuştum. Hızlıca konuşup derdimi anlatmak istiyordum ama acı dilimi bile uyuşturmuştu. "Yanlışlıkla oldu ve evet hastaneye gidemeyiz."

Abim her zaman hataları yaparak öğrenen bir insan olduğumu söylerdi. Ateşin beni yakacağını bilirdim ama elimi uzatmadan ciddiye almazdım. Elim yanmadan bunun bir hata olduğuna inanmazdım.

Şimdi bir hata daha yapmıştım. Bir daha asla beni vurmayacağından emin olduğum iki silahın arasına girip kahraman olmaya çalışmayacaktım çünkü bu kahramanlığın sonunda salak gibi tetiği kendim çekmiştim.

Pure | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin