II

789 82 1.1K
                                    

Bölümde geçen, size yabancı gelme ihtimali olan kelimelerin açıklamalarını ben o paragrafın yorumlarına ekliyorum. İtalik yazdığım ya da yanına yıldız eklediğim her şeyin genelde açıklamasını yapıyorum. Bilginiz olsun ballarım. 💘

🍀

Benden bir tepki bekliyordu ama ben ona tek kelime edemeyecek kadar şok olmuştum. Ellerim buz kesmişti ve başım dönüyordu.

Kahkaha atmaya başlamamın sebebi, sinirlerimin feci şekilde bozulmuş olmasıydı. Tek kaşını kaldırıp beni izlerken, ben gülmeye devam ettim.

"İdam yanlış bir kararmış." O kadar çok gülüyordum ki, sandalyem sallanıyordu. Ellerimin titrediği belli olmuyordu çünkü tüm vücudum kahkahamın şiddetiyle hareket ediyordu. "Sen delirmişsin ve ben bunu fark edememişim.. Senin hastanede gözetim altında olman lazımmış."

Aslında bir katile göre oldukça nazik sayılırdı çünkü yumruk yaptığı elini benim vücuduma geçirmek yerine masaya vurmayı tercih etmişti.

"İki yüz milyon dolar demek ha?" Kahkahalarımın oktavı giderek azaldı. Gülerken, resmen gözümden yaş gelmişti. Ellerimi yüzüme götürüp, gözümün altını sildim. "Deli olman beni ürküttü ama aynı zamanda eğleneceğiz de sanırım.."

Cıkladı. Hangi dediğime itiraz ettiğini anlayamadım. Umrumda değildi zaten. Beni öldürmedikçe hata yaptığının farkına vardığı zaman bu eziyet bitecekti.

Beni incelediği dakikaların sonunda, kollarını göğsünde birleştirdi. "Sanırım bu senin savunma mekanizman. Gülerek olayların ağırlığını atlatmaya çalışıyorsun."

Gülümsemem küçük bir çocuğun elinden düşen kristal bardak gibi saniyeler içinde paramparça oldu. Yüzümün asılması onu tatmin etmiş gibiydi.

"Ama sana küçük bir spoiler vereyim.." İlk defa bu kadar çok gülümsemişti. Böylece, yanağındaki gamzeyi fark etmiştim. "Seninle işim bittiğinde olanları birkaç kahkaha atarak atlatamayacaksın."

Her zaman yaptığımı yaptım. Kendime odaklanacak başka bir şey buldum. Dediği şeyin korkunçluğuna değil, katil olmasına rağmen gamzesisin ona kattığı şirinliğe odaklandım.

Sonra düşünmemem gereken şeyleri düşünmeye başladım. Kimse bir canavar olarak doğmazdı. İnsanları, insalar canavara dönüştürürdü. Peki, onu bu hale getiren şey neydi?

Az önce oturduğu sandalyeyi tekrar oturması için ayağımla ona ittim. Yaptığım şeye anlam veremeyip, garip garip bana baktı. "Seni kim bu hale getirdi?"

Kalbiniz durduk yere kırılmadığı gibi durduk yere taşa dönüşmezdi. Her kırık kalbin arkasında mutlaka acı bir hikaye olurdu. Her taş kalbin arkasında acı veren biri olduğu gibi.

Biri sizin canınızı durduk yere yaktığında tanışırdınız kötülükle. O zaman anlardınız, hiçbir şey yapmasanız bile insanlar sizi mahvetmek isteyebilirdi.

"Süpermiş ya." Dalga geçtiği bariz bir şekilde belliydi. Sandalyeye oturup, iyice yayıldı. "Yargıçlık karın doyurmuyor sanırım. Ek iş olarak psikologluk mu yapıyorsun?"

O bana deli saçması şeyler söylediğinde ben onu dinlemiştim çünkü yapacak başka bir şeyim yoktu. Bu sandalyeye bağlıydım ve biri bir terslik olduğunu anlayıp yanıma gelene kadar Harry ile vakit geçirmek zorundaydım.

Bu yüzden tıpkı onun bana verdiği gibi ben de ona rahatsızlık verebilirdim. Yapmayı planladığım şey tam olarak buydu. "Bu adama dönüşmeden önce normal bir insan değil miydin? Hep bu canavar mıydın? Şaşırmadım aslında.."

Pure | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin