XIX

706 57 2.1K
                                    

⚠️ Bölümde +18 sahneler bulunmaktadır. Rahatsız olacakların ve yaşı yetmeyenlerin ikinci yoncadan sonrasını okumasını tavsiye etmiyorum.

Evet arkadaşlar, o bölüm bu bölüm. Vuslat. Bölümün sonuna kadar.. Yaklaşık 1500 kelime.. 🙈

🍀

1 AY SONRA

Babam korumasının ona uzattığı telefonu eline alıp ekranı bize doğru çevirdiğinde bir kere daha ekranda onun adını görüp, gözlerimi devirmiştim.

"Ben Amcan seni merak ediyor." Telefonu belki bu kez cevap veririm umuduyla bana uzattı. Elini ittirdim. "Keşke ona da söyleseydik.."

Kaşlarım çatıldı. Babam, bu konu yüzünden bir kavga daha etmek istemediğini söyledikten sonra telefonu her zaman olduğu gibi meşgule attı.

"Bu hiç içime sinmiyor, Agnes." Kafamı çevirip babamın korumalarının arkasında beni izleyen sivil polislere baktım. "Bir süre daha kalmamı istemediğine emin misin?"

Başımı hafifçe aşağı yukarı salladım. Alec birazdan babam için havalanacak özel uçağın içinden inip yanımıza doğru adımladı.

"Her şey tamam." Mesafeli bir sesle konuştu ama babama olan mesafesi benim için geçerli değildi. Yanıma gelip kolunu belime sardı. "Uçak kalkışa hazır."

Bana destek olduğu için Alec'e minnettardım. Hiç gücüm yoktu ve babamın karşısında güçlü gözükmek için ekstra bir çaba veriyordum. Tüm ağırlığımı ona verince ne kadar bitik halde olduğumu fark etti ama sesini çıkarmadı.

"İyi olduğuna emin misin?" Babam belki de milyonuncu defa bana aynı soruyu sordu ve ben de ona milyonuncu defa yalan söyledim.

"İyiyim, baba." Kötüydüm. Gerçekten o kadar kötüydüm ki, canlı cenaze neymiş görmek isteyen olursa açık adresimi verirdim. "Gerçekten."

Korumasına dönüp bize birkaç dakika vermelerini söyledi. Baştan aşağı siyah giyinmiş koruma robotik bir biçimde başını aşağı yukarı sallayıp birkaç adım daha geri gitti. Alec de benden biraz uzaklaştığında pistin ortasında yalnız kalmıştık.

"O kadar korktum ki.." Beni kolumdan tutup kendine çekti ve sıkı sıkı sarıldı. Başımı omzuna yaslayıp gözlerimi yumdum. "Bana senin komada olduğunu söylediler, Ness. En başa döndüğümüzü düşündüm. O caninin seni kaçırıp öldürmeye çalıştığı aklımın ucundan bile geçmedi.."

O cani beni kaçırıp öldürmeye çalışmadı baba demek istedim. O cani değil ve beni yaşatmak için kendinden bir kez daha vazgeçti. Beni öldürmeye değil, yaşatmaya çalıştı.

"Baba.." Onu savunamıyordum ama hakkında söylenen kötü şeyleri gücüm yettiği kadar engelliyordum. "Lütfen. Bunu konuşmak istemiyorum. Çocuk gibi bakıcı istemiyorum. Arkamda duran polisleri istemiyorum."

Bugünden tam bir ay önce yaşanan o korkunç geceden sonra her şey karman çorman olmuştu. Harry'nin beni yaşatmaya çalıştığının kimse farkında değildi. Herkes beni öldürmeye çalıştığını düşünmüştü.

Tüm Amerika'da aranan bir katilin ona idam cezası veren yargıcı kucağında hastaneye getirmesi tabi ki, büyük bir olay olmuştu. Yayılmasını engellemek için kendime gelir gelmez babama yayın yasağı çıkartması için yalvarmıştım.

Amacım hastanede kendimde değilken ve hıçkıra hıçkıra ağlarken çekilen görüntülerimin medyada dolanmasını engellemek değildi. Harry'nin biraz daha dibe batmasını istemiyordum.

Pure | h.sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin