6🍣

735 88 83
                                    

birds are flyin' from home..

(

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(...)

"Seungmin, dışardaki korumalar indi. İçeride olanları atlatabilir misin?" Merdivenlerden aşağı baktım. Atlatabilirdim.

"Evet, dışarı yöneliyorlar zaten. Onları bahçeye yönlendireceğim. Arabanın kapısını açık tut. Felix koşarak arabaya binecek."

Beni onaylamıştı. Telefonu kapamadan cebime koydum ve telaşlı bir şekilde aşağı indim. Korumalardan biri yanıma geldi. "Bay Kim, sanırım saldırıya uğruyoruz. Yukarı çıkın lütfen."

"Tamam ama arka bahçede olduklarını gördüm. Sizi savunmasız yakalamak için oradan gelecekler. Oraya dikkat edin. Ben yukarıdakileri bir odaya toplayacağım."

Endişeli bir şekilde konuştum. Yukarıdan Felix bana bakıyordu. Girişteki korumalar salona ve arka bahçeye giderken etraf boşalmıştı. Felix'e bir el hareketi yaptım ve hızla aşağı indi. Merdivenlerin kenarında saklanıp bekledi. Sessizce kapıya ilerledim. Kapıyı açtığımda ilerideki arabayı gördüm. "Arabaya kadar koş, orada seni bekliyor."

Fısıltıyla konuştuğumda beni onayladı. Hızlıca yanıma geldi ve koşarak bahçeden dışarı çıktı. Arabaya ulaştığında kapı hızlıca kapandı ve hızla uzaklaştı. Birkaç koruma ateş ederken hızla yukarı çıktım. Çocukların yanına gittim. "Sakin olun. Birazdan gidecekler, tamam mı? Size bir şey olmayacak."

Onları sakinleştirmeye çalıştım. Endişeyle camdan dışarı baktım. Bahçeye giren arabayla yutkunmuştum.

Şimdi de kendim kaçmalıydım.

Hızlıca yere savrulmuştum. Acıyla inlerken ağzımdan parkeye kanlar sıçramıştı. Ardı ardına vücuduma tekmeler isabet ediyordu. Saçlarımdan tutup beni ayağa kaldırdı. "Nasıl kaçmasına izin verirsin ha?! Nasıl?! Felix senin sorumluluğundaydı! Gerekirse ellerini bağlayacaktın! Sikeyim seni Seungmin! Nereden bulacağım onu şimdi?! Ha?! Söylesene! Bir sürü düşmanım varken hangisinin yaptığını nereden bileceğim lan ben?!"

Tekrar yere fırlatıldım ve bu sefer kemer darbelerini hissetmeye başlamıştım. Acıyla inlerken gözlerimden yaşlar akıyordu. Korumaların ve çocukların ortasında acımadan, öldüresiye dövüyordu. Hepsi korkuyla bana bakıyordu. Tokatları, yumrukları, tekmeleri yetmemiş gibi kemerle vurmaya başlamıştı. Vücudum sızım sızım sızlıyordu. Acıdan uzuvlarımı hissedemiyordum bile.

Eliyle tişörtüme yapıştı ve yırttı. Kan içinde kalan tişörtüm iki yana ayrılmıştı. Eşofmanımı bacaklarımdan sıyırıp attı. Ne olacağını tahmin edebiliyordum ama kolumu kaldırmak için halim yoktu. Gözlerimi zorlukla aralıyordum.

"Bana izlemesi zevkli bir şölen sunun. Eğer karşı gelmeye kalkarsa istediğinizi yapın. Beni dinlemeyecek olanı vururum. Sizde çıkın yukarı."

one night manHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin