chanmin
•
bir elini yanağıma koydu. bunu beklemiyordum. değişik bir adamdı. "başkalarına bu şekilde davranmıyor musun?"
başımı yavaşça iki yana salladım. ne diyeceği umrumda değildi. doğru buydu. "güzel, bu beni mutlu etti. ama seninle bu gece seviş...
pazartesi veya sali gelemedim ama guzel bi bolumle geldim.😋
•
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(...)
Saçlarımda dolanan parmakların varlığıyla gözlerimi aralamaya çalıştım. Burnuma yoğun bir şekilde vanilya kokusu gelirken hızla gözlerimi açtım. Bakışlarım onu bulduğunda gülümseyerek bir dirseğini yastığa yaslamış, kafasını eline koymuş bir şekilde beni izlediğini fark etmiştim.
"Günaydın, seni çok özledim." Hayal olmadığını fark ettiğimde şoktan çıkıp hızla ona sarılmıştım. Başımı boynuna koyup ferahlatıcı kokusunu içime çektim. Sırtüstü yatarken kollarını belime sarmıştı ve üzerine doğru eğilmiştim. "Neredeydin? Her gün gelmeni bekledim."
Saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Bir süre ortalıkta dolanmamam ve senin yanından uzak durmam gerekti güzelim. Üzgünüm, sana haber veremedim."
Kafamı kaldırmadan ona sarılmaya devam etmiştim. Her nefes alışımda içime huzurun yayılıyor olmasına anlam veremesemde, mutluydum. "Bana gelip beni alacağını ve buraya birlikte geleceğimizi söylemiştin."
Mırıldanarak konuştuğumda belimi okşamıştı. "Evet, söyledim ama gelemedim. O itin beni görmemesi gerekiyordu. Bu yüzden senden uzak durdum. Ama.. Hala bana güveniyorsun değil mi?"
Yanından ayrılmadan önce ona söylediğim cümleyi hatırlatmıştı. Evet, hala ona güveniyordum. Ama bunu ona söylememe gerek var mıydı? "Bilmiyorum, içimde kat kat oluşturduğun o güveni biraz kırmış olabilirsin. Beni bırakıp gittiğini düşünmüştüm."
Kollarını bana daha sıkı sarıp birkaç kez saçlarımı öptü. "Asla. Asla seni bırakmam güzelim. O güveni tekrar bir hafta önceki haline getireceğim. Söz veriyorum."
Gülümsedim ve geri çekildim. Göz göze geldiğimizde bana gülümsedi. "O kadar güveniyor musun kendine?"
"Hmhm." Yaklaşıp dudaklarımı öpmüştü. Ona karşılık verip dudaklarımı araladım. Alt dudağımı dişleyip çekiştirdi. Dillerimiz birbirine ulaşmıştı ve belimde olan eliyle beni daha çok kendine çekmişti. Nefes nefese ayrıldığımızda gözlerim kapalı bir şekilde alnımı alnına yasladım. "Seni sevmiyorum Seungmin, sana deli gibi aşığım. Üç seneden fazla oluyor, bu kalbim sadece senin için atıyor. Senin bir gülümsemenle hızlanıyor ve seni üzgün gördüğünde parçalara ayrılıyor. Bu yüzden seni asla ama asla bırakmam. Buraya kadar gelmişken, bu kadar sana yaklaşmışken senden vazgeçemem."
Şaşkınlıkla araladığım gözlerimle ona bakıyordum. Hala nefes nefese ve dip dibeydik. Ne diyeceğimi bilemiyordum. O beni üç senedir tanırken, ben onu daha iki haftadır tanıyordum. "Peki, neden seni yeni tanıyor olmama rağmen söylediklerin bu kadar kalbimi hızlandırıyor? Neden bana her dokunduğunda bundan rahatsız olmuyorum? Sanki seni yıllardır tanıyormuşum gibi ama bir o kadar da yabancıymışsın gibi."
