8🥮

695 82 67
                                    

biraz erken sevindik sanki.. ama yine de guzel sonuc alacagiz. <:

(

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(...)

"Akşam geleceğim. O zaman konuşalım, olur mu?" Başımla onayladım. Dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve gülümsedim.

Üç-dört gündür böyleydik. Kendi halimizdeydik ve onlar normalde erken kalkıp giderlerken, bugün öğleden sonra gideceklerdi. Birlikte odadan çıkıp aşağı indiğimizde etraf çok sessizdi.

Birden salondan Woojin çıktı ve gülerek bana baktı. Chan ile ellerimiz birbirine geçmiş bir haldeyken ellerimize baktı. Kahkaha atmaya başlamıştı.

"Hayırdır, artık benim artıklarımla mı ilgileniyorsun Chanie? Benim olanı benden almaya kalkacak kadar ileri gidebileceğini mi düşündün?" Gözlerimi sıkıca yumdum. Destek verircesine elimi sıktı.

"Seungmin senin değildi. Bana inat olsun diye onunla uğraşmaya başladın ve sonra ona bunları yaşattın." Tekrar gülmüş ve ellerini ceplerine koyup bana bakmıştı. "Küçük orospun sana anlatsın. Kaç gece kucağımda inlediğini ve beni tatmin etmek için neler yaptığını anlatsın. Şimdi seninle evcilik oyunu mu oynuyor? Benim yanımdayken odama gelip benim altıma yatmadan duramıyordu."

"Kes sesini. Beni sinirlendirmeye çalışman bir işine yaramayacak. Defol git evimden." Chan sinirle konuşurken elimi, elinin arasından çekmiştim. Woojin onu sinirlendirmek için abartsa da haklıydı. Kaç kez yaşanmış bir şeydi, inkar edilemezdi. "Seungmin'i ver ve gideyim. Nasıl olsa kıyamayıp onunla yatmamışsındır bile. Gelsin de bir işe yarasın."

"Seungmin hiç bir yere gelmiyor." Bir adam arkasından başına bir namluyu dayadığı anda korkuyla adama baktım. Sonra ona döndüm. "Tamam, tamam indirsin silahını geleceğim."

Chan şaşkınlıkla bana dönmüştü. Kalbim korkuyla ağzımda atıyordu. Bana bu kadar iyi davranmışken onu ateşe atamazdım. "Hayır."

"Hayır mı? Peki buna ne dersin Seungmin?" Bir adam başına silah dayadığı ağlayan Felix'i salondan çıkardığında korkuyla başımı iki yana salladım. "Tamam, onları bırak. Söz veriyorum seninle geleceğim. Onlara zarar verme."

"Hay hay. Bana doğru geldiğinde onları bırakacağım sevgilim." Gözümden yaşlar akmaya başlarken Chan'a son bir kez bakıp Woojin'e doğru adımlamaya başladım. Adam Felix'in başından silahı çekip beline koymuştu. Birkaç adım daha atarken Chan'ın başındaki silah da inmişti. Yanına geldiğim Woojin belime sarıldı ve beni kendine çekip zorla dudaklarımı öptü. Kendimi geri çekip dudaklarımı koluma sildim. "Seni çok özledim sevgilim. Senin için yeni oyuncaklar aldım. Üzerinde denemek için sabırsızlanıyorum."

Kahkaha attığı zaman gözümden düşen damlalarla kendimi geriye itmiştim. Elimden tuttu ve Chan'a el salladı. "Size Felix ile mutluluklar."

Beni sürükleyerek dışarı çıkardı. Bir arabaya bindirdiğinde bana dönmüştü. "Demek benden kurtulduğunu düşündün sevgilim? Seni bu kadar çok severken nasıl bırakabilirim?"

one night manHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin