chanmin
•
bir elini yanağıma koydu. bunu beklemiyordum. değişik bir adamdı. "başkalarına bu şekilde davranmıyor musun?"
başımı yavaşça iki yana salladım. ne diyeceği umrumda değildi. doğru buydu. "güzel, bu beni mutlu etti. ama seninle bu gece seviş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(...)
"Hyung, tamam demedim bir şey. Yarın kendimi affettireceğim, söz." Yugyeom hyung trip atıyordu. Sebebi ise ona istediği balonu almamış olmamdı. Şaka yaptığını biliyorduk ama bazen çocuksu davranıyordu ve tatlı oluyordu. Otobüsü geldiğinde onu bindirmiştim.
Bende gülerek yürümeye başladım ve sokağa döndüğüm anda biri beni kolumdan tutup çekmiş ve ağzımı kapatmıştı. Çırpınmaya çalışırken bir arabaya bindirildim ve başıma bir bez parçası geçirdiler. Biri ellerimi bağlarken bağırmaya başlamıştım. "Ne oluyor? Siz kimsiniz? Bırakın beni!"
Bezi kaldırıp ağzımı bantlamıştı. "Ne çok direndin. Orospuluk zamanlarında böyle değildin Seungmin-ah."
Gözlerim irice açılmıştı. Bu ses, o şerefsize aitti. Onun bir numaralı korumasıydı. Yüzüne tokat attığım ve peşini bırakmayacağını söylediğim adamdı. "Ne oldu? Bir anda kedi gibi sakinleştin sanki. Önümde savunmasızca yatarken seninle eğlenmeyi özledim. Biraz vakit geçirmeye ne dersin?"
Güldüğünde bir elini bacağımda hissetmiştim. Korkuyla çırpındım. Hayır, tekrar olmazdı. Bir daha asla buna izin vermezdim.
Bir yerde indiğimizde beni sürükleyerek içeri sokmuştu. Yerde olan yumuşak bir şeyin üzerine fırlatıldığımda ayaklarımı da bağlamışlardı. "Yarına kadar ufak misafirimize iyi bakın. Hesabını yarın soracağım."
Korkuyla ağlamaya başlarken dua ediyor ve Tanrı'ya sığınıyordum. Ufacık bir mucizeye muhtaçtım. Buradan kurtulmam lazımdı. Bu herif hapisten nasıl çıkmıştı?
Hala kıpırdanırken kafama inen bir darbe hissetmiştim ve gözlerim kararmıştı.
—
Titreyerek ağlarken karşıma geçip oturmuş ve gülmeye başlamıştı. "Hala tenin bembeyaz ve yumuşacık. Gerçekten değerli bir sermayeydin. Patron ölmeseydi, şu an hala sadece benim değil, müşterilerinin altında inliyor olurdun."
"Ö-öldü mü?" Sorduğum soruyla birlikte kaşlarını kaldırdı. Bir peçete ile yüzünü siliyordu. "Haberin yok mu senin? Bang Christopher. Hapisten çıktığını öğrendiği anda evine gelip tüm adamlarını ve onu öldürdü. Ama sen onu Chan olarak tanıyorsun, değil mi? Onun da altına yatmıştın gerçi. Ah ah."
Kendi kendine hayıflanırken titreyen bedenimle yere bakmıştım. Gerçekten onu öldürmüş müydü? Birine nasıl zarar verirdi? Nasıl ölümüne sebep olabilirdi?
"Seninle eğlenmek güzeldi. Yarın tekrar uğrayacağım güzellik. Her gün senden ölen patronumu yad ederek intikam alacağım. Çünkü o piç, patronumu senin yüzünden öldürdü. Küçük orospu."
