21🍉

451 53 21
                                    

taslakta 25ten sonrasi yok. :")

ve bu bolum, oh sonunda diyeceksiniz. ne cabuk diyenlerde olabilir ama okuyunca anlarsiniz.

keyifli okumalar.


keyifli okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




(...)

İçeri girdiğimde Jisung bana baktı. "İşe mi gideceksin?"

"Evet. Kaç gündür gitmiyorum. Maaşımdan kesilecektir. Kendimi iyi hissediyorum." Başını hafifçe salladı. Kahvaltı yaptıktan sonra ortalığı toparladık ve Minho hyung benimle beraber üzerine bir ceket aldı. "Beraber gidiyoruz. Olur da yolda karşına çıkar diye bende geleceğim."

"Gerek yok hyung. Hem dersin var geç kalacaksın." Başını iki yana salladı ve ıslık çalarak beni omuzlarımdan ittirdi. Telefonumu ve anahtarlarımı aldım. Maskemi taktım ve birlikte evden çıktık. "Bir şey olursu hemen beni arıyorsun. İşten erken çıkıyorum ve çıkışında almaya gelirim."

"Teşekkür ederim hyung ama seni yormak istemiyorum." Gülümseyerek bana döndü. "Yürüyüş yapmış olurum bende. Faydalı bir aktivite."

Önüne döndüğünde bende yola bakmaya başlamıştım. Kafe fazla uzak olmadığı için çabuk varmıştık. İçeriye girince el salladı ve geri döndü.

Bende Jinyoung hyungun yanına gittim. Maskemi çıkardım ve bana döndü. "Sersem, ne kadar telaşlandım haberin var mı?"

Bana sarıldı ve Jisung'un bant yapıştırdığı yerlere baktı. Kafasını iki yana salladı. "Üzgünüm hyung. Bilerek olmadı. Müdür odasındaysa çıkıp konuşayım."

"Ben konuştum ama senin gitmen daha iyi olur." Başımı salladım. Yaka kartımı ve önlüğümü her zamanki gibi taktım ve yukarı çıktım.

Müdürle konuşmuştum ve günlük maaşımı kesmişti. Kovmadığı için teşekkür etmiş ve çıkmıştım. Tekrar aşağı indiğimde kasada şapkalı biri duruyordu. "Hallettin mi Seungmin?"

"Evet hyung. Yardımın için teşekkürler." Şapkalı adam yanından geçerken bileğimi tutmuş ve beni kendine çekmişti. Ona döndüğümde başını kaldırdı ve Chan olduğunu gördüm. "Burada ne işin var?"

"Sana kendimi anlatmadan gitmem Seungmin. Konuşmamız gerek." Kolumdan tutup dışarı çekerken onu durdurmuştum. "Dur, gelmek de konuşmak da istemiyorum. Ellerini çek üzerimden."

Beni çekelemeye devam ederken Jinyoung hyung gelip kolunu tuttu. Arkasını dönüp bakmıştı. "Çalışma saati içerisinde çalışanımı alıp dışarı çıkaramazsın."

"Sadece iki dakikaya ihtiyacım var." O sırada kolumu çekmeye çalıştım ama daha sıkı tutmuştu. "Bırak kolumu, canımı yakıyorsun."

Elini gevşetirken Jinyoung hyung onun kolunu çekmişti. Kolum boşta kaldığında geri çekildim. Arkasını döndü ve Jinyoung hyungla göz göze geldi. "Az önceki cümlemi tekrarlamak istemiyorum. Tekrarlatmayacak kadar da zeki bir adam olduğunu umuyorum. Müşteri olarak buradaysan ve Seungmin'e dokunmayacaksan otur ama yok ben sorun çıkartmaya meyilliyim diyorsan bir an önce çık."

one night manHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin