-3-

109 12 0
                                    

Multimedya Ege ve Sezin. Farkındayım ilk bölümler sıkıcı ama hikayenin önce bir oturması gerekiyor. Yavaş yavaş heyecanlanıcak. ;)

Sabah Sezin'le birlikte hazırlanıp okula gittik. Onu sınıfına bıraktıktan sonra ben de kendi sınıfıma gittim. Sırama oturunca gözlerim hemen dün Doruk'un oturduğu sıraya kaydı ama orada yoktu. Önüme döndüğümde saçma sapan bir hüzün hissetmiştim.

"Ada saçmalama tabi ki o aptal çocuk burada olmadığı için üzülmedin."

İç sesime hak vererek "Haklısın." Dedim ve içimi çektim. Sıkıcı tarih dersimiz bana yıllar kadar gelen bir sürenin sonunda bitti. Teneffüste direk müzik sınıfına gittim çünkü diğer ders müzikti. Erken gitmemde bence bir sakınca yoktu. Müziği seviyorum. Etrafımdakiler hep sesimin güzel olduğunu söylerler . Sesim güzel mi değil mi bilemem ama ben şarkı söylemeye aşığım. Sınıfa girdiğimde Doruk'u gördüm. Gitarları inceliyordu. Beni fark etmediği için bir süre ona baktım. Arkasını döndüğünde beni gördü tam kaçıcaktım ki konuşmaya başladı.

"Sen beni mi izliyordun?"

" Ha- hayır. Hem ne münasebet canım! İşim gücüm yok seni mi izleyeceğim."

Benim bu telaşlı halime hiç bir şey demeden çarpık bir gülüşle cevap verdi. Gözlerimi kısıp ona baktım o ise hala gülüyordu. Neden? Çünkü bu dünyaya beni sinir etmek için gelmiş. Sinirli bir şekilde saçlarımı geriye doğru savurdum ve yerime geçtim. Sınıfta sadece ikimiz vardık ve hiç bir şey konuşmuyorduk. Bu benim için çok saçma ve sıkıcı bir durumdu. İlk defa ders zilinin çalmasını bu kadar heyecanlı bekliyordum.
***
Evin kapısını açtığımda yere bir kağıt düştü. Eğilip süslü kağıdı elime aldım ve kapıyı arkamdan kapattım. Ne olduğunu çok merak etmiştim. Odama çıkıp kendimi yatağa attım ve kağıdın üstündekileri okumaya başladım.

Sevgili Ada ,
Biliyoruz bizlerle daha yeni tanıştın ama biz seni çok sevdik. Umarım sende bizi sevmişsindir. Seni yarın akşam evimize yemeğe davet ediyoruz. Gelirsen çok mutlu oluruz canım.

Yeşim Erez & Cem Erez

Bu beklenmedik davet beni şaşırtmıştı fakat gidemeyeceğimi onlara kibar bir dille belirtecektim. Ne işim vardı tanımadığım insanların evinde. Kendim yerim yemeğimi . Biraz sonra soyunup rahat bir şeyler giydim. Masamın başına oturup resim ödevimi yapmaya başladım . Bittiğinde çok yorulmuştum . Saatin farkında bile değildim. Saat tam 7:30 olmuştu . Odamdan inip salona girdim. Televizyon izleyecektim .

Sabah uyandığımda televizyonun karşısında uyuyakaldığımı fark ettim. Her tarafım ağrıyordu. Bir koşu odama gidip formamı giydim. Daha sonra ise rutin sabah işleri. En son olarak da saçlarımı maşaladığımda artık hazırdım. Okula gittiğimde Sezin ve Ege'yi buldum . Onlara yemek davetinden söz ettim. Kesinlikle gitmem konusunda ısrar ettiler. Ve beni biraz yumuşatmayı başardılar. Onlara düşüneceğimi söyledim. Bütün gün gerçekten bunu düşündüm . Düşündükçe daveti kabul etme fikri bana cazip gelmeye başladı . En sonunda ise gitmeye karar verdim. Gün bittiğinde Sezin ve Ege'ye gideceğimi söyledim. Onlarla vedalaştıktan sonra evime gitmek için yola çıktım. Bizim sokağa yaklaştığımda bir çift gördüm . Öpüşüyorlardı. Geçip gidecektim ama çocuğu Doruk'a benzettiğim için durdum. Gözlerimi kısarak daha net görmeye çalışırken artık onun Doruk olduğuna emindim. Öpüştüğü kız ise bu soğukta götünde şort giymişti ve üzerinde de dapdar bir bluz vardı. Doruk kızın beline sarılıp onu kucağına aldı ve öpmeye devam etti. Bunu daha fazla kaldıramazdım çok iğrençti. Yoluma devam ettim zaten gelmiş sayılırdım. Eve hiç girmeden yan villaya gittim ve zillerine bastım. Karşıma genç bir kız çıktı . Sanırım hizmetlilerden biriydi. Yeşim hanımı çağırmasını rica ettim. Yeşim hanım geldiğinde ona davetlerini kabul ettiğimi ve saat kaçta orada olmam gerektiğini sordum. 7.00 ' de gelebileceğimi söyledi. Hemen eve koştum. Zaten saat 4.30 ' du . Hızlıca banyoya girdim. Çıktığımda hangi kıyafeti giyeceğimi bin saat düşünmem gerekiyordu. En sonunda kırmızı balon etek elbisemi giymeye karar verdim. Saçlarıma fön çektim. Elbisemi tamamlayacak hafif bir makyaj yaptım ve hazırdım. Henüz bir saat vardı. Ama elim boş gidemezdim. Evden çıktım zaten evim Avm' ye çok yakındı. Antika vazolar satan bir mağazaya girdim ve çok şık bir vazo satın aldım. Umarım antika seviyorlardır. Döndüğümde eve geri girmek yerine direk oraya gittim. Bu sefer kapıyı Yeşim hanım açtı . Hediyemi ona uzatırken arkadan Cem bey geldi.

"Hoşgeldin canım. Çekinme geç içeriye."

İçeri girdiğimde Yeşim hanım da heyecanla paketi açıyordu. Birden çığlık atınca korktum. Sonra daha ne olduğunu anlamadan boynuma sarıldı.

"Tatlım antika olan her şeye bayılırım çok teşekkürler."

"Beğendiğinize sevindim."

Daha sonra Cem beyin sesi duyuldu.

"Yemeğe geçmek için biraz oğlumuzu bekleyeceğiz kusura bakma lütfen."

Şaşkınlıkla ; "Oğlunuz mu var?" Diye sordum. Aklıma Sezin gelmişti . Gülümsememe engel olamadım. Neyse ki fark etmediler.

"Evet bir oğlumuz var ama eve çoğu zaman geç saatlerde gelir. Bu akşam ise Yeşim onu bizimle birlikte yemesi için ikna etti."

"Beklemek benim için sorun değil efendim." Dedim ve gülümsedim. Az sonra zil çalınca hizmetlilerden birisi kapıyı açtı. Gördüğüm şey karşısında ise şaşkınlığımı koruyamadım.

SOĞUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin