-14-

123 7 2
                                    

Multimedya Baran :)

Güneş ışıkları odama öyle bir dolmuştu ki bu sabah... Güzelim uykumdan uyanmak zorunda kaldım. Yatağımda doğrulup önce biraz kafatasımın dışına çıkmış beynimin yerine oturmasını bekledim ve sonra saate bakmak için telefonumu aldım. Saate bakmadan önce telefonumun ekranına yansımış yüzümü gördüm. Kafamdaki dikişleri görünce dün olanlar aklıma geldi. Hastaneden çıktık, eve geldik,ben hayal kurdum ve Doruk'la beraber uyuduk. Ama Doruk şimdi yanımda değildi.

Elimde tutmakta olduğum telefonumdan hemen rehberi açtım ve Doruk'un ismini bulup aradım. Çaldı,çaldı,çaldı ve en sonunda Doruk meşgule attı. Herhalde bir işi var diye düşünüp banyoya gittim ve yüzümü yıkadım. Dışarıda rüzgar olduğu için saçlarımı balık sırtı ördüm ve odama döndüm. Dolabıma bir süre baktıktan sonra yüksek bel buz mavisi kotumu ve pantolonun belinde biten lacivert bir kazak giymeye karar verdim. Ayaklarıma da topuklu spor ayakkabılarımı giyip yatağıma oturdum. Telefonumu elime alıp yeniden Doruk'u aramayı denedim. Bu sefer ikinci çalışta açmıştı.

"Ne oldu Ada?"

"Nereye gittin?"

"İşim var."

"Ne işiymiş bu? Bana bir not bile bırakmamışsın."

"Ada her yaptığımı çocuk gibi sana bildiricek değilim. İşim var görüşürüz."

Dııt-dııt-dııt seslerinden sonra telefonu yüzüme kapattığını anca anladım. Nereye gittiki bu şimdi? Ne işi olabilir? Acaba ailesine sorsam mı? Yok ya kızar şimdi.

Tüm bunları boşvermeye çalışarak mutfağa indim. Çok aç değildim. Nescafe için süt ısınırken bir dilim ekmeğe nutella sürdüm. Şimdilik bunlarla idare edebilirdim. Dünkü hastane yemeklerinden sonra sanırım iştahım kapanmıştı. Anahtarlarımı çantama atıp evden çıktım. Bugün biraz yürüyebilirdim hava güzeldi. Bahçe kapısından çıktığımda evin önünde bekleyen lüks bir araba benimle beraber yavaş bir şekilde hareket etmeye başladı. En sonunda biraz önüme geçti ve durdu. Umursamadan yoluma devam edicektim ama sürücü camı açıp adımı söyleyince duraksadım. Kafamı çevirdiğimde bizim yaşlarımızda yakışıklı bir çocuktu arabada oturan. Ona yaklaşıp meraklı bir şekilde sordum.

"Sen az önce benim adımı mı söyledin yoksa ben mi yanlış duydum?"

"Doğru duydun."

"Adımı nerden biliyorsun?"

"İstersen arabaya gel anlatırım."

Bir an kuşkulandım. Ama merakıma yenik düşüp arabasına binmeyi kabul ettim. Çocuk güneş gözlüklerini kafasından indirdi ve kemerimi takmamı söyleyip arabayı hareket ettirdi.

"Ee söyle bakalım nerden biliyorsun adımı?"

"Bir arkadaşımıza baya yakınsın tahminlerimize göre. Seni ordan tanıyorum. Arkadaş olmak isterim."

"Neden çoğul konuşuyorsun?"

"Hiç sadece ağız alışkanlığı."

Bu çocuk bende şüphe uyandırmaya başlamıştı.

"Pekala bir arkadaşımız dediğin kim?"

"Bence sana bu kadar bilgi yeter. Ve arkadaş olucaktık unuttun mu? Adım Baran. "

"Ben arkadaş olmak istediğimi söylemedim."

"Ama ben söyledim."

Bu davranışına çok sinirlendim ve beni arabadan indirmesini söyledim.

SOĞUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin