-9-

129 12 4
                                    

Multimedya Ağva'da kış. :))

"Tamam ama bir şartım var."

"Şartını kabul ediyorum."

"Ama daha söylemedim."

"Ne olursa olsun kabul."

Bunun üzerine acaba daha başka şartlar mu koysam diye düşündüm. Ama sonra vazgeçtim. Zaten çok soğuktu daha fazla kapıda dikilmek istemiyordum.

"İşte şartım: İçeri girdiğin andan itibaren beni sinir etmek ve sapıklık yapmak yok."

"Kabul."

Kapının önünden çekildim ve geçmesine izin verdim. Üzerindeki ceketi çıkartıp yere fırlattı ve botlarını çıkartıp yatağın içine girdi. Ona karşı olan meraklı bakışlarımı gördü ve ciddileşti.

"Ne var ?"

"Ceketini fırlattın, botlarını çıkardın ve sıcacık yatağımı kaptın."

"Burası iki kişilik kocaman bir yatak Ada. Sen de buraya rahatlıkla sığabilirsin."

"Senin yanında mı yatacağım?"

"Yapmadığın bir şey değil güzelim."

"O gün beni sen zorladın bir kere. Beni resmen kaçırmıştın!"

"Pekala rahat batıyorsa sen bilirsin."

Bunu söyledikten sonra yapabileceğim hiç bir şey yok şeklinde kolarını iki yana açtı. Geçip makyaj masasının önündeki sandalyeye oturdum ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Doruk'un ise hiç umrunda değildi. O yatakta uzanmış televizyon izliyordu. Biraz zaman geçtikten sonra artık uykum gelmişti. Ama hala kararlıydım. Sandalyede de uyuyabilirdim.

Gün ışıkları içeri girdiğinde gözlerimi ovuşturup açtım. Uyku mahmurluğu gidip kendime gelince yatağımda olduğumu fark ettim. Doruk yoktu. Sanırım bana acımıştı ve beni yatağa yatırmıştı. Peki neden gitti? Birlikte mi uyuduk yoksa gece mi gitti? Kafamdaki saçma sorulardan kurtulup banyoya gittim ve yüzümü yıkadım. Aynadan saçlarımın berbat halini görünce suratımı asmıştım. Elektriklenmesin diye saçlarımı biraz ıslattım ve fön çektim. Artık daha kabarık duruyordu. Dişlerimi fırçaladıktan sonra gözlerime kalem çektim ve dudaklarıma biraz parlatıcı sürdüm. Banyodan çıkıp kıyafetlerimi yerleştirdiğim dolaptan siyah pantolon tulumumu ve gri kazağımı aldım sonra da hızlıca giydim. Ayaklarıma da kadife uzun çizmelerimi geçirdiğimde çıkmak için hazırdım.

Sezin'lerin odasının kapısına hayvan gibi vururken bir yandan da bağırıyordum.

"Eğer hemen çıkmazsanız kapıyı kıracağım. duydunuz mu beni? Karnım çok aç!"

Odalarından birer birer çıkan öğrenciler bana tip tip bakıyorlardı. Ben de onlara bakıyordum. O yüzden sorun yoktu.

"Ada'nın yine hayvanlığı tutmuş aşkım hadi şunu daha fazla bekletmeyelim."

Sezin Ege'nin bu sözlerinden sonra parfümünü sıktı ve dışarı çıktı.

"Sana da günaydın Ada!"

"Sezin inan çok açım . Sussan iyi olur."

Doruk yüzünden ben de kaba olmaya başlamıştım.

Buğra'yı da aldığımızda sonunda kahvaltıya inebildik. Gözlerim Doruk'u aradı ama yoktu. Dönüp kahvaltımı yemeye devam ettim. Sezin'in sürekli konuşması bugün hoşuma gitmişti.

Sezin; "Ee bugün ne yapıyoruz arkadaşlar?" Diye sorduğunda Ege;

"Bence gündüz çıkıp Ağva'yı dolaşalım. Akşam da otelin diskosuna gideriz." Diye fikrini belirtti.

Ege'nin fikri hoşuma gitmişti. Kesinlikle kabul ediyordum. Zaten bu hepimizin hoşuna gitmişti.

***

Diskoya girdiğimizde etraf gençlerle doluydu. Herkes dans ediyordu, disko topları dönüyordu ve ışıklar yanıp sönüyordu. Disko ambiyanslarını hep sevmişimdir. Geçip koltuklara oturduk. Ege hepimize ne içmek istediğimizi sordu ve içeceklerimizi almak üzere bara gitti. Kapıya doğru baktım. Doruk , Çınar ve onların sülük gibi peşinde dolaşan Sima içeriye girdiler. Bugün Doruk'u ilk defa görüyordum. Geçip yerlerine oturuşlarını izledim ve önüme döndüm. Zaten Ege içeceklerimizi getirmişti. İçeceğimi yudumlarken dans edenleri izliyordum. Slow bir parça çalmaya başladığında Ege Sezin'i dansa kaldırdı. Eğlenerek onları izlerken önümde dikilen Çınar'ı fark ettim.

"Benimle dans eder misin Ada?"

Eder miydim? Evet ederdim.

"Tabii seninle dans ederim." Dedim ve gülümseyerek ayağa kalktım.

Dans ederken Çınar'ın omuzlarının üstünden Doruk'ları izlemeye çalışıyordum. Sima Doruk'u kolundan tutmuş kendisiyle dans etmesi için çekiştiriyordu. Çınar konuşmaya başladığında bakışlarımı onlardan çekip Çınar'a baktım.

"Sen çok güzel bir kızsın Ada ."

"Ben ç-çok teşekkür ederim Çınar. Sen de çok yakışıklısın."

"Ada ben senden çok-"

Çınar cümlesini tamamlayamadı çünkü nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde partner değiştirmiştik. Çınar Sima'yla dans etmek zorunda kalırken ben de Doruk'un kollarındaydım.

"Çok inatçısın Ada. Dün sandalyede uyuyakaldın."

"Sabah mı gittin?"

"Hayır. Beni göremeyince üzüldün biliyorum."

Bunu söylerken gülümsüyordu. Ben de hiç bir şey söylemedim. Dj ikinci slow parçaya geçtiğinde Doruk beni kendine daha çok yapıştırdı ve kafasını boynuma gömdü. Şaşırmıştım. Kafasını kaldırıp dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.

"Kokun çok güzel."

Nefesini üzerimde hissedince heyecanlanmıştım. Vücudum alev alev yanıyordu. Hiç bir şey söyleyemedim. Ellerini saçlarımın arasından geçirdi.

"Saçların çok güzel."

Bana her dokunuşunda daha da heyecanlanıyordum. Tek parmağını yüzümden dudaklarıma indirdi .

"Dudakların çok güzel."

Bu çocuk sarhoş falan mıydı? Bana resmen peş peşe iltifatlar yağdırıyordu. Bu sözlerinden cesaret alarak ben de yüzümü onun yüzüne daha çok yaklaştırdım. Dudaklarımız birbirine çok yakındı. Neredeyse öpüşecektik. Ama bu güzel anı Sima'nın bayılması üzerine etrafımızda toplananlar böldü.

Çınar Sima'yı uyandırmaya çalışıyordu. Doruk Çınar'a ne olduğunu sorunca Sima gözlerini kırpıştırarak açtı ve nazlı nazlı konuşmaya başladı.

"Başım çok dönüyor. Doruk beni odama taşır mısın? Lütfen."

İşte o an anladım. Sima'nın bu bayılma olayı numaraydı. Doruk'a baktığımda Sima'ya Çınar'ın onu taşıyabileceğini söyledi. Ama Çınar işinin olduğunu söyleyerek oradan ayrıldı. Bunun üzerine Doruk odasına götürmek üzere Sima'yı kucakladı ve diskodan çıktılar. Sinirimden ağlayacaktım nerdeyse. Sima aptal numarasıyla bu geceyi berbat etmişti. Bilerek yaptığı çok belliydi. Doruk nasıl anlamazdı? Ege ve Sezin'e kalmaları için ısrar edip ben de odama çıktım. Sinirle oda kartını kapıdan geçirip içeriye girdim. Işıkları açtığımda karşımda Doruk duruyordu. Onu birden görünce çığlık attım. Ama eliyle beni susturdu.

"Sinirli kızımız sonunda gelebildi." Dedi ve gülerek bana doğru yaklaştı. Bana sarıldı ve kucakladı.

"Bugün birlikte uyuyacağız Ada."

Beni yavaşça yatağa bırakıp o da yanıma yattı. Başını saçlarımın arasına gömdü ve uyumaya başladı. Açıkçası bu kadar çabuk uyumasına şaşırmıştım. Biraz onu izledim ve içimdeki onu öpme isteğini daha fazla durduramayıp ensesine küçük bir öpücük kondurdum.

"Ada eğer ensemde ruj izi bıraktıysan sil lütfen."

"Ne?"

SOĞUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin