Yeni bölümümüz sizleri selamlıyor efendim.
Oyları eksik etmeyip yorumları bol tutarsak çooook seviniriz.
Hepimiz.Sizleri bekletmeden bölüme alalım aşklarım.
İYİ OKUMALAR 🌷💚
---------
Sınıftan çıktığımızda Kağan lavaboya gitmek üzere yanımızdan ayrıldı ve beni iki sinirli insanla baş başa bıraktı.
Aramızda korkutucu bir ölüm sessizliği vardı, ister istemez geriliyordum.
Yanımdaki deliler her an birbirlerine saldırabilirlerdi çünkü. Batuhan'dan çok Gediz saldırmaya müsaitti. Burnundan soluyordu. Sakin ol yiğidim geçecek bunlar.Batuhan ağzından sesli bir nefes verdi. "Okulun en ucuna yapmak zorundalar mıydı şu salonu."
Yanımda sinirden gözü dönen Yiğidim olmasaydı bu söylediğine katılabilirdim ama ne yazık ki Yiğidim buradaydı. Ne yazık ki değil.
İyi ki.Salona geldiğimizde Batuhan öne geçip kapıyı açtı ve eliyle geçmem için işaret yaptı. Ben geçtikten sonra Hemen kapıyı bırakıp ardımdan o da girdi, Gediz dışarıda kaldı. Kısa bir an durup arkama baktım. Gediz gözlerini hafif kısmış Batuhan'a bakıyordu. Ki onun aksine Batuhan sırıtıyordu. Sonra öne çıkıp kapıyı açtı.
"Tamam Gediz başkan, sakin ol." dedi. Gediz cevap vermeyip Kafasını sağa sola salladı. Ben onları orada bırakıp top odasına girdim. Yiğidimle alıp veremediği neydi bu çocuğun.Yiyin birbirinizi şimdi.
Yaklaşık on iki basketbol topunu yere atıp ayağımla kapıya doğru fırlatmaya başladım. Murat Hoca bu yaptığımı görse muhtemelen ağzıma sıçardı.
"Nasıl takım kaptanısın sen." diyerek içeriye girdi Gediz. Ah hoş geldin Yiğidim. Kalbime.
"Çok üşendim." dedim omuz silkerek. Kutudaki son topu elime aldım. "Söylesem mi acaba seni Murat Hoca'ya." dedi bıyık altından gülerken. Ah şakacı çocuk. Kapıdan çıkacağım sırada arkama döndüm."Başımın üzerinde taşıyacak halim yok." dedim.
Son topla dışarıya çıktım. Batuhan topları kenara çekiyordu. Gediz de benim ardımdan elinde içeriden aldığı sarı konilerle yanımıza geliyordu. Acaba bana olan siniri geçmiş miydi? Yani Lale olan bana. İzel olan bana değil. İzel olan benin Lale olan benle aynı olduğunu öğrenseydi büyük ihtimalle daha çok sinirlenebilirdi. Bilemiyorum.
"Hani gelmemişler." Dedi Batuhan kendini yerdeki mindere bırakırken. Bu çocuk neden bu kadar rahattı. Onun için Gediz'den onay almıştım ama beyefendi teşekkür bile etmemişti.
Gerçi Batuhan'dı bu ne bekliyordum ki?
Elimdeki topu tek elimle potaya attım, girdiğinde hızlı bir nefes verdim. Ay götüm, havana sıçayım.
"Aferin, girdin gözüme. Güzel atıştı." dedi Batuhan. Gözlerimi kısıp ona baktım. "Takımdayım," Batu'nun yanına oturdum. "Gayet normal değil mi?"
Hafif düşünür gibi yaptı. Sonra kafasını bana döndürdü. "Yani, bir zahmet."
Bu çocuğun hiç ortası yoktu gerçekten.
Kapının açılma sesiyle bakışlarım oraya kaydı. Yavaş yavaş içeriye geliyorlardı.
Diğerleri içeriye girerken Gediz de sol tarafıma oturdu. Daha önceki gibi. Hani sol ya, kalbim ya. Hani kalp de solda ya. Anladın mı?"Ayrı ayrı yapmaya gerek yok, birleştirir öyle yaparız."
Sen yeter ki iste Yiğidim.
"Maç gününü Murat Hoca söyler zaten." dedi ve kafasını arkadaki duvara yasladı. Gözlerim adem elmasına kaydığında hafifçe yutkundum. Allah'ım düşüyorum, kaldırma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lale Hissi
Teen Fiction+90 :Bir gün seni evimin direği çocuklarımın babası yapacağım. - : Ne diyorsun be, sen kimsin? +90 : Evleneceğim seninle, aşığım sana. - : Bana? Tamam evet ondan. Görürsem söylerim +90 : Ee ne zamana gidiyoruz nikah dairesine Ne oldu ya foto...