Changbin ve Felix el ele evlerinden çıkmış arabaya doğru ilerlemişlerdi. Changbin sevgilisinin binmesi için kapıyı açmış, bindiğinde de emniyet kemerini takmış ve dudaklarına kısa bir öpücük bırakmıştı.Changbin kendi tarafına gidip kapısını açmış ve binmişti. Elindeki ceketi arka koltuğa bırakıp aynı şekilde emniyet kemerini takarak arabayı çalıştırmıştı.
Felix arabaya telefonunu bağlayıp sevgilisi ile dinlediği şarkıları açmış ve Changbin'e bakarak söylemeye başlamıştı. 15 dakikalık bir yolun ardından AVM'ye gelip otoparka arabayı park etmek için yer aramaya başlamışlardı. Changbin sesli bir nefes verip bu erken saatte gelip dopdolu olan otoparkta yer ararken kendi kendine küfür ediyordu.
"Sevgilim şurada yer var." Felix parmağı ile bir yeri işaret etmişti. Changbin hızla o tarafa doğru ilerlemeye başladığı sırada başka bir arabanın daha o tarafa gittiğini görmüş ve hızlanmıştı.
İki araba aynı anda, arabalarının başını boş yere sokmuştu. Ne Changbin arabayı geri çekiyordu ne de karşıdaki.
Changbin arabadan aşağı inmişti. Onun ardından Felix'te aşağı inmiş ve sevgilisinin yanına gidip kolunu tutmuştu. "Abartılacak bir şey yok sevgilim, kavga etmeye çalışma."
Changbin sakin bir şekilde ilerleyerek arabasından inen adamın karşısında geçmişti ve sakin ses tonu ile konuşmaya başlamıştı.
"Uzun bir işimiz yok, arabayı çek ben park edeyim."
"Sen çek ben park edeyim?"
Changbin aralarında geçen bu konuşmaya bile sinirlenmiş ve adama yaklaşmaya başlamıştı. "Çek işte arabanı konu kapansın."
Adam da Changbin'e aynı şekilde yaklaşmıştı, Felix, kavga etmeye başlayacak ikiliyi ayırıp adama gülümseyerek ricada bulunmuştu.
Felix'in istediği tek şey sevgilisinin kavga etmemesiydi fakat Changbin, miniğinin bu hareketini de yanlış anlamış ve kıskançlıktan kendini yumruklamak istemişti.
"Rica etsem bu park yerini biz kullanabilir miyiz? Hem bakarsanız geldiğiniz yolda boş bir yer daha var, siz oraya gidin biz de buraya park edelim ve kavga olmasın. Lütfen?"
Changbin sinirle sevgilisinin beline elini atmış ve kendisine çekmişti, adam ağzının suyunu akıta akıta sevgilisine bakarken Changbin, oldukça sinirlenmiş ve yumruğunu sıkmıştı.
"Peki o halde, İyi günler."
Felix gülümseyerek kafasını eğmiş ve sevgilisine dönmüştü, Changbin'in sinirden kızardığını görüp öpeceği sırada Changbin Felix'i yandaki duvara itmiş ve kollarını kafasının yanına koymuştu.
"Gözümün önünde adamla flörtleştin."
Changbin Felix'e biraz daha yaklaşmış ve dakikalardır sıktığı elini duvara vurmuştu. (psikolojisi bozuk cok sey yapmayin)
Felix korku ile Changbin'e yaklaşmış ve kafasını sevgilisinin boynuna koymuştu. Changbin'in yumruk attığı elini elleri arasına almıştı.
"İyi misin?"
"Değilim, Felix. Eve gidelim tamam mı?"
"T-tamam."
Changbin arabaya ilerlemiş ve elindeki kanları peçete ile silmişti. Felix'te arabaya binmiş ve sevgilisine bakmadan emniyet kemerini takmıştı.
"Eve gidince konuşacağız Felix."
"Ne konuşacağız?"
Changbin cevap vermeden 15 dakikalık yolu 10 dakikada gelmiş ve arabayı evin önüne bırakıp aşağı inmişti. Sevgilisi de onun bu hallerine yavaş yavaş sinirlenmeye başlamıştı ve minik adımlarla takip etmişti. Eve girdiklerinde Changbin mutfağa girmiş ve sakinleşmek amaçlı su içmişti. (aynen mal baya sakinsin su an) Felix de ardından mutfağa girip sandalyeye oturmuş ve sevgilisine bakmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i just really love you'changlix
Random"Seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi Felix? Ne olursa olsun, senden asla ayrılmayacağım. Sana çok aşığım." "Ben de sana çok aşığım sevgilim. Benden ayrılmana asla izin vermeyeceğim zaten. Sensiz uyuyamıyorum bile, sen olmasan ne yapabilirim ki?"