amina koyim ben
ben niye boyleyim yaFelix doktorun ona yaklaşması ile oturduğu yerden kalkmış ve umut dolu gözlerle doktora bakmaya başlamıştı.
"Hastanız buraya geldiğinde çok kan kaybetmiş ve kalbi durmuştu. Hayata döndürmek bizim için cidden çok zordu... Kafasından ağır bir darbe almıştı. Sol omzu ile koluna giren cam parçalarını çıkartmak uzun sürdü... Ama saatler sonunda hastanızı hayata döndürmeyi başardık. Az sonra ameliyathaneden çıkartıp normal odaya alacağız."
Felix duyduğu cümleler ile daha fazla ağlamaya başlamış ve doktorun önünde 90 derece eğilip ağlayarak konuşmasına devam etmişti.
"Ç-Çok teşekkürler. Yaşamasını sağladığınız için size minnettarım."
Doktor gülümsemiş ve elini Felix'in omzuna atıp sıkmıştı.
"Bana minnettar olma, hayata geri dönmek için çabalayan sevgilindi. Tam vazgeçtiğimiz anda kalp atışları tekrar yükseldi... Ben sadece uyandığında daha iyi olması için ona minik yardımlarda bulundum."
Felix doğrulmuş ve yaşlı gözleri ile doktora bakarak gülümsemişti. Doktor da karşılığında ona gülümsemiş ve Felix'in yanından ayrılmıştı.
Birkaç dakikanın ardından da Changbin içerden çıkmıştı. Felix hemen sevgilisinin yanına gitmiş ve elini tutmuştu.
"T-Teşekkür ederim sevgilim. Beni bırakmadığın için teşekkür ederim."
Felix'in konuşması bittiğinde hemşireler Changbin'in sedyesini ilerletmiş ve asansöre binerek üst kattaki normal odaların olduğu yere getirmişlerdi.
O sırada herkes mutluluk dolu gözlerle Felix'e bakıyor, Felix de saatler sonra mutluluktan ağlıyordu.
Hyunjin Felix'e yaklaşmış ve kollarını arkadaşına sarıp saçlarını okşamıştı.
"Sana söylemiştik değil mi? Saatlerce boşuna ağladın. Şimdi senin yüzünden Changbin'de yattığı yerden hepimizi ağlatacak. Pff tekrardan dayak yemek istemiyorum."
Felix gülümsemiş ve Hyunjin'den ayrılmıştı.
"Bu sefer sizi dövmesine izin vermeyeceğim merak etmeyin."
Hepsi saatler sonra gülümsemişti.
Felix'in adımları asansörü bulmuştu. Arkadaşları ona kantine gidip yiyecek bir şeyler alacaklarını söylemiş ve Felix'i yalnız bırakmışlardı.
Felix asansöre binmiş ve bir üst kata tıklayarak asansörün hareket etmesini beklemiş ve arkasını dönüp aynadan yüzüne bakmıştı.
Sadece birkaç saat içinde Felix çökmüştü sanki. Gözlerinin çevresi kıpkırmızıydı. Daha fazla kendine bakmadan gelen asansör ile çıkmış ve danışmadaki kıza sevgilisinin adını sormuştu.
"Seo Changbin hangi odada?"
"39. odada."
"Anladım teşekkürler."
Felix hızlı adımlarla Changbin'in odasına girmiş ve kapıyo kapatarak gözleri kapalı bir şekilde yatan sevgilisinin yanına ilerlemiş ve bir sandalye çekip ellerini elleri arasına alıp oturmuştu.
"Özür dilerim. Seni yalnız bırakmamalıydım, keşke... Keşke bende gelseydim. O zaman daha dikkatli olurdun."
Felix ağlamaya devam ederken arkadaşları odaya girmişti. Sulu göz Jisung hemen Changbin'in yanına ilerlemiş ve ağlamaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i just really love you'changlix
Random"Seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi Felix? Ne olursa olsun, senden asla ayrılmayacağım. Sana çok aşığım." "Ben de sana çok aşığım sevgilim. Benden ayrılmana asla izin vermeyeceğim zaten. Sensiz uyuyamıyorum bile, sen olmasan ne yapabilirim ki?"