Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Her gece, uyuyamıyorum Sayısız düşünce üzerimden geçip gidiyor Gecenin geç saatlerine kadar beni yutuyor
Kaşığın ters yüzüyle kahvenin üstündeki köpüğü dağıtırken gözlerimi hâlâ içmek için fazla sıcak olan lattemden çekerek birkaç dakikadır akışında kaybolduğum konuşmayı yakalamaya çalıştım.
Geldiğimiz cafede Seokjin'in ve onun arkadaş grubuyla karşılaşmıştık. Geçen hafta tanıştığım Yoongi'ye ek olarak Namjoon ve Hoseok'la da tanışmıştım bu sefer.
Jisoo oldukça umursamaz davranarak onlarla oturmamızı teklif ettiklerinde kabul etmişti, biz de geri çevirmemiştik.
Buna rağmen beni asıl şaşırtan Jennie'ydi. Kimseyi takmayan Jennie Yoongi'yle derin bir sohbet kurmuştu. Yanımda oturan Taehyung da onları konuşmadan ve dahil olmadan izliyordu kimsenin fark etmediğini sandığı bir gizlilikle. Ancak hemen yanımdaydı ve gerginlikten salladığı belli şekilde bacağını titretip duruyordu.
Bahsettikleri rap muhabbetini tam olarak anlamlandıramamıştım ancak yakalayabilmek için dinlemeye devam ettim. "Gloss ismini kullanmaya devam edecek misin?" dedi Jennie acı kahve sevmem diye söylenerek sipariş ettiği sütlü kahvesinden büyük bir yudum aldıktan sonra masaya geri bırakırken.
Yoongi omzunu hafifçe silkti. "D-town'dan ayrılırsam ki yakında öyle olacak gibi duruyor farklı bir isimle devam ederim"
"Ne tarz bir şey düşünüyorsun?" Jisoo başından beri muhabbetlerini dinlediğini belli ederek dirseğini masaya, çenesini de avucuna dayamıştı.Şu ana kadar konuşulanlardan çıkarabileceğim kadarıyla Yoongi underground rapçilerindendi.
"Seni anlatacak bir şeyler olsun." Jennie ondan önce yanıtlamıştı ancak Yoongi'nin yüz ifadesi daha çok niye şu an burada bu konuyu konuştuklarını sorguluyor gibiydi.