200 Bine özel bölüm

5.9K 427 132
                                    

İlahi bakış açısı ile hasret kaldığımız güzel günlerden...

Kesinlikle medya ile okuyunuz.

****
"Unu uzatsana Çağrı." Melek kabartma tozunun paketini açarken tezgaha yaslanmış ona kek yapan sevgilisini izliyordu Çağrı.

"Hadi Çağrı, duyuyor musun beni?!" dedi ellerini Çağrı'nın gözleri önünde oynattı Melek.

Genç adam irkildi. Dikkati dağılmıştı. Sevgilisinin önünde salladığı elini tutup öptü ve dudağında memnun bir gülümseme arkasını döndü. Eğilip alt dolaptaki un kovasını aldı ve sevgilisine uzattı.

"Bir de su bardağı ver." dedi Melek unu alırken. Gecenin bir saati Çağrı'nın canı kek çekince onu kıramamış, işe girişmişti.

Çağrı da her zaman olduğu gibi mutfakta ona küçük yardımlarda bulunup genellikle de oturup onu hayranlıkla izliyordu. Onun için bir şeyler yapması, düşünmesi, koşulsuz sevgisi Çağrı için fazlaydı. Her zaman onu haketmediğini düşünürdü ama ondan bir adım bile uzağa gidemezdi. Fena bağlamaştı bu adı gibi melek kız.

"Tarçın sever misin? Koyayım mı?" dedi hamuru çırparken Melek.

"Sevmiyorum ama içine zehir bile koysan yerim. Kafana göre takıl." dedi Çağrı.

"Bu kadar dikkatli incelemen rahatsız edici." dedi Melek huysuzca. Çağrı yüzünde bir gülümseme, kalçasını tezgaha yasladı. "Sanane sevgilimi izliyorum ben." dedi çocukça.

Melek'in de yüzüne bir gülümseme yerleşirken ona imalı bir bakış attı. "Hadi ya. Yok canım."

Onun bu tatlı haline dayanamayan Çağrı arkasından beline sarılmış çenesini omzuna yaslamıştı. "Seni kendime sakladım... Hepsini ben hesapladım..." diyerek sevdiği şarkı dizilerinden ona mırıldanmıştı.

Çağrı'nın sesini duymak Melek'i zaten mutlu etse de, sesinden şarkı dinlemek acayip iyi hissediyordu. Her uyuyamadığında Çağrı bir kaç şarkı mırıldanıyor onu uyutuyordu. Bazı geceler pembe yalanlar söyleyip uyuyamadım diyor, Çağrı da bu yalanları bilse de ses çıkartmadan ona istediğini veriyordu.

Melek ne isterse verirdi Çağrı. Ona öyle bir bağlıydı ki, bu güzel kız onu kendine öyle bir bağlamıştı ki şurada canını istese gözünü kırpmaz, bir saniye bile düşünmezdi. Halbuki ondan önce Melek'inin canını teslim edeceğini bilmiyordu...

Çağrı'nın kollarından çıkıp fırına verdi keki Melek. Ellerini yıkarken hala Çağrı'nın bakışları üzerindeydi. "Bakma artık böyle. Sanki bir yere gidecekmişim gibi bakıyorsun. Yüzümü mü ezberliyorsun?"

Gitmek kelimesi ile genç adam kaşlarını çattı ve kızı belinden çekip sarıldı. "Gitmek diye bir kelime yok. Unut onu."

Melek Çağrı'nın sinirli sesine kıkırdarken narin kollarını beline sardı.

"Seni kendime saklamak istiyorum." dedi derin bir nefes eşliğinde Çağrı. Kafasını Melek'in saçlarına gömerken güzel kokusunu soluyor, mayışıyordu.

"Sıkı sıkı sarılsak ya hep böyle... Kollarımdan hiç çıkmasan... Ben seni hep korurum orada. Ne o şerefsiz ne de başka biri, kimse sana zarar veremez benim kollarımda." Melek'i daha sıkı sardı kollarıyla.

"Yanındayım ya hep Çağrı." dedi Melek durgun bir sesle. İster istemez etkileniyordu. İçindeki kötü his onu geriyordu.

Her şeyden habersiz sarılıyordu iki genç.

"Olsun." dedi geri çekilerek Çağrı. Melek'in yüzüne gelen iki tutam saçı geriye çekerek ilgi ile aklına kazıdı yüzünü.
"Kimsenin sana zarar vermesini istemiyorum. Hiç acı çekme istiyorum. Çok günahım var ama umut kesilmez ya, benim tek duam senin mutluluğun. Sana gelecek acı bana gelsin."

Duygusallaşan Melek alt dudağını büzdü. Gözleri hafiften dolmaya başlarken elleriyle Çağrı'nın yüzünü avuçladı.
"Sevgilim ne oluyor? Kötü bir şey mi var?"

Çağrı onun yüzündeki ellerinden birini tutup avuç içini öptü. Diğer elini de aynı şeyi yaparken o da elleriyle Melek'in küçük yüzünü tuttu.
"Kötü bir şey yok ama bunları söylemem gerekiyor gibi hissediyorum. Melek'im, güzelim, her şeyim, bu dünyada tek değer verdiğim, ne olursa olsun bu Çağrı'nın seni ölesiye sevdiğini unutma. Mezara da girsem kalbimdeki yangının sebebi olmaya devam edeceksin. Sen benim kurtuluşum aynı zamandan bitiş nedenimsin."

Melek'in sağ gözünden bir damla yaş akarken baş parmağı ile sildi göz yaşını. Sıcak dudaklarını anlına bastırıp kokusunu çeke çeke öptü sevdiğini.

İçindeki kötü his büyürken, kalbî sıkışmış, nefesi sıklaşmıştı Çağrı'nın.

Kızı kollarına çekip sıkıca sarılırken Melek'te karşılık vermiş, göz yaşlarını dökmeye devam etmişti. "Çağrı... Çağrı'm... sevgilim..seni çok seviyorum. Sende benim kurtuluşum ve bitiş nedemsin. Sende benim yürek yangınımsın. Her şeyim, dünya da değer verdiğim tek şeysin. Sende bunları bil ve hiç aklından çıkarma. " dedi titrek bir nefes vererek Melek.

Çağrı geri çekilip göz yaşlarını sildi. Yüzüne zorla bir tebessüm yerleştirirken yalandan bir kızgınlıkla kaşlarını çattı. "Sende iyice sulu göz oldun." dedi yalancı bir sitemle.

Melek huysuzca dudağını büktü. "Senin yüzünden. Neler diyorsun bir anda öyle?!"

"Diyorum ki kekim yanarsa bir daha yaparsın."

Melek telaşla Çağrı'yı ittirip fırına yöneldi. "Ya hep senin yüzünden! Daldırdın beni!"

Melek fırından havlu yardımı ile keki çıkarıp tezgahın üstüne koydu.

"Yanmamış işte." dedi Çağrı keki incelerken.

"Yansaydı sen yapardın. Ben elimi sürmezdim." dedi sitemle ona bakarak Melek.

Çağrı yalancı bir tavırla "Bunu da ben yaptım zaten." dedi. Melek'in ifadesi şaşkınlık ve sinire dönüşürken içinden gülüyor, kalbi bu tatlılıkla sarsılıyordu.

"Hadi oradan ya! İki bardak un verdin sadece. Oturup beni izledin." dedi Melek sinirle.

Çekmeceden bir çatal alıp kekin yanından ufak bir parça aldı ve üfleyerek ağzına attı. Tekrar bir parça alıp Çağrı'ya uzattı. Çağrı yediği lezzetli kekle gözleri parıldamıştı adeta.

"Acayip iyi olmuş." dedi Melek kekten bir parça alırken.

Çağrı ona tatlı bir şekilde göz kırptı. "Eee ben yaptım."

"Ya çok sinir bozucusun." Melek yalandan bir yumruk attı koluna.

Genç sevgilisini kolunun altına çekip lezzetli kekten bir parça aldı. Onunla vakit nasıl geçiyor bilemiyordu, anlayamıyordu.

Ama bir şey anlamıştı sevgilisi sayesinde. Sevgi denen şey asla geçici değildi. Biri gözlerini yumsa bile diğerinde, eğer gerçekten seviyorsa, yürek yangını devam ederdi.

Çağrı da biliyordu ya ister kara toprağa girsin Melek'e olan sevgisi geçmeyecekti. Yalvarıyordu ki Allah'a Melek'ten önce ölsün. Bencillik yapıp Melek'i onsuz bırakabilirdi ama o asla Melek'inin yokluğuna dayanamazdı. Ki duası da kabul olmadı. Bütün günahlarının bedelini sevgilisi gözleri önünde ölürken verdi...

***

Olmuş mu dostlar? Beğendim ben ya.

Of ben güzel çocuklarım. Siz kek mi yapıyorsunuz? Tarçınlı kek hemde... Bana da verin...

Güzel günler, hemde Çağrı ile Melek'e.

Hiç güzel günlerini görmedik be. İlaç gibi ama hala hüzünlü sahneler gözlerimde.

Neyse, düşünceleriniz neler? Nasıl olmuş 200k'ya özel bölümümüz?

Evet evet 200 biniz... Daha nicelere !!!!
Vote vermeyi, yorum yapmayı unutmayın kendinize iyi bakın...

ADİ | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin