bAŞKa (B×B)

5. okulu ele geçirme

Nihayet Mert ile konuşma fırsatı buldum. Onu ürkütüp kaçırmak istemiyorum. Tanımak, vakit geçirmek, sohbet etmek istiyorum. Mert'le konuştukça ona doğru koşmak geldi içimden.
Yanımda yürüyen bedenin elini tutmak, öpmek, kokusunu içime çekmek istedim.
Ben daha önce hiç aşık olmadım, böyle bi duygunun olduğunu bile tam olarak bilip anlamlandıramazdım. Tek gecelik yavan ilişkiler, düzenli görüştüğüm fuckbodyler..Boş bedenlerde hiçbir his olmadan gidip gelmişim.
Oysa Mert'i tamamıyla kabul etmek, tüm hayatına sızmak istiyorum.
Kaç haftadır kendi kendime küsüp barışıyorum onunla. Beni fark etmeyişine kızıyorum, hatırlamayışına kızıyorum, deli gibi aramak isteyip aramamayı tercih eden kendime kızıyorum. Mert'in konusunu açmayan Gül'e içimden saydırıyorum.Haftalardır derbeder bekleyişim bugün bitti. Özlediğim adam yanımda yürüyor, tedirgin olsa da soğuk konuşmuyor. Arada bahşettiği nazik gülümsemeleri ise kalbimi hoplatıyor. Bana aşık ol Mert, sen de beni sev olmaz mı, bi ömür yanında olmaya hazırım.

Perşembe saat 13.00

Mert beni almaya geldi. Kırmızı minik spor aracına yaslanmış gelmemi bekliyordu. Uzaktan göz göze geldiğimizde yüzü aydınlandı, gülümseyerek yanıma seğirtti.
Lacivert takım elbisesi çok yakışmıştı.
Takımının içine beyaz v yaka bi tshirt giymişti. Öğretmenlerin artık takım giyme zorunluluğu olmadığını biliyordum.İşine saygısından hep böyle mi giyinirdi yoksa bugüne özel mi böyle güzel giyinmişti bilmem çok şık ve havalıydı. Ben bugüne özel, bana özel olmasını tercih ederim tabi ki. Gülümsediğinde görünen inci gibi dişleri, yanağındaki gamzeleri, bal rengi gözleriyle o kadar yakışıklıydı ki onu saklamak, kimseye göstermemek istedim.

" Naber Mert nasılsın bakalım?"

" İyi Kerem senden naber?"

" Heyecanlıyım biraz, daha önce hiç o yaş grubuna hitap etmemiştim. Hastanedeki sunumlara benzemeyecektir sanırım"

" Sadece öğrenciler olmayacak, müdür , rehber öğretmen ve sınıf öğretmenleri de olacak. Seni canavarlarla tek başına bırakmam merak etme."

" Canavar mı, gelecekteki meslektaşlarıma hakaret ettirmem yalnız."

" Hmm şimdiden savunuyorsun onları, sunum gayet iyi geçecek anlaşıldı."

" Hepsi doktor olmak isteyecek bak gör, projektör var dimi?"

" Vaay profesyonel bi şey olacak galiba. Kısa bir konuşma yaparsın ve sonra soru cevap olur diye düşünmüştüm. "

" Yaptığım her işte titizlenirim, meslek hastalığı diyelim. Biraz da kişiliğimle alakalı tabii."

" İşte geldik, önce müdürün odasına gidelim mi?"

Tenefüs vaktine denk gelmiştik.

Araçtan inip okul bahçesinde ilerlediğimiz zaman tüm gözler bize döndü. Kız öğrenciler çığlık attı. Bahçedeki kamelyada oturan öğretmenler gülümseyerek fısıldamaya başladı. Yanımda ünlü biri varmış gibi hissettim. Ciddi bir ifadeyle yürüyordu. Az önce baş başaykenki sıcak gülümsemesi yok olmuştu.Müdürle birlikte kısa bir sohbet ettik. Öğrenciler konferans salonunda toplanmıştı. Ön sandalyelerde hocalar ve müdürün yanında yerini aldı. Sahneye çıkıp mikrofonu aldım. Sessizliği sağladıktan sonra Kerem'i davet ettim. Sahneye çıkıp öğrencilere döndüğünde alkış ve ıslık koptu. Tekrar sessizliği sağladığımda mikrofonu eline verdim. Oldukça sakin ve ciddi görünüyordu. Flaşını laptopa takıp sunum belgesini açtı. O kadar güzel hazırlanmıştı ki üniversiteye hazırlıktan başlayıp nasıl ders çalışılması gerektiğini anlatarak deneyimlerini de katarak hiç sıkıcı olmayan konuşmasını çalışma şartlarından ve girdiği enteresan ameliyatlardan bahsederek devam ettirdi. 45 dakikalık sunumunu pür dikkat dinleyen öğrencilerim sorunuz varsa dinliyorum dediğinde salonun hepsinin parmakları havadaydı. Hep bir ağızdan konuşan öğrencilerimi susturmak yine bana düştü. Ayağa kalkıp arkamı dönmemle kalabalık anında sustu.
Kerem beş tane soru hakkı tanıdı. Seçtiği son öğrenci aydınlatıcı ve ilgi çekici sunumu için önce teşekkür etti. Ardından kısa da olsa girdiği bir ameliyatın videosu izletmesini istedi.Kerem ise cevaben,
"İlk olarak hasta mahremiyeti açısından izin almadan size gösteremem, ikinci olark ise Mert Öğretmeninizi kan tutuyor, ona kıyamam"

Okulumu ele geçirmişti pislik