18. baba evi

867 55 1
                                    

Gül ve Doruk' la buluşmak için sözleşmişlerdi. 7. Cadde' de bi cafede yan yana oturuyorlardı. Tabi ki gay bir çift olduklarını ulu orta belli edemezlerdi. El ele tutuşamasalar bile masanın altında bacakları birbirine değiyordu ve nişanlı çift flört etmede daha çok yeniydi ve Mert oldukça utangaçtı. Ateşli bir gecenin ardından evlenmeye karar vermişler, ertesi günse Kerem' in nöbetinden dolayı ayrı düşmüşlerdi. Telefonda kısa konuşan çift yan yana geldiklerinde ne yapacaklarını bilmiyorlardı. Yüzlerindeki gülümsemeyle birbirlerine bakıp duruyorlardı. Konuşmayı bile unutmuşlardı neredeyse:) Liseli aşıklar gibi toydu sanki ikisi de

Gül ve Doruk cafeye geldiklerinde Gül en son öğrendiği için sitemli olsa da  onlar adına çok mutluydu.
Evleneceklerini duyunca da kıskanmış ve Doruk' la uğraşıp durmuştu. O ise yaktınız başımı arkadaşım, bak canı düğün çekti kızın diye şakalaştı. İkişkileri ciddi olsa da aceleleri yoktu yani Doruk öyle sanıyordu:)

...

"Düğün ne zaman gençler?" diye sordu Gül

"Henüz kar..." Mert' in lafını yarıda kestim.

" Üç hafta sonra Gül." dediğimde Mert,

" Benim niye haberim yok Keremciğim?" şaşkın bana bakıyordu

" İki hafta sonra okullar tatil olacak, sonraki hafta evlenelim, sensiz bir akşam daha geçirmek istemiyorum sevgilim"

Hastaneden eve geldiğimde ev çok boş göründü, kapıda karşılanmak istedim hayatımda ilk defa. Mert' in kokusu şimdiden evimin her yerindeydi. Nikahın erken olması gerektiğine karar verdim ve umarım Mert itiraz etmez. Nolur hayır deme aşkım, dedim içimden gözlerine aşkla bakarken.

" İyi de çok erken değil mi, biz daha iki gün önce sevgili olduk Kerem, hem daha ailemle tanışmadın"

" Söz verdik birbirimize değil mi bitanem, beklememize gerek yok, bekleyemem, bu haftasonu gidelim ailenle tanışmaya olur mu aşkım "

" Ooo Eniştem hızlı çıktı:)" Doruk ciddiyeti bozdu

" Ayy biz de gelelim nolur çok merak ediyorum ya" diyerek kendini davet ettiren Gül ile zaferime bi adım daha yaklaştım ama Mert yetişemiyordu sanki bize. Biraz düşündü ve emin bir sesle

" Tamam biz de söz ağızdan bi kere çıkar, evleneceğiz. Haftasonu bizimkilerle de tanışınca bakalım napacaksın ben de merak ediyorum canım benim:)" diyen sevgilinin ıslak dudaklarına yapışmamak için zor tuttum kendimi

" off Ahmet amca seni çiğ çiğ yiyecek" diyen Doruk kıs kıs sırıtıyordu.

" Niye ki ya, babası biliyordu gay olduğunu değil mi?" diyen Gül' den sonra

" Ahmet amca tabi ki biliyor tercihini, sorun o değil. Mert' e çok düşkün emekli subay çok sert bi baba hayal edin, ben bile acayip tırsıyorum ondan. Sana kolay gelsin Keremciğim:))" Doruk da içime su serpiyordu maşallah

"  Yok canım o kadar da değil yani Doruk abartma." Mert' in eğlendiği her halinden belliydi. Ama gözümü hiçbir şey korkutamaz, yeter ki sen sonsuza dek bana ait ol.

...

Günler çabucak geçmiş hep birlikte Antalya' ya gidilmişti. Mert ve Kerem yoğunluktan beş gündür birbirlerini doğru düzgün görememişlerdi.

Şimdi ise tüm ailenin karşısındalardı. Kerem ciddi ve havalı haline bürünmüştü. O sadece Mert' in yanında içten davranabiliyordu.

Annesi ve ablası oldukça sıcakkanlıydı. Ancak beklendiği gibi babası yarım ağız hoş geldin demişti.
Gül ve Doruk sayesinde babasındaki gergin hava az da olsa azalsa da Kerem' i göz hapsine almış, her hareketini inceliyordu. Biricik oğlunun aniden evlenmeye karar verdiği bu adama kolayca güvenmeyecekti. Çok vakit kaybetmeden Kerem ile yalnız görüşmek istedi, eski subayın sorguya çekmesi gerekiyordu. Annesi ve ablası izin vermedi, hep birlikte tanıyalım damadımızı diye ısrar ettiler. Kerem gerilse de Mert' e baktıkça güç alıyordu.

Mert babasının yanına gidip kocaman sarıldı.

"Merak etme babacığım beni çok seviyor, ben de onu çok seviyorum. Lütfen rahatla artık, nişanlımı korkutuyorsun:)"

"Korksun zaten, eğer seni üzerse elimden çekeceği var delikanlının"

" Efendim lütfen endişe etmeyin, Mert benim her şeyim, tüm ömrüm onundur, oğlunuzu çok seviyorum ve asla üzmeyeceğim. Benim ailem maalesef ben küçükken vefat etti. Beni babannem büyüttü, o da yakın zamanda vefat etti. Şimdi ise Mert benim tek ailem, lütfen beni de oğlunuz olarak kabul edin olmaz mı"

Bu içten konuşması ile geldiğinden beri mesafeli duran Kerem' i annesi hemen kucakladı. Kerem ise hemen elini öptü. Ahmet Bey' e baktığındaysa 

" Gel bakalım Kerem, öp elimi oğlum"
diyip o da kucağını açtı, sırtına sertçe vurmayı da ihmal etmedi:)

Neşe ile geçen sohbetten sonra geceye damgasını vuran şeyse " Allah' ın emri, peygamberin kavliyle Mert' i kendine istemesi" oldu:)

bAŞKa (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin