"İlk olarak hasta mahremiyeti açısından izin almadan size gösteremem, ikinci olark ise Mert Öğretmeninizi kan tutuyor, ona kıyamam" dediğinde ıslık, alkış, çığlık sesleri birbirine girdi. Sahnede ilk kez gülümseyen doktor bana bakıyordu. Toparlanıp şaşkınlığımı atmam ve çizilen karizmamı düzeltmem gerekiyordu. Sahneye fırladım ceketimin tek düğmesini ilikledim.
"Bu konuyu burada unutmayacak öğrencileri soru çözdürmeye gelince ben unutacağım haberiniz olsun gençler." dediğim zaman " yaaaa hocam yapmayın" nidalarını duyunca zafer benimdi, okulumu geri kazanmıştım zorla da olsa. Sağ elimi kaldırıp yine susturdum onları ve
" Doktor Kerem Yılmaz' a bu harika sunumu için teşekkür ederiz." dediğimde hep birlikte alkışladık. Birlikte sahne arkasından çıktık yoksa öğrenci istilasına uğrayacaktık kesin biliyordum.
Arabaya bindik, evine bıraktım onu. Yol boyu kızmak ve teşekkür etmek arası bi muhabbetimiz oldu.
Araçtan inmeden evinde kahve içmeye davet etti. Saatime baktım bir saat sonra özel dersim vardı. Bugün yaptığı incelikten sonra davetini geri çeviremezdim. Çok kalamam ama dört buçukta özel dersim var dedim.Birlikte yukarı çıktık. Rezidansta oturuyordu.Kapıyı açınca önden buyurmamı söyledi ancak üzerime atlayan kocaman köpek yüzünden geriye düşme tehlikesi yaşadım. Belimden sıkıca yakalayan Kerem gülümsedi, "Çok da hafifmişsin Mertciğim." demez mi. Yanaklarımız birbirine değiyordu. Nefesini kulağımda hissettim. Saniyelik bi andı belki ama bana çok uzun geldi niyeyse. Kekeleyerek yerimden doğrulup dengemi sağladım. " Bu yakışıklı yüzünden oldu, pardon ya" diyebildim. Siyah beyaz köpeğin başını okşadım, önünde diz çöktüm tüm suratımı yalayınca kahkaha attım. İkimizi keyifle izleyen Kerem "Kıskandım valla" dedi. Beni mi kıskandı, köpeğini mi bilemedim o anda. Efe'ye seslenip peşinden gelmesini sağladı ve hayvanı okşayarak başka bi odaya aldı. Elimle ıslak yanağımı silmeye çalışınca bana banyoyu gösterdi. Banyo yatak odasında giyinme odasının iç kısmındaydı. Adamın bütün özeline adım atmış oldum. Geniş çift kişilik yatakta siyah nevresimler vardı. Boydan boya cam tüm odayı aydınlık yapıyordu. Giyim odasına girdiğimde renklerine ve tarzına göre ayrılmış kıyafetler özenle duruyordu. Ayakkabılar saatler çanta ve şapkalar derken ünlü birinin odasını ziyaret etmişim gibi geldi. Banyoda yüzümü yıkadıktan sonra hiç beklemeden salona geçtim. Oturma odasındaki açık mutfaktaydı. Kahve makinesi ile uğraşıyordu. Ceketini çıkarmış gömleğinin üstten iki düğmesini açmıştı. Gözlerim istemsizce açıkta kalan kaslı göğsüne gitti. Fark ettirmemek için hemen hemen gözlerimi kaçırdım. Yerde ilerleyen yuvarlak temizlik robotunu görünce bu adamın acayip titiz olduğuna çoktan kanaat getirdim bile. Selim'in top yapıp röveşata attığı giyilmiş çorapları gözümün önüne geldi birden. Kaşımı çattığımı görünce " Bi şey mi oldu Mert" diyen endişeli bi Kerem görünce anında unuttum o düşündüğüm anıyı, gülümsedim boncuk gözlerine bakarak. " Bi şey yok Kerem, yardım edeyim mi?" diyebildim. " Bi dahakine yardım edersin bu ilk gelişin, misafirliğin çıksın bu seferlik" dedi. Yüzüne ilk kez düzgünce bakabildim. Sarı saçları, kemikli yüzü, orantılı burnu masmavi gözlerini ince dudakları.. Allah özene bezene yarattmış, maşallah dedim içimden...
(Karşınızda Kerem. Hikayenin kapak fotosundaki tahmin edersiniz ki Mert:) Umarım beğenmişsinizdir hikayemi. Yorum ve oylamalarınızı bekliyorum:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bAŞKa (B×B)
Roman d'amourSevmek için doğru zaman gelmeli... Aşka kırgın bir öğretmen ve aşkı onunla tanıyan bir doktorun hikayesinde geçmişte ve bugün yaşananlar geleceğe adım atabilmelerini sağlayacak mı? İki erkeğin birbirini tutkuyla sevdiği mutlu bi hikayedir.