ballı pankek ☘︎ 17

290 43 4
                                    


Arabadan indim ve basketbol sahasının olduğu yere geldim. İçimden bir ses bu kavganın çok büyük olacağını söylüyordu. Biliyordum. Kesinlikle ben yenecektim. Çünkü Ha eun gibi bir aptal kılına bile zarar gelse ağlayabilirdi. Sadece biraz geveze ve boşboğaz idi. Tam bir sivrisinek gibiydi. Bir vursaydım ölecekti ama yine de kulağımın dibinde vızıldıyordu. Bu yüzden bugün o sivrisineği öldürmem gerekiyordu.

Kendimden emin adımlarımla sahanın kenarına yürüdüm ve yere oturdum. Ha eun'u beklemeye başladım.

Taehyung'dan...

Jisoo'yu eve bıraktıktan sonra arabayı onların evinin kenarına bıraktım ve arabada biraz dinlendim. Gözlerimi bir süre kapatıp dinlendirdim.

Gözlerimi açtığımda jisoo'nun acele bir şekilde evden çıktığını gördüm. Nereye gittiğini merak etmiştim. Arabanın içinden çıktım ve yavaşça arkasından yürüyerek onu takip etmeye başladım.

Jisoo biraz yürüdü ve okula yakın olan basketbol sahasının oraya geldi. Neden geldiğini anlamamıştım. Ama kesinlikle bana söylemediği şeyler olduğundan emindim.

Oradaki bir ağacın oraya saklandım ve jisoo'yu izlemeye devam ettim.

Jisoo'dan...

Gözlerimi kıstım ve ileriye baktım. Ha eun sonunda gelebilmişti. Tek başınaydı. Benimle dövüşebileceğine gerçekten inanmıyordum.

"Hoşgelmedin aptal eun!" dedim sahte gülümsemem ile.

"Birazdan kim hoşgelmemiş öğreneceğiz." dedi Ha eun.

Yine güldüm. Gerçekten kendini ne sanıyordu bu?

Bana yaklaştı ve ellerini omzuma koydu.

"Ah, dikkat et de ölme birazdan. Çünkü acımayacağım." dedi ve pis pis sırıttı.

"Sokamadığın lafların ile mi dövüşmeyi düşünüyorsun yoksa birazdan kırılacak olan şu lanet olası ellerini kullanacak mısın?" dedim.

"Kendinden çok eminsin, jisoo." dedi ve karnıma bir tekme geçirdi.

Hiç acımamıştı çünkü ben bundan daha acılarını görmüştüm.

Aynı şekilde bende karnına bir tekme geçirdim ve hemen yere düşünce ayağımı kaldırıp vücudunun üstüne koydum. Ayağa kalkıp bana vurmaya çalıştı fakat kolunu tersine çevirdim ve yüzüne sert bir tokat attım.

"Bu daha başlangıçtı." dedim nefes nefese.

Cevap vermeden alnımın ortasına bir yumruk attı. Kabul ediyorum, bu sefer biraz da olsa acımıştı fakat yılmayacaktım.

Ayağımla ona bir çelme taktım ve onu yere düşürüp kıyafetinin yakasını tuttum. Onu o şekilde yerden kaldırdım ve salladım. Tekrar bir tekme attım.

"Ah!" Ha eun bunu deyince arkasına döndü ve gülümsedi.

Arkasından birkaç kişi daha geliyordu! Bana tek olduğunu söylemişti. Ona güvenmemem gerektiğini anlamıştım.

Bir anda hep birlikte üstüme yürüdüler ve biri kollarımı biri de bacaklarımı tuttu. Canım çok acıyordu. Ha eun'a güvenmekle hata yapmıştım. Kurtulmaya çalışsam da olmadı.

"Bırakın beni! Bana teke tek olacağını söylemiştin aptal!" dedim Ha eun'a dönerek.

"Kurallar çiğnenmek içindir, tatlım. Sana kendine çok güvendiğini söylemiştim." dedi ve güldü.

Bana yaklaştı ve yüzüme baktı.

"Nasıl da kurtulmaya çalışıyor, sürtük şey!" diye bağırdı.

Bir anda bir ses duydum.

"Onu bırakmazsanız birazdan buraya mezarınızı kazarım!"

Kafamı çevirmemle şoka uğradım.

ballı pankek. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin