💛APTAL AŞIKLAR💛

195 26 0
                                    

Sirius olayının ardından 1 hafta geçmişti. Hogwarst'ın son günü. Hala neşesi yerinde olmayan Mia arkadaşlarıyla vedalaştı ve babasının kolunu tuttu. Diğer kolunuda Teddy. Hızla eve cisimlendiler. Annesine sarıldıktan sonra hızka odasına çıktı. Hiç keyfi yoktu. Annesi ve babası pek üstelemedi. Teddy ise eli kolu bağlı oturmayı sevmiyordu.

                                                  •••

Mia bahçede geziniyordu. Tepeden düşecek olan bir Dumbledore beklemiyordu. Dumbledore yere asfalt taşı gibi yapıştı.
(Yazar duygusal olamıyor!)

"Prof. Dumbledore!" usulca yanına çöktü. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.  Herkes birkaç saniye içinde bahçeye toplanmıştı. Dumbledore ve yanındaki kıza bakıyorlardı. Harry aşşağıya hızlıca indi. Dumbledore'nin yanına çöktü. Mia ayağa kalktı. Fred onu kolunda tuttu ve kendine çekti. Mia şuan kendinde olsaydı domatesten daha kırmızı olabilirdi. Ama o...

Tüm Hogwarst asalarını yukarı kaldırarak Dumbledore'yi andılar. "Lumos..." ne kadar büyülü bir söz. Herşeyin bitiminde ölen insanların ismini anarken ihtiyaca duyulan bir büyü. Etrafı aydınlatmaya yarıyor. Ne kadar güzel bir amaç... Mia, Sirius'un ölümü yetmezmiş gibi şimdide Dumbledore'nin ölümüne şahitlik yapmıştı. Kalbi... Atmıyordu bile.

                                                •••

  Yeni bir yıla 3 gün kaldı. Remus ve Dora evde değillerdi. Teddy kendi odasında tarih ödevini yaparken, Mia kendi odasında kitap okurken müzik dinliyordu.

  Kapının çalınmasıyla irkilen Mia annesinin dediklerini hatırladı bi an.

'Kapı çalınca sakın açma. Asaslarınızı mutlaka yanınızda tutun ve çok ses çıkarmayın. Işıkları gerekmediğinde söndürün. Kısaca evde değilmişsiniz gibi yapın tamam mı kızım? Biz yakında döneceğiz...'

Asasını yanına aldı, kasetçalarını kapattı ve Teddy'nin odasına yürümeye başladı. Yan odaya hızlıca girdi. "Teddy kapı çaldı. Asanı al ve benimle gel. Dikkatli ol." diye fısıldadı. Teddy tamam anlamında başını salladı ve asasını aldı. Beraber aşşağı kata indiler. Kapınin kilidi kendi kendine açılıyordu. Mia, Teddy'nin önüne geçti. Kapı açılınca elinde asasıyla annesi içeri girdi. En baştan beri tuttuğu nefesini verdi.

"Anne çok korktum!"

"Üzgünüm ama şu an bunun sırası değil. Hadi süpürgelere!" sonra dışarı çıktılar.

Herkes süpürgelere bindi ve ilerlemeye başladı. Teddy "anne nereye gidiyoruz şu an!" dedikten sonra annesi sadece başını sağa sola sallamakla yetindi.

"İyide bu bir cevap değil!"

"Ted önüne bak!" dedi Mia. Az kalsın vapura çarpacak olan Teddy ablasının uyarısıyla sağa kaydı. "Saol abla az kalsın eziliyordum!"

Mia tam bir şey söylemeye yeltenecekken önlerine çıkan ölüm yiyenlerle sözü kesildi. Mia güçlerinin olmasından yararlanarak kolayca kurtulsada diğerlerini düşünmeden edemiyordu. Gruplar halinde yolculuk yapıyorlardı.

Bir süre sonra varmışlardı. Muhtemelen bir muggle mahallesiydi. 
Aynı evlerine geldiklerindeki yaptıkları gibi yavşca kapıyı açmaya başladılar.

Mia annesine fısıldadı "anne neden bu kadar dram yapıyorsunuz?"

"Bizi fark etmemeleri için tabiki. Buaradaki muggleler çok dedikoducu..." dedi Dora.

Kapı açıldıktan sonra karşısında Harry'i gördü Mia. Hızlıca salon zannettiği odaya girdiklerinde Moody, Hagrid, Fleur, Bill, Fred, George, Remus ve... Onun kim olduğunu bile bilmiyordu. Sadece kendi kendine 'beni buraya zorla getirdiler' diyip duruyordu. Mia Fred ve George'nin ortasına geçti.

Remus, Tonks, Moody ve Hagrid olacakları anlatırken Mia Fred ve George ile sohbet ediyordu. Hermonie , Harry'nin yanına geldi ve saçından bir tutam koparttı. Harry'nin acı ile inlemesiyle Mia kıkırdadı.

Moody'nin verdiği iksirden bir yudum aldılar. Fred ve George birden bire kendisindende kısa olunca gülmeden edemedi Mia.

"Ne oldu bücürler... Çok mu kısaldınız." resmen kahkaha atmaktan yere düşecek Mia bir anda durdu. Çünkü Fred'in onu izlediğini fark etmişti.

                                               •••
Kovuğa varmışlardı. Mia Süpürgesinden indi ve annesi ile Teddy'i beklemeye başladı. Onlarda gelince içeri girdiler. George koltukta uzanmış kanlar içinde olan yada olmayan kulağını gösterip Fred ile konuşuyordu.

"Georgy ne oldu sana?" dedi ve hızla George'nin yanına oturdu.
"İyiyim sadece kulağım koptu galiba. Ahh nasıl becerdim acaba."

"Şu anda bile çok komiksin George. Azıcık ciddi ol!"

                                                 •••

Kovuğa gelmişlerdi ve bugün Bill ile Fleur'un düğünü vardı. Mia kolları dantelli olan kısa bir elbise giymişti. Elbisenin mavi rengi çekik olan gözlerini dahada ortaya çıkarıyordu.

Aşşağı indi. Bir adet öpüşen Harry ve Ginny görmeyi beklemiyordu tabiki. "Günaydın, bölmek istemem ama erkencisiniz. Erkek kardeşimin sizi görüp bunları öğrenmesini istemem..." derin bir sessizlik oluştu.

"Şaka yapıyorum sizi aptal aşıklar.!" dedi ve kahkaha attı.

Bu bölüm buraya kadar. Herhalde yazdığım en uzun bölümdü... Neyse tekrardan öpüldünüz baaays😘muck




PERİ KIZI {[FRED WEASLEY]}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin