El

378 13 3
                                    

~Günümüz ~

Evin kapısından içeri adımımı atarken bile Burak'ı düşünüyordum. Yakında komşu olacak olmamız hiç hoşuma gitmemişti. Nedense onunla pek pek fazla konuşmuyor, konuşunca da kavga ediyorduk. Mesela bugün bile kavga etmiştik. Bana "Sen mutlu ol " derken bile ses tonunda bir ima vardı. Sanki mutlu olmak sadece ona özelmiş gibi. ..

Belki de beni düşündü de öyle söyledi dedim ama beni düşünecek en son kişi oydu. Başıma gelenleri, karanlığın içine nasıl düştüğümü elbette ki bilmiyordu. O da sınıftaki diğerleri gibi benim deli dolu günlerimi görmemişti. Onlar benim hep karanlık yüzümü gördüler . Çünkü ben o olaydan sonra hep ayin karanlık yüzünü görmeye başlamıştım.

Ne de garipti. Karanlıktan bu denli korkan benim bu kadar karanlığın içine batmış olması...

Üzerinde civciv desenleri bulunan çorabımı ayağımdan çıkarıp yerine terliklerimi giydim. Mutfağa gidip dolaptaki hazır limonatadan bir bardak aldım. Annem birazdan işten çıkardı. Tabi patronu zorla mesaiye bırakmazsa.

Annem yıllardır bir markette kasiyer görevlisi olarak çalışıyordu. Bu işi zorla bulmuştu ve patronuna rağmen yıllardır bu işe katlanıyordu. Ben ise oldum olası annemin geç saatlere kadar çalışmasına , buna rağmen patronunun ona karşı saygısız olmasına karşı çıkıyordum. Babam da olmadığı için evde geç saatlere kadar tek olurdum. Aslında benim annemden başka kimse de yoktu. Hiç tanımadığım biri vardı ama o da pek kimsem sayılmazdı.

Elimde limonata bardağıyla odama geçip üstümdeki okul formasından kurtuldum. Ne gündü ama. Mert ile kavga etmiş, ayrıldığımızı herkes öğrenmişti. Merve beni Yiğit' görmüştü. Son olarak da Burak yeni komşumuz olacaktı. Sahi ciddi miydi Burak? Evet futbol konusunda oldukça yetenekliydi. Takıma seçilmesi olağandı. Fakat neden karşı ki apartman? Başka ev yoktu sanki bizim mahallede.

Perdemi açıp karşı binaya baktım. Odamın karşısındaki dairenin camında asılı duran kiralık yazısı artık yoktu. Sebepsizce karşı ki daireye gözlerim daldı. Burak çok yakında bomboş olan duvarların arasında dolaşacaktı. Sıcak bir ürperti kapladı bedenimi. İçimdeki korku yerini heyecana bıraktı. Burak ile komşu olmak o kadar da kötü olmazdı herhalde.

Kapıda gelen anahtar sesini duyduğumda hava çoktan kararmıştı. Dışarıda tekrardan kar yağıyordu. Bu yıl kış fazla sürmüştü ve karla fazlasıyla haşır neşir olmuştum.

"Peliiin. Ben geldim kızım." Annem her zaman yaptığı gibi geldiğini bütün apartmana haykırıyordu. "Hoşgeldin anne." demekle yetindim her zamanki gibi.

O olaydan sonra annemle arama giren şeyler o kadar çok artmıştı ki, henüz yeni yeni aramızdan çıkıyorlardı. Belki zamanında konuşup halletseydik birbirimize bu kadar yabancı olmazdık.

Akşam yemeğimiz her zamanki gibi sıkıcı olacak derken annem hiç beklemediğim bir şey sordu.

"Karşı apartmandaki kiralık daireyi kimin tuttuğunu biliyor musun?" Pirinç tanesini boğazıma kaçmadığına şükrettim.

"Evet, sınıftan bir arkadaşımın ailesi." Annem bu habere o kadar sevinmişti ki gözlerini etekleri zil çaldığı zamanlardaki gibi kocaman kocaman açmıştı.

"Desene yeni komşularımız olacak." Ah, annem yanında bulundurduğu az ve öz olan insanları da o olaydan sonra kaybetmişti. Elbette ki Burak' ın ailesi ile dost olmayı isteyecekti.

"Şimdiden söylüyorum anne, o aile ile herhangi bir samimi bağımız olsun istemiyorum. Sana afiyet olsun, ben odama geçiyorum."

Annemi masada yalnız bırakarak tekrardan odama gittim. Burası benim olan tek yerdi. Bu yüzden işim ne olursa olsun bu duvarlar arasında halletmeyi isterdim.

JeneratörHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin