Karşı apartmanın camına vuran ve yanıp sönmekte olan lambaya gözlerim daldı.
Dışarıda kar var. Kar herkese farklı şeyler ifade eder. Benim içinse kesinlikle bir ilişkinin, bitişini ifade edecekti. Aslında depresyonda falan olmam lazımdı. Çikolatalarla beslenip, gözlerim kızarana kadar ağlayıp, elimden peçeteleri düşürmemem gerekirdi. Ama nedense öyle olmuyordu.
Yıllarca birini sevdiğime inanmıştım. Sonra o çıkalgeldi ve kısa bir süre de olsa mutlu günler geçirdim. Şimdi ise ayrılmıştık. Ve ben beklenen tepkileri bir türlü gösteremiyordum.
Aşk benim için hep yaşam listesinin başlarında geldi. Gerçek aşkı bir gün bulacağıma olan inancımı bir kez bile kaybetmedim. Bu yüzdendi belki de susup kelimelerin beni daha fazla yıpratmasına izin vermeyişim.
Yanıp sönen ışık artık görünmez olmuştu. Kim bilir neydi ? Yattığım yerden doğruldum ve yatağımın yanındaki pencereden sokağa doğru baktım. İnsanlar kendi işleriyle o kadar mesguldüler ki onları izlediğimi bir kişi bile farketmedi. Pembe kabanlı bir bayan koşar adımlarla ilerliyordu. Belli ki acelesi vardı ama neye ? İnsanlar ne için bu kadar acele ederlerdi ki ? Son treni kaçırdıktan sonra koşmanın, acele etmenin pek bir manası olmasa gerek...
Dakikalarca insanları izledim, izledim,izledim... Bizim sınıftan bir çocuk da geçmişti. Hayret ettim. Onu daha önce hiç buralarda görmemiştim. Bir dükkanın önünde durdu. Vitrine bakıyordu. Belli ki bir kıza hediye alacaktı. Yoksa aksesuarı neresine takacaktı ?
Daha önce onu hiç bu şekilde incelememiştim. Sınıfta herkes tarafından oldukça sevilen bir kişiydi. Fakat pek konuşmazdık. Gerek duymamıştık. Aslında çok tuhaftı. İkimiz de insanlarla çok iyi anlaşırdık ve iki yıldır aynı sınıftaydık. Merhabadan öteye geçmeyen bir muhabbete sahiptik sadece.
Oldukça göze çarpan elmacıkları vardı. Keskin olan hatları onu havalı biriymiş gibi gösteriyordu. Saçları rampaydı. Bu da elmacıklarını daha da ortaya çıkarıyordu. Siyah saçları karın beyazlığıyla iyice kaplanmıştı. Bere takmaya neden ihtiyaç duymadığını bir türlü anlamamıştım. Zaten baştan aşağı ıslanmıştı.
Dükkanın içine girmişti. Neden bilmiyorum ama onunla her konuşmamda birden bire farklı bir aleme geçtiğimi hissediyordum. İnsanla konuşma tarzı oldukça değişikti. Bir anda sizi kendine doğru çekiyordu. Sonra normale dönüyordunuz.
Acaba ben bu çocuktan hoşlanıyor muyum diye düşünmüşlüğüm çok oldu. Hiçbir zaman cevabını bulmayı da düşünmedim. Sanki bulursam bir şeyler yolunda gitmeyecekti. Bu yüzden hislerimi hiçbir zaman gün yüzüne çıkarmadım. Sürekli ört bas ettim. Zaten bu bir aşk olsaydı eninde sonunda beni bulacaktı.
Artık dışarıdaki insanları izlemekten sıkılmıştım. Bizim sınıftaki çocuk -ki adı Burak'tı- girdiği dükkandan bir türlü çıkmamıştı. Pek önemsemedim.
Odanın kapısı çalındı. Gelen annemdi. Mervenin geldiğini söyledi. Merve benim çok yakın arkadaşım. Nerdeyse tüm zamanım onunla geçiyor.
"Nasılsın? " diye söze başladı Merve. Sanki durumumu bilmiyormuş gibi. Aldatılıp ilişkisi biten bir insan nasıl olabiliyorsa öyleydim işte. "Standart" diye cevapladim. Aslında pek de öyle değildim ya.
Zorla beni dışarı çıkarmak istiyordu Merve. Üstüme geçirmeye çalıştığı kazağı çekip çıkardım. Fakat o her zaman benden daha inatçıydı. İstediğini hep elde ederdi. Ve yine öyle oldu. Zorla da olsa beni karlarla kaplı sokağa attı.
Soğuk havayla tenimin ilk buluşması benim için oldukça zorlu geçti. Kar taneleri simsiyah olan upuzun saçlarıma düşmek için yarışıyor gibiydi. İçimden sıcacık yatağıma geri dönsem diye geçiriyordum.
Merve kolumdan zorla tuttu ve beraber kaldırımda yürümeye başladık. Bu durumumu Merve'den başka kimse bilmiyordu ve bilmesini de istemiyordum. Şu ana kadar başıma gelen en kötü şey bu değildi. Bu şeyin beni bu kadar yıprattığını insanların bilmesini istemiyordum.
Kol kola girmiş bir şekilde yürürken birden bir dükkanın kapısı sokağa doğru açıldı. Ve işte o an hayatımın fark edişini bir daha yaşamamak üzere yaşadım.
Merhaba arkadaşlar,
İnsanlar kendilerini ifade etmek için konuşurlar. Ve her konuşmanın bir amacı vardır. İşte ben insanların konuşarak dile getirdiklerini ,yazarak dile getiriyorum. İçinde tüm yaşanmışlık, hayal ve umutlarla...
Bu benim buradaki ilk hikayem. Bana yazma cesareti veren annem ve çok sevdiğim arkadaşım Hatice Büşra Uzun 'a gelsin. Ayrıca ona afiş tasarımı için çok teşekkür ediyorum.
Desteğiniz ve verdiğiniz cesaret için için teşekkürler. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jeneratör
Ficción GeneralBazı insanlar karanlıktan çok korkar. Işıklar sönünce birinin onlar için ışıkları ya tekrardan yakması ya da elektriği tekrardan getirmesi lazım....Işığını kaybetmiş bir kızın hikayesi...