Kalbin acırken bile susuyorsan
Sevdiğin sana susmayı iyi öğretmiş demektir ...Yorgunluk akıyor bedenimden. Sen yorgunluğu...
Al işte veriyorum sana avuçlarımda kalan son nar tanelerini...
Sen ona koskocaman bir kitap yazarsın o ise tek bir mesaj atmaz...Yürek farkı...
Evet bir telefon numarası.1 - 2 - 3 - 4 ... Rakamlardan oluşan sıradan bir telefon numarasını almam hiç bu kadar zor olmamıştı. Demek ki seninle işimiz var Pelin hanım. Artık dünyama hoş geldin. Umarım karanlıktan korkmuyorsundur. Çünkü birazdan ışıkları kapatacağız.
Yiğit
Pelin
Artık yalnızdım. Tamamıyla. En güvendiğim insan da sırtımdan bıçaklayanlar listesine adını yazdırmayı başarmıştı. Şimdi ne yapmalıydım ? Ne yapmalıydım ki düzene girmeliydi hayatım ? Ne yapmalıydım ki kaybettiğim güvenim saklandığı yerden çıkabilsindi ?
Ağlamaktan bir hal olmuştum. Kendime bunu daha fazla yapamazdım. Birine ihtiyacım vardı . Hem de çok . Güvenebileceğim kimsem kalmazken nasıl birine her şeyi anlatıp saatlerce omzunda ağlayabilirdim ? Annem geldi aklıma ama o fikir uzun bir süre önce çoktan rafa kaldırılmıştı. Annemle aram yoktu. Hem de hiç.
Telefon rehberine karıştırdım ve arayabilecek birini bulmaya çalıştım. Kimse kimsem yoktu arayabilecegim. Melis olabilir miydi ? Ah Hayır Pelin o olmaz...
En iyisi yatağıma girip uykuya kendimi teslim etmekti. Kırmızı beyaz çizgili pijamamı giydim ve uzun düz saçlarımı topuz yaptım. Yastığa kafamı koyunca perdeyi aralamak geldi içimden. Ve o an Burak ile konuşabileceğimi düşündüm. Neden onunla konuşmayaydım ki ? Beni anlardı herhalde.
Hava soğuk olduğundan dolayı üstüme montumu giydim . Annem kesinlikle bana kızacaktı ama o da beni anlasaydı. Sessizce evden çıktım ve merdivenlerden inmeye başladım. Karşı apartmana geçince bu sefer de merdivenlerden yukarı çıktım. Bir yerden inince bir yere mi çıkardı insan ? Düşünce kalktığı gibi...
Evet Pelin işte karşında Burak'ın evi. Kapıyı çalıp onunla konuşabilirsin dedim ve zile bastım. Dur ya... Ne konuşacaktım ? Ne diyecektim ? Kaçmalıydım burdan derken çoktan kapı açılmıştı. Burak 'ın annesi. Tüm sevecenliğiyle bana bakıyordu . " Şey eee ben Burak 'tan ders notlarını isteyecektim. Acaba evde mi ?" diye geveledim . Ah Pelin ne biçim bir yalandı bu böyle ? "Evde evde. Dur ben çağırayım" dedi ve gitti annesi. O gider gitmez derin bir nefes aldım. Fakat rahatlamam uzun sürmedi çünkü Burak karşımda duruyordu . Üstünde eşofman takımı vardı. Benim ise pijamalarım. Ah yine mi rezillik dedim. Ama bunu umursamamın da bir manası yoktu.
Üstüne montunu aldı ve dışarı çıktı. Ne kadar da rahattı. Ben evden gizlice çıkmıştım. O ise elini kolunu sallayarak çıkıyordu. Ne yapıyordu bu ? "Burak " dedim ayakkabılarını giyerken. "Anladım Pelin. Benden not isteyecek değilsin. Hadi gel konuşalım. " " Ama saat çok geç oldu. Dışarıya çıkman gerekmezdi. Ben sadece şey için gelmiştim " Ne için gelmiştim sahiden de ? Burak'a ne anlatacaktım. Gerçekten de beni dinleyeceğini mi düşündüm? Bu saatte ne olacağını sanmıştım ? " Pelin sorun yok. Biz arkadaşız bana anlatabilirsin" Neden bana bu kadar anlayışlıydı ki? O da diğer insanlar gibi çekip gitseydi ya. Elimi bırakasaydı hiç tutmadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jeneratör
Genel KurguBazı insanlar karanlıktan çok korkar. Işıklar sönünce birinin onlar için ışıkları ya tekrardan yakması ya da elektriği tekrardan getirmesi lazım....Işığını kaybetmiş bir kızın hikayesi...