Ruhunda Bıraktığı İzler

81 39 4
                                    



Keyifliii Okumalarrr <3


"Ne yapacağımı bilmeden nasıl hazır olabilirim?" diyerek gözlerimi devirdim.

"O zaman hazırsın." diyerek sola doğru çekildi. Arkasını dönerek grafitiye baktı. 

Kenara çekilince ben de duvardaki grafitiyi gördüm. 'Gökkuşağı Caddesi' yazan bu grafiti sanatçının kendi yazı stili ile yapılmış gibiydi. Kullandığı renkler ise caddenin ismine vurgu yapmak istediğinden gökkuşağının paletinden faydalanmıştı. Renkler arasındaki geçişlerin çok iyi durmasa da karanlıkta fark etmek için çok dikkatli olunmalıydı. Sanatçı, rengarenk yaptığı bu çalışmayı sağ üst köşede bulunan iki bulut arasındaki gökkuşağı ve sol kısımda yer alan parıltılarla tamamlamıştı. 

Kıvanç'ın neden ona baktığını düşünürken birkaç adım atarak mesafeyi kapattım.  "Sana bazı grafitileri göstereceğim ve senin onların hakkında ne düşündüğünü, ruhunda bıraktıkları izleri söylemeni istiyorum." dedi. 

Benden istediği karşısında hayal kırıklığına uğramıştım. Dışarı çıkmamızın sebebinin bu olacağı düşündüğüm olasılıklar arasında bile yoktu. Beklentilerimi düşük tutmaya çaba göstersem de kimi zaman başaramıyordum. Belki de beklentilerimin yüksek ya düşük olması ile alakası yoktu çünkü ben genel olarak sürekli hayal kırıklığına uğrayan bir insandım. Alışkanlık haline gelmişti, hayal kırıklıkları bende. 

Birçok kez yaşadığım bu duyguyu gizlemeyi rahatlıkla başarabildiğimden yine gizlemeyi başarabildiğimi düşünüyordum. "Ruhumda bıraktığı izler mi? Edebiyat yapma bana, anlamam." 

Arabaların farlarından ve sokak lambalarından yansıyan ışıklar Kıvanç'ın yüzündeki gülümsemeyle birlikte ahenkle parlarken oluşan bu manzara karşısında gözlerimi ondan alamıyordum. Daha önce hiçbir zaman gülümsemek bu kadar izlenesi gelmemişti. 

"Yani..." dedi uzatarak. "Sana ne hissettirdiklerini söylemeni istiyorum." 

"Öyle desene o zaman. Garip garip cümleler kuruyorsun."  

Grafitiye yorumcu gözüyle tekrar baktım. Birkaç adım atarak daha da yaklaştım. "Yazının stilini daha önce gördüğümü söyleyemem. Kendisine ait olduğunu düşündüğüm bu stili beğendim. Renk seçimi de güzel. Sanki şehir tabelası havası katıyor. Ben onun yerinde olsam altına nüfus ve rakımı da yazardım böylece daha dikkat çekici bir resim olabilirdi. Bunlar beğendiğim yanları.

Beğenmediğim yanının olduğunu söylemem ama rahatsız olduğum tek nokta renklerin geçişleri. Daha önce sprey kullanmadığımdan ve bunu yapan sanatçının bilerek mi yaptığını bilmediğimden bunu eleştirmeyi doğru bulmuyorum. Eğer bilerek yaptıysa ayrı bir hava katmak istemiştir ya da spreyle bu kadar olabiliyordur, bilemiyorum. O yüzden bu konuyu yorumsuz bırakıyorum. 

Bana hissettirdikleri..." duraksadım ve ona dönerek, "Pardon, ruhumda bıraktığı iz diyecektim." dedim.  Yaptığım göndermeyi anlamış olmalı ki çarpık gülümsemesi kendini gösterdi. 

"Sanki yeni bir dünyaya adım atmışım gibi hissettim. Ve bu yeni dünyanın girişindeki tabela ile karşılaştım. Buranın nasıl olacağını, beni neyin beklediğini renkleri ile anlatmaya çalışıyordu." 

Son kelimelerim ile bana dönen Kıvanç, "Bakış açını sevdim." dedi.  

Sonra tekrar yürümeye başladık. İnsan tıpkı bizim gibi caddede yürüyor, kimisi koyu muhabbetler ederken kimileri duvardaki resimlere bakıyorlardı. Ben de duvardan gözümü ayırmazken sıradaki resmin hangisi olacağını düşünüyordum. Çalan korna ile birlikte kafamı çevirince onun beni izlediğini gördüm. Ne zamandan beri bana baktığını bilmiyordum. Kaç dakikadır yürüdüğümüzü tahmin etmeye çalışsam da kendimi fazla kaptırdığımdan bir fikrim de yoktu. 

Boş TuvalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin