17- Eğitim/ Tercih

68 28 0
                                    

Karan "Gitsek mi?" Gözlerimi kendiliğinden büyürken, elimle ağzını kapattım. Ailesi kurt güçleri sayesinde ne konuştuğumuzu duyabilirdi. O utanmıyor olabilir ama ben kesinlikle utanıyordum.

"Sussana ya! Karanlık çökmeden bir yere gitmek yok. Hem bu gece burada kalmak istersen babam gelip alabilir beni?" Ailesiyle tamamen düzelmek amaçlı belki bunu ister diye düşünüyordum. Ne kadar çok vakit geçirirlerse araları o kadar çabuk düzelirdi.

Karan dişlerini gösterecek şekilde gülüp, ellerini belime yerleştirdi. "Sakın öyle bir hata yapayım deme. Bu gece evimizdeyiz."

Dediğinin aksini kabul etmeyeceğinden sesimi çıkarmadım ve ona bir kere daha uyarak başımı olumlu anlamda salladım. Başıma bir öpücük kondurup beni tekrar göğsüne yatırdı. Saçlarımı okşamaya başladığında gözlerimi kapatarak onun verdiği sıcaklık ile mayıştım. Birkaç dakika o şekilde dinlensem bir şey değişmeyecekti. Uyumadım ama en az on saat uyumuş kadar dinlenmiş oldum.

🌕🌖🌗🌘🌑🌒🌓🌔🌕

Yaşadığım onca şeyi yaşamamışım gibi hissettiren bir duygu vardı. Bunun adı neydi bilmiyordum ama hissettiğim en güzel şeydi. Ailesiz büyüdüğüm, ağladığım her gecenin izi silinmiş; yerine dertsiz büyüyen biri gibi hissediyordum. Bu duygu bir tek Karan'ın yanında oluyordu. Onun yanından ayrıldığım an sanki hissedemediğim o anlara inat gibi tam tersi oluyordu. Kimsesiz büyüyen o Dolunay oluyordum. Kimsesiz geçirdiğim o günlere dönüyor, o günleri en derinime kadar hissediyordum.

Karan benim sevgilim.

Karan benim ilerideki eşim.

Kolları vücuduma sarılı bir şekilde uyuyordu. Yeni çıkan sakallarının arasında pürüzsüz tenini görebiliyordum. Öylesine derin bir uykudaydı ki değil davul çalsa, savaş çıksa bile uyanmayacak gibiydi. Dün gece film izleyeceğiz diye geç saatlere kadar oturmuştuk. Haliyle uykusuz kalmıştı ve şimdi öğlen vakti olmasına rağmen gözlerini açmıyordu. Bir ara dayanamamış yanından kalkıp Kan içmiş, geri gelmiştim.

Onu izlerken dakikaların nasıl aktığını bile bilmiyordum. Ezbere bildiğim suratını tekrar tekrar hafızama kazımaktan asla bıkmıyordum. Derin bir nefes verip bakışlarımı dışarıya çevirdiğimde yanımda kıpırdanma oldu. Mırıldanma sesi ile uyandığını anlamıştım. Belimdeki kollarını sıkı sıkıya sarıp, burnunu boynuma gömdüğünde gülümsedim.

Karan "Günaydın, güzel kokan sevgilim." Beklemediğim cümle ile dudaklarımdan kıkırtılar döküldü.

"Sana da günaydın uykucu sevgilim." Gözleri komodinin üstündeki saate kaydı ve gördüğü anda yüzünü buruşturdu.

Karan "Gene fazla uyumuşum, niye uyandırmıyorsun?"

"Neden uyandırayım? Bütün gün boşuz zaten bol bol uyuman için güzel bir gün."

Karan "Seninle olan vaktim gidiyor ama!" Romantik cümleleri dile getirmeden sevgisini öyle güzel ifade ediyordu ki ona hayran kalmadan edemiyordum.

Güneş gözlerine vuruyordu ve bu onu daha da yakışıklı hala getiriyordu. Dayanamayıp yanağına bir öpücük kondurup, geri çekildim. "Çok güzel uyuyordun çokk." Beni gülüşümden öptüğünde mideme giren krampı hissettim.

Son zamanlarda ayrı bir romantiktik ve bu hoşuma gidiyordu, kimin gitmezdi ki? Onun boşluğundan yararlanıp kolları arasından kalktım. Karan anlık duraksasa da ifadesini bozmamaya çalıştı. "Artık kalkıp kahvaltı hazırlar mısın?" Bunu kalkıp ben de yapabilirdim ama o kadar üşeniyordum ki değil kahvaltı hazırlamak, odadan bile çıkasım yoktu.

Karan "Dışarıdan alalım bugünlük, olur mu?"

"Hasta mısın sen?" Tanıştığımız ilk günden beri bana yemek hazırlamaktan mutlu olan çocuk bugün dışarıda yapmak istiyordu. Ben kahvaltı yapmak istemediğim zaman bile zorla kendi yaptığını yedirten çocuğa ne olmuştu öyle?

Sır Açığa ÇıkıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin