18- Gerginlikler

60 27 0
                                    

İstemeye istemeye camdan dışarı baktığımda annemi elini babamın göğsüne koymuş, olası bir ataktan korurken görmüştüm. Babam sinirle arkasını dönüp eve gittiğinde canım acıdı. Annemle gözlerimiz kesişti ama bir tebessüm bile etmeden o da arkasını döndü ve gitti. Daha fazla buna dayanamayıp başımı diğer cama çevirdim. O sırada arabaya Afra ve Murat babam bindi.

Afra "İyi misin?" Başımı olumlu anlamda salladım ve yanımdaki bedenine başımı yasladım.

Murat babam "Böyle olmasını istemezdim, üzgünüm."

"Sorun değil." Başımı cama yasladım ve bu saatten sonra neler olacağını kestirmeye çalıştım.

🌕🌖🌗🌘🌑🌒🌓🌔🌕

Güneşin doğma saati yaklaştığından dolayı turumsumsu olan gökyüzünden gözlerimi ayıramaz olmuştum. Uzun süredir kafa dinlemeye ihtiyacım vardı ve şuan onu gerçekleştiriyordum. Ailemin ortaya çıkması, melez olduğumu herkesin öğrenmesi, kontrol edemediğim güçlerim, yurttaki olaylar, başımızdaki yeni savaş... 

Birden fazla olan sebeplerden ötürü son zamanlarda iyice bunalmıştım ve yoğunluktan dolayı hiç bunları düşünememiştim bile. Sakin bir kafa ile baktığında ne kadar zor ve uzun süren olaylar olduğu aşikardı. Vücudum uzun süreli dinlenmeye alışkın değilmişçesine aksiyon istiyordu, ruhum ise bu sakin hayata bir süre daha devam etmenin peşindeydi. 

Şuan tek eksiğim Karandı. 

O da bu şehirde olsa isteyeceğim başka şey yoktu. Onun kaslı kolları arasına girmeyi o kadar çok özlemiştim ki anlatamazdım. Boşlukta hissettiğim nadir anlardaydım. Genelde böyle hissetmemi sağlamayacak kadar uzun süreli ayrılmıyorduk. Şimdi ise saatlerdir göremediğim yüzünü öylesine çok özlemiştim ki...

Sabaha doğru anca eve gelebilmiştik. Herkes odasına çekilirken ben arka bahçeye gelmiş, sırtımı evin duvarına yaslayarak yerde oturuyordum. Uzandığım yerde ayaklarımı sallamaya başladım. Sürekli etrafımda birileri olduğundan dolayı bu sessizlik garip gelmişti. Evet, kafa dinlemeyi sevmiştim ama yabancı bir duyguydu. İstemsizce garipsiyordum. 

"Günaydın kızım." Murat babamın sesi ile bakışlarımı oraya döndürdüm ve ona sıcak bir tebessüm gönderdim. 

"Günaydın baba." Aklımdan geçen düşünceleri okumuş, beni yalnız bırakmamak adına gelmiş gibiydi. 

Saatler süren araba yolcuğunun üstüne duş almak için odasına çıkmıştı ve sanırım bir süre dinlenmiş olmalıydı. "Oturabilir miyim?" Sorusu ile direkt başımı olumlu anlamda sallayarak onu onayladım. İzni aldığında sol tarafıma bedenini bıraktığında, beni gibi sırtını evin duvarına yasladı. "Bana kızgın mısın?"

Kızgın olduğum kişi, bendim. Orada annemle babamı hayal kırıklığına uğrattığım için kendime kızıyordum. Evet, yine olsa yine o arabaya binerdim ama en azından onları kırmadan yapardım. Dün öylesine üzmüştüm ki onları döndüğümde ne tepki vereceklerini kestiremiyordum bile. 

"Değilim." dedim. Onun bir suçu yoktu. Haber verip gelseydi daha iyi olurdu ama bu yine de bir şeyi değiştirmezdi. O kavga er ya da geç yapılacaktı. Murat babam Afra'yı alırken, Dolunay gününden sonra beni alacağını zaten söylemişti, bunu unutan bendim. "Sadece onları biraz fazla kırdım sanki." 

Derin bir nefes verdiğini işittim. "Senin bir suçun yok. Seni arada bırakmamalıydım, daha anlayışlı konuşsaydım böyle olmazdı." 

Onun merhametli kalbini öylesine çok seviyordum ki. Haklı olsa bile haksızmış gibi konuşurdu. "Düşünme öyle." Kısa bir süre durduktan sonra konunun kapanması adına bir kaç şey söyledim. "Boş verelim bu konuyu olur mu? Ben gidince onlarla konuşurum. Senin gibi anlayışlı olurlarsa sorun olmayacaktır." 

Sır Açığa ÇıkıyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin